- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,016
- Puanları
- 36
Tunceli’nin Munzur ve Mercan dağları içinde şurası 1500 rakımlı Ovacık ilçesinde bulunan Munzur Gözeleri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kısıtlamalarında denetimli olağanlaşmaya geçilmesiyle bir daha ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.
Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Müdafaa Bölge Müdürlüğünce, 2001 yılında birinci derece doğal sit alanı ilan edilen Munzur Gözeleri, her mevsim doğal hoşluğuyla ziyaretçilerini cezbediyor.
Kent merkezine 80, ilçe merkezine ise 17 kilometre uzaklıktaki Ziyaret köyünde yer alan Munzur Gözeleri, sahip olduğu doğal ve kültürel güzellikleriyle bölgedeki beğenilen turizm alanlarının başında geliyor.
Yılın her periyodunda binlerce yerli ve yabancı turistin uğrak noktası olan Munzur Gözeleri, Kovid-19 kısıtlamalarının gevşetilmesinin akabinde bir daha etraf vilayet ve ilçelerden hayli sayıda fotoğraf ve tabiat tutkununu ağırlıyor.
Bölgedeki doğal hoşluklar doyumsuz görünümler sunuyor
Hafta içlerinde günübirlik seyahatlerle bölgeye gelen ziyaretçiler, Munzur Gözeleri’ndeki irili ufaklı şelaleler, göletler ve etrafında açan rengarenk çiçekler içinde gezinti yaparak doyasıya vakit geçiriyor.
Kimi ziyaretçiler de Munzur Gözeleri’nin çabucak yanı başındaki dağlarda kamp kurarak, kent geriliminden uzakta tabiatla iç içe birkaç günlük tatil yapmanın keyfini yaşıyor.
El değmemiş yemyeşil tabiatı ve bitki çeşitliliğiyle öne çıkan Munzur Gözeleri, yaban hayatı, varlıklı florası ve endemik cinsleriyle öne çıkan Munzur Vadisi Ulusal Parkı’na hayat veriyor.
Yaz aylarında buz üzere suları ve serinliğiyle ziyaretçilerine ferah bir ortam sunan Munzur Gözeleri’nin, efsaneye göre “Munzur” isimli çobanın elinde tuttuğu sütün yere dökülmesiyle ortaya çıktığına inanıldığı için yöre halkı tarafınca kutsal kabul ediliyor.
“Kırk gözeden su akıyor ve insanın aklı almıyor”
Ziyaretçilerden Hasret Özbey, AA muhabirine, İstanbul’da yaşadığını ve 8 yıl evvel de Tunceli’ye gelerek tatil yaptığını söylemiş oldu.
Munzur Gözeleri’nin doğal hoşluğuna hayran kaldığını tabir eden Özbey, “Bu hoşluğu her insanın görmesini isterim. Kırk gözeden su akıyor ve insanın aklı almıyor. Her bir taraftan suyun çıkması inanılmaz hoş. Yalnız güya daha da güzelleştirilebilir ve turizme tanıtılabilir. Çokta bilen yok lakin buralı olanlar biliyor.” dedi.
Özbey, kentin inanılmaz hoşluklara konut sahipliği yaptığını ve şahane görünümünün olduğunu lisana getirerek, Munzur Gözeleri’nde akan suyun tadının kusursuz olduğunu, içmeye doyamadığını belirtti.
Kovid-19 salgını sebebiyle yaklaşık 2 yıldır dört duvar içinde vakit geçirdiğini aktaran Özbey, şöyleki konuştu:
“İstanbul üzere bir yerde yasak olmasa da sokağa salgın kaygısından çıkamıyoruz. Fakat burası inanılmaz hoş ve hiç bir mevzuda kahır yok. Kalabalık olmayan ortamlarda maske takmadan gezilebiliyor. Ayağını buz üzere suya sokmak, elini dayayıp o dağdan akan suyu kana kana içmek hayli beğenilen. Her yerde kekik ve ismini bilemediğim otların kokusunu almak inanılmaz âlâ geldi, önemli bir detoks beşerler için.”
Şahin Öztoprak da Ovacık’ın havası, toprağı ve insanıyla fazlaca hoş bir ilçe olduğunu aktardı.
Öztoprak, dünyada Munzur Gözeleri’ne misal diğer bir alanın olmadığını belirterek, “Burayı görmek için Elazığ’dan geldik ve çok hoş bir yer. her insanın burayı gezmesini ve görmesini istiyoruz.” sözlerini kullandı.
“Tunceli’nin tanıtımında Munzur Gözeleri’nin kıymetli bir yeri var”
Yöre sakinlerinden Hıdır Gündoğdu da Munzur Gözeleri’nin görülmeye kıymet bir yer olduğunu ve su sesinin beşere huzur verdiğini anlattı.
Tunceli’nin tanıtımında Munzur Gözeleri’nin değerli bir yeri olduğunu anlatan Gündoğdu, şunları kaydetti:
“Bazı şeyler vardır ki anlatılmaz yaşanır ve her insanın de gelip bu hoşluğu yaşamasını istiyorum. Umarım bu hoşluk sonsuza kadar devam eder ve Tunceli için turistik bir tanıtım vesilesi olur. Munzur çayının kaynağı burası. Olağan uzadıkça farklı dere ve akarsulardan besleniyor. Lakin buranın asıl kaynağı Munzur Dağları’nda hiç bitmeyen karlar. Orada eriyen karların suları yolunu burada bulmuş ve bu su o karlar erimeye devam ettikçe akışını sürdürüyor.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Sidar Can Eren
Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Müdafaa Bölge Müdürlüğünce, 2001 yılında birinci derece doğal sit alanı ilan edilen Munzur Gözeleri, her mevsim doğal hoşluğuyla ziyaretçilerini cezbediyor.
Kent merkezine 80, ilçe merkezine ise 17 kilometre uzaklıktaki Ziyaret köyünde yer alan Munzur Gözeleri, sahip olduğu doğal ve kültürel güzellikleriyle bölgedeki beğenilen turizm alanlarının başında geliyor.
Yılın her periyodunda binlerce yerli ve yabancı turistin uğrak noktası olan Munzur Gözeleri, Kovid-19 kısıtlamalarının gevşetilmesinin akabinde bir daha etraf vilayet ve ilçelerden hayli sayıda fotoğraf ve tabiat tutkununu ağırlıyor.
Bölgedeki doğal hoşluklar doyumsuz görünümler sunuyor
Hafta içlerinde günübirlik seyahatlerle bölgeye gelen ziyaretçiler, Munzur Gözeleri’ndeki irili ufaklı şelaleler, göletler ve etrafında açan rengarenk çiçekler içinde gezinti yaparak doyasıya vakit geçiriyor.
Kimi ziyaretçiler de Munzur Gözeleri’nin çabucak yanı başındaki dağlarda kamp kurarak, kent geriliminden uzakta tabiatla iç içe birkaç günlük tatil yapmanın keyfini yaşıyor.
El değmemiş yemyeşil tabiatı ve bitki çeşitliliğiyle öne çıkan Munzur Gözeleri, yaban hayatı, varlıklı florası ve endemik cinsleriyle öne çıkan Munzur Vadisi Ulusal Parkı’na hayat veriyor.
Yaz aylarında buz üzere suları ve serinliğiyle ziyaretçilerine ferah bir ortam sunan Munzur Gözeleri’nin, efsaneye göre “Munzur” isimli çobanın elinde tuttuğu sütün yere dökülmesiyle ortaya çıktığına inanıldığı için yöre halkı tarafınca kutsal kabul ediliyor.
“Kırk gözeden su akıyor ve insanın aklı almıyor”
Ziyaretçilerden Hasret Özbey, AA muhabirine, İstanbul’da yaşadığını ve 8 yıl evvel de Tunceli’ye gelerek tatil yaptığını söylemiş oldu.
Munzur Gözeleri’nin doğal hoşluğuna hayran kaldığını tabir eden Özbey, “Bu hoşluğu her insanın görmesini isterim. Kırk gözeden su akıyor ve insanın aklı almıyor. Her bir taraftan suyun çıkması inanılmaz hoş. Yalnız güya daha da güzelleştirilebilir ve turizme tanıtılabilir. Çokta bilen yok lakin buralı olanlar biliyor.” dedi.
Özbey, kentin inanılmaz hoşluklara konut sahipliği yaptığını ve şahane görünümünün olduğunu lisana getirerek, Munzur Gözeleri’nde akan suyun tadının kusursuz olduğunu, içmeye doyamadığını belirtti.
Kovid-19 salgını sebebiyle yaklaşık 2 yıldır dört duvar içinde vakit geçirdiğini aktaran Özbey, şöyleki konuştu:
“İstanbul üzere bir yerde yasak olmasa da sokağa salgın kaygısından çıkamıyoruz. Fakat burası inanılmaz hoş ve hiç bir mevzuda kahır yok. Kalabalık olmayan ortamlarda maske takmadan gezilebiliyor. Ayağını buz üzere suya sokmak, elini dayayıp o dağdan akan suyu kana kana içmek hayli beğenilen. Her yerde kekik ve ismini bilemediğim otların kokusunu almak inanılmaz âlâ geldi, önemli bir detoks beşerler için.”
Şahin Öztoprak da Ovacık’ın havası, toprağı ve insanıyla fazlaca hoş bir ilçe olduğunu aktardı.
Öztoprak, dünyada Munzur Gözeleri’ne misal diğer bir alanın olmadığını belirterek, “Burayı görmek için Elazığ’dan geldik ve çok hoş bir yer. her insanın burayı gezmesini ve görmesini istiyoruz.” sözlerini kullandı.
“Tunceli’nin tanıtımında Munzur Gözeleri’nin kıymetli bir yeri var”
Yöre sakinlerinden Hıdır Gündoğdu da Munzur Gözeleri’nin görülmeye kıymet bir yer olduğunu ve su sesinin beşere huzur verdiğini anlattı.
Tunceli’nin tanıtımında Munzur Gözeleri’nin değerli bir yeri olduğunu anlatan Gündoğdu, şunları kaydetti:
“Bazı şeyler vardır ki anlatılmaz yaşanır ve her insanın de gelip bu hoşluğu yaşamasını istiyorum. Umarım bu hoşluk sonsuza kadar devam eder ve Tunceli için turistik bir tanıtım vesilesi olur. Munzur çayının kaynağı burası. Olağan uzadıkça farklı dere ve akarsulardan besleniyor. Lakin buranın asıl kaynağı Munzur Dağları’nda hiç bitmeyen karlar. Orada eriyen karların suları yolunu burada bulmuş ve bu su o karlar erimeye devam ettikçe akışını sürdürüyor.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Sidar Can Eren