- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,016
- Puanları
- 36
Eskişehir’de, Seyitgazi ilçe merkezinin 15 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Küllüoba Höyüğü hafriyatında, küp formunda 25 çocuk mezarı ve içlerinde iskeletler bulundu.
Tunç Çağı’nda 1600 yıl boyunca kesintisiz yerleşik hayat sürülen Küllüoba’da, 350 metre uzunluğunda, 150 metre enindeki höyükte 1996’dan bu yana, tarihin gün ışığına çıkarılmasına yönelik çalışma yapılıyor.
Hafriyatta bu sene, Bilecik Pir Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) öncülüğünde Hacettepe ve Batman üniversitelerinden öğretim üyeleri ve öğrencilerden oluşan 35 kişilik takım misyon yapıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünden alınan müsaadeler doğrultusunda süren hafriyatta Tunç Çağı izlerini arayan takım, bir mezarlık alanı tespit etti.
Bölgedeki hafriyatta, 5 bin yıl öncesine ilişkin olduğu iddia edilen ve çocuk mezarı olduğu belirlenen küp biçiminde 25 mezar ortaya çıkarıldı. Bunların içlerinde çocuk iskeletlerinin yanı sıra mühür, saç halkaları ve takılara rastlandı.
Anne karnındaki durumda yerleştirilmişler
Hafriyat lideri ve BŞEÜ Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Türkteki, AA muhabirine, 2021 yılı kazısına bu ay başladıklarını söylemiş oldu.
Çalışmalarının, 5 bin yıl öncesine ilişkin mezarlık alanında sürdüğünü belirten Türkteki, şu ayrıntıları paylaştı:
“Gömü gelenekleri ortasında çömlek mezarın yaygın olduğunu tespit ettik. Taş sanduka denilen mezar tiplerine de az olmakla birlikte rastladık. 30’un üzerinde mezar saptadık. Bunların 25’i çocuklara ilişkin. Bu çömlek mezarların kimilerinde ‘ölü hediyesi’ dediğimiz bulgulara rastladık. Bunlar içinde mühürler, saç halkaları ve çeşitli takıları sayabiliriz. Milattan evvel 3 bin senelerına ilişkin çocuk mezarları, sıklıkla çömlek içine anne karnındaki konumda yerleştirilmiş. Bu alandaki çalışmalarımızı Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Kısmı ile ortak gerçekleştiriyoruz.”
Türkteki, mezarlardaki kemiklerin Hacettepe Üniversitesi Antik DNA Laboratuvarı’nda inceleneceğini bildirdi.
O devir çocuk ölümlerinin ve erken yaşta ölümlerin fazla olduğunu lisana getiren Türkteki, “Milattan evvel 3 binli yıllar, hayat müddetinin hudutlu olduğu bir devir. 45 yaşındaki bir insan o periyoda göre fazlaca yaşlı sayılabilir. Beslenme ve hastalıklar insan hayatında kıymetli rol oynuyor. Devir için Anadolu’daki gömü tipini çömlek mezarlar oluşturuyor. Bilhassa İç Anadolu ve İç Batı Anadolu’da daha yaygın bir gömü formu. Taş sanduka mezar tipi de daha özeldir.” diye konuştu.
Doç. Dr. Türkteki, takviyelerinden dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Tarih Kurumu ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesine teşekkür etti.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Deniz Açık
Tunç Çağı’nda 1600 yıl boyunca kesintisiz yerleşik hayat sürülen Küllüoba’da, 350 metre uzunluğunda, 150 metre enindeki höyükte 1996’dan bu yana, tarihin gün ışığına çıkarılmasına yönelik çalışma yapılıyor.
Hafriyatta bu sene, Bilecik Pir Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) öncülüğünde Hacettepe ve Batman üniversitelerinden öğretim üyeleri ve öğrencilerden oluşan 35 kişilik takım misyon yapıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünden alınan müsaadeler doğrultusunda süren hafriyatta Tunç Çağı izlerini arayan takım, bir mezarlık alanı tespit etti.
Bölgedeki hafriyatta, 5 bin yıl öncesine ilişkin olduğu iddia edilen ve çocuk mezarı olduğu belirlenen küp biçiminde 25 mezar ortaya çıkarıldı. Bunların içlerinde çocuk iskeletlerinin yanı sıra mühür, saç halkaları ve takılara rastlandı.
Anne karnındaki durumda yerleştirilmişler
Hafriyat lideri ve BŞEÜ Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Türkteki, AA muhabirine, 2021 yılı kazısına bu ay başladıklarını söylemiş oldu.
Çalışmalarının, 5 bin yıl öncesine ilişkin mezarlık alanında sürdüğünü belirten Türkteki, şu ayrıntıları paylaştı:
“Gömü gelenekleri ortasında çömlek mezarın yaygın olduğunu tespit ettik. Taş sanduka denilen mezar tiplerine de az olmakla birlikte rastladık. 30’un üzerinde mezar saptadık. Bunların 25’i çocuklara ilişkin. Bu çömlek mezarların kimilerinde ‘ölü hediyesi’ dediğimiz bulgulara rastladık. Bunlar içinde mühürler, saç halkaları ve çeşitli takıları sayabiliriz. Milattan evvel 3 bin senelerına ilişkin çocuk mezarları, sıklıkla çömlek içine anne karnındaki konumda yerleştirilmiş. Bu alandaki çalışmalarımızı Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Kısmı ile ortak gerçekleştiriyoruz.”
Türkteki, mezarlardaki kemiklerin Hacettepe Üniversitesi Antik DNA Laboratuvarı’nda inceleneceğini bildirdi.
O devir çocuk ölümlerinin ve erken yaşta ölümlerin fazla olduğunu lisana getiren Türkteki, “Milattan evvel 3 binli yıllar, hayat müddetinin hudutlu olduğu bir devir. 45 yaşındaki bir insan o periyoda göre fazlaca yaşlı sayılabilir. Beslenme ve hastalıklar insan hayatında kıymetli rol oynuyor. Devir için Anadolu’daki gömü tipini çömlek mezarlar oluşturuyor. Bilhassa İç Anadolu ve İç Batı Anadolu’da daha yaygın bir gömü formu. Taş sanduka mezar tipi de daha özeldir.” diye konuştu.
Doç. Dr. Türkteki, takviyelerinden dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Tarih Kurumu ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesine teşekkür etti.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Deniz Açık