- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,016
- Puanları
- 36
Yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) atlatıp Mersin Kent Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki nazaranvlerine dönen hemşireler Muhbet Polat ve Fatma Demir, yaşadıkları zorlukları anlattı.
Kovid-19 servisinde vazifeli hemşire Muhbet Polat, AA muhabirine, hastanedeki hadise sayılarının en ağır olduğu periyotlarda önemli zorluklar yaşadıklarını söylemiş oldu.
Bu süreçte birlikte nazaranv yaptığı bir arkadaşının testinin olumlu çıkması üzerine bedeninde çeşitli belirtiler hissettiğini lisana getiren Polat, kısa müddet daha sonra hastalığa yakalandığını ve tedavisinin meskende başladığını aktardı.
Meskeninde geçirdiği karantina devrinde yaşadığı zorluklar niçiniyle telaşa kapıldığını belirten Polat, şöyleki konuştu:
“Vücudumda bir yerlerim ağıyordu fakat nerede olduğunu tanım edemiyordum. Bilhassa dördüncü günden daha sonra bir şeylerin yetmediğini hissettim. Nefesim kesildi. Tat duyum gitti. Yediğim şeyler yavan geliyordu. ‘Acaba koku duyumda meşakkat var mı?’ kanısıyla parfüm sıkıyordum. O kadar parfüm sıkmama karşın koku alamama durumu başlamıştı. ‘Bu geceyi de atlatır mıyım?’ dediğim gecelerim oldu. Derinden nefes alıp vermeye çalışıyordum fakat nefesimin derine inmediğini hissediyordum. Güya 2 kişi elleriyle boğazımı sıkıyormuşçasına nefes almamı engelleyen bir durum varmış üzere hissediyordum.”
Eşi ve 2 çocuğuna hastalığı bulaştırma korkusu yaşadığını anlatan Polat, “Çocuklarımla vakit zaman imajlı konuşuyorduk. Son günlerde bunu yapmamaya başladım zira beni o biçimde görmelerini istemiyordum. Onları sakinleştirmeye çalışıyordum. bir süre daha sonra ayak parmaklarını kapının altından içeri sokup isimlerini söyleyerek, ‘Anne ortada ses ver. Biz korkuyoruz, huzursuz oluyoruz.’ diyorlardı.” sözlerini kullandı.
Hastalığı 10 günlük meskende tedaviyle atlatan Polat, birtakım rahatsızlıklarının hala sürdüğünü kaydetti.
“Boğazımda bir şeyin tıkandığını hissediyordum”
Kovid-19 servisinde bakılırsavli hemşire Fatma Demir de 27 yıllık meslek hayatının en şiddetli günlerini yaşadığını lisana getirdi.
Hastalığa yakalanmasının akabinde kuvvetli bir karantina devri geçirdiğine işaret eden Demir, “Astım hastalığım niçiniyle olağanda de teneffüs ıstırabı yaşayan bir beşerim lakin ondan daha farklı teneffüs sorunu yaşadım. Sırt ağrılarım fazlaca oldu. Baş dönmeleri ve mide bulantısı yaşadım. Çok güç bir müddetç geçirdim. Boğazımda bir şeyin tıkandığını hissediyordum. Onu çekip atmak istiyordum lakin oradan onu çıkarmak mümkün olmuyordu. O tıkanıklığın beni hayattan koparıp götüreceğini hissediyordum.” diye konuştu.
Demir, hastalığı 10 günlük meskende tedaviyle atlattığını, bu vakitte ruhsal olarak da güç anlar yaşadığını anlatarak, şunları kaydetti:
“10 gün boyunca bir odanın içerisinde kalıyorsunuz. Yanınıza ailenizden birini çağıramıyorsunuz. hiç bir ruhsal dayanak alamıyorsunuz. Çok berbat bir durumdu. Bir odaya kapanıyorsunuz ve sevdiklerinizden uzaktasınız. Onları tekrar nazaranmeyeceğinizi, bu hayattan gideceğinizi düşünüyorsunuz. en çok korktuğum şey, aileme bulaştırmamdı. Benim yüzümden hastalığa yakalanıp onlara bir şey olur ıstırabıyla kendimi epeyce yıprattım. tekrar hayatımı kazandığım ve sevdiklerime kavuştuğum için epeyce şükrettim.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Serkan Avci
Kovid-19 servisinde vazifeli hemşire Muhbet Polat, AA muhabirine, hastanedeki hadise sayılarının en ağır olduğu periyotlarda önemli zorluklar yaşadıklarını söylemiş oldu.
Bu süreçte birlikte nazaranv yaptığı bir arkadaşının testinin olumlu çıkması üzerine bedeninde çeşitli belirtiler hissettiğini lisana getiren Polat, kısa müddet daha sonra hastalığa yakalandığını ve tedavisinin meskende başladığını aktardı.
Meskeninde geçirdiği karantina devrinde yaşadığı zorluklar niçiniyle telaşa kapıldığını belirten Polat, şöyleki konuştu:
“Vücudumda bir yerlerim ağıyordu fakat nerede olduğunu tanım edemiyordum. Bilhassa dördüncü günden daha sonra bir şeylerin yetmediğini hissettim. Nefesim kesildi. Tat duyum gitti. Yediğim şeyler yavan geliyordu. ‘Acaba koku duyumda meşakkat var mı?’ kanısıyla parfüm sıkıyordum. O kadar parfüm sıkmama karşın koku alamama durumu başlamıştı. ‘Bu geceyi de atlatır mıyım?’ dediğim gecelerim oldu. Derinden nefes alıp vermeye çalışıyordum fakat nefesimin derine inmediğini hissediyordum. Güya 2 kişi elleriyle boğazımı sıkıyormuşçasına nefes almamı engelleyen bir durum varmış üzere hissediyordum.”
Eşi ve 2 çocuğuna hastalığı bulaştırma korkusu yaşadığını anlatan Polat, “Çocuklarımla vakit zaman imajlı konuşuyorduk. Son günlerde bunu yapmamaya başladım zira beni o biçimde görmelerini istemiyordum. Onları sakinleştirmeye çalışıyordum. bir süre daha sonra ayak parmaklarını kapının altından içeri sokup isimlerini söyleyerek, ‘Anne ortada ses ver. Biz korkuyoruz, huzursuz oluyoruz.’ diyorlardı.” sözlerini kullandı.
Hastalığı 10 günlük meskende tedaviyle atlatan Polat, birtakım rahatsızlıklarının hala sürdüğünü kaydetti.
“Boğazımda bir şeyin tıkandığını hissediyordum”
Kovid-19 servisinde bakılırsavli hemşire Fatma Demir de 27 yıllık meslek hayatının en şiddetli günlerini yaşadığını lisana getirdi.
Hastalığa yakalanmasının akabinde kuvvetli bir karantina devri geçirdiğine işaret eden Demir, “Astım hastalığım niçiniyle olağanda de teneffüs ıstırabı yaşayan bir beşerim lakin ondan daha farklı teneffüs sorunu yaşadım. Sırt ağrılarım fazlaca oldu. Baş dönmeleri ve mide bulantısı yaşadım. Çok güç bir müddetç geçirdim. Boğazımda bir şeyin tıkandığını hissediyordum. Onu çekip atmak istiyordum lakin oradan onu çıkarmak mümkün olmuyordu. O tıkanıklığın beni hayattan koparıp götüreceğini hissediyordum.” diye konuştu.
Demir, hastalığı 10 günlük meskende tedaviyle atlattığını, bu vakitte ruhsal olarak da güç anlar yaşadığını anlatarak, şunları kaydetti:
“10 gün boyunca bir odanın içerisinde kalıyorsunuz. Yanınıza ailenizden birini çağıramıyorsunuz. hiç bir ruhsal dayanak alamıyorsunuz. Çok berbat bir durumdu. Bir odaya kapanıyorsunuz ve sevdiklerinizden uzaktasınız. Onları tekrar nazaranmeyeceğinizi, bu hayattan gideceğinizi düşünüyorsunuz. en çok korktuğum şey, aileme bulaştırmamdı. Benim yüzümden hastalığa yakalanıp onlara bir şey olur ıstırabıyla kendimi epeyce yıprattım. tekrar hayatımı kazandığım ve sevdiklerime kavuştuğum için epeyce şükrettim.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Serkan Avci