- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,376
- Puanları
- 36
TARSUS, MERSİN (İHA) – Aratos’un anıt mezarının bölgede eşsiz olduğu ortaya çıktı
– Mersin‘de, Soli Pompeiopolis Antik Kenti’nde, filozof, şair, matematikçi ve astronomi biliminin kurucusu Aratos’un anıt mezarında gerçekleştirilen hafriyatlar bitmiş oldu
-Kazı Lideri Prof. Dr. Remzi Yağcı:
-“Planlarda açıklandıği üzere anıtsal bir mezar yapısı ve dromos ortaya çıktı”
-“Aratos’un anıt mezarı, Kilikya arkeolojisinde eşsiz bir yapı. Arkeoloji dünyasına büyük bir paha kazandırdık”
MERSİN – Mersin’de, Soli Pompeiopolis Antik Kenti’nde bu yıl da insanlık tarihinin en kıymetli filozoflarından, şair, matematikçi ve astronomi biliminin kurucusu Aratos’un anıt mezarında gerçekleştirilen hafriyatlar bitmiş oldu. Hafriyat Lideri Prof. Dr. Remzi Yağcı, çalışmalarda yuvarlık planlı bir mezar yapısı ve dromosun ortaya çıktığını belirterek, “Aratos’un anıt mezarı, Kilikya arkeolojisinde eşsiz bir yapı. Arkeoloji dünyasına büyük bir kıymet kazandırdık” dedi.
Mersin’in merkez Mezitli ilçesinde yer alan ve sütunlu caddesi, höyüğü, antik limanı, su kemerleri, hamamı ve akropolleri ile dünya tarihi miraslarından birini oluşturan ve tarihi M.Ö. 1500 yılına uzanan Soli Pompeiopolis Antik Kenti’nde, 1999 yılında başlayan hafriyat çalışmalarının bu yıl 22’incisi gerçekleştirildi. Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Müzecilik Kısmı Lideri Prof. Dr. Remzi Yağcı başkanlığındaki takım tarafınca gerçekleştirilen hafriyatlar, geçen yıl olduğu üzere bu yıl da yalnızca antik çağda Tarsus‘ta doğan ve devrinin en ünlü isimlerinden biri olan filozof, şair, matematikçi ve astronom Aratos’un anıt mezarında yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Mersin Üniversitesinin işbirliğiyle yürütülen, Mezitli Belediyesinin de takviye verdiği çalışmalarda 10 kişilik takım bakılırsav aldı.
Bu yılki hafriyatlarda, antik çağda çoklukla tümülüs yahut toprak altındaki mezarlarda, mezar odasına girişi sağlayan dar ve uzun geçit manasına gelen ‘dromos’ bulunurken, hafriyat takımı amacını de gerçekleştirerek mezarın tabanına ulaştı.
“Ünik, eşsiz bir yapı ortaya çıktı”
Hafriyat Lideri Prof. Dr. Yağcı, M.Ö. 3. yüzyıl ile 1. yüzyıl içindeki Helenistik
“Restorasyonu tamamlandıktan daha sonra bu anıt mezar ziyarete açılacak”
Bu mevzu üzerine arkeolojik çalışmalarının devam ettiğini lisana getiren Yağcı, önümüzdeki yıl mezarın dış kontürlerini de kısa bir çalışmadan daha sonra ortaya çıkarmayı planladıklarını vurguladı. Prof. Dr. Yağcı, “Bu dış kontürler çıktıktan ve hala yapılmakta olan lazer tarama sistemlerinin bitmesinden daha sonra restitüsyon ve onarım evresine geçilecek. Bunun için aslına bakarsan şu anda çizim çalışmaları sürüyor. Onarımı tamamlandıktan daha sonra da bu anıt mezar ziyarete açılacak” tabirlerini kullandı.
Hafriyat çalışmalarında bugüne kadar geç Helenistik devirden Roma İmparatorluk devrinin sonuna, hatta Bizans’a kadar hem mimari tıpkı vakitte seramik olarak çeşitli buluntular elde ettikleri bilgisini veren Yağcı, bu materyaller üzerinde hala çalışmalarının sürdüğünü, önümüzdeki yıl tamamlamayı planladıklarını belirtti.
“Arkeoloji dünyasına büyük bir bedel kazandırmış olduk”
Ortaya çıkan anıt mezar yapısının erken evreleri de olduğunu kaydeden Yağcı, şunları söylemiş oldu:
“Bu erken evrelerini ortaya çıkarıp ne çeşit değişiklikler geçirdiği konusunda kamuoyunu aydınlatmayı düşünüyoruz. Katmanlar üzerinde şu anda ön bilgimiz; Helenistik devirden Roma periyoduna kadar mimari yapılaşma kelam konusu. Yıl olarak değerlendirirsek katmanlar içinde hem mimari hem buluntu olarak yaptığımız çalışmalar bize, M.Ö. 1. Yüzyıldan M.S. 5. Yüzyıla kadar bir kullanım evresi olduğunu gösteriyor. Biz, mezarın ortasından büyük bir taş kütlesi kaldırdık. Bu kaldırdığımız taşları, onarımda daha kolay bir çalışma yolu açılabilmesi için bir taş tarlasına dönüştürdük. Mezarın tabanına ulaşabilmek için 4,43 metre derine indik. İç çapı 7,13 metre, dış çapı da 12 metre civarında anıtsal bir yapı. Bu haliyle bölgede eşsiz bir yapı. Anadolu arkeolojisi için de epey katkıda bulunabilecek bir anıt mezar yapısı. Bu istikametten şanslı sayılırız, zira arkeoloji dünyasına büyük bir kıymet kazandırmış olduk.”
– Mersin‘de, Soli Pompeiopolis Antik Kenti’nde, filozof, şair, matematikçi ve astronomi biliminin kurucusu Aratos’un anıt mezarında gerçekleştirilen hafriyatlar bitmiş oldu
-Kazı Lideri Prof. Dr. Remzi Yağcı:
-“Planlarda açıklandıği üzere anıtsal bir mezar yapısı ve dromos ortaya çıktı”
-“Aratos’un anıt mezarı, Kilikya arkeolojisinde eşsiz bir yapı. Arkeoloji dünyasına büyük bir paha kazandırdık”
MERSİN – Mersin’de, Soli Pompeiopolis Antik Kenti’nde bu yıl da insanlık tarihinin en kıymetli filozoflarından, şair, matematikçi ve astronomi biliminin kurucusu Aratos’un anıt mezarında gerçekleştirilen hafriyatlar bitmiş oldu. Hafriyat Lideri Prof. Dr. Remzi Yağcı, çalışmalarda yuvarlık planlı bir mezar yapısı ve dromosun ortaya çıktığını belirterek, “Aratos’un anıt mezarı, Kilikya arkeolojisinde eşsiz bir yapı. Arkeoloji dünyasına büyük bir kıymet kazandırdık” dedi.
Mersin’in merkez Mezitli ilçesinde yer alan ve sütunlu caddesi, höyüğü, antik limanı, su kemerleri, hamamı ve akropolleri ile dünya tarihi miraslarından birini oluşturan ve tarihi M.Ö. 1500 yılına uzanan Soli Pompeiopolis Antik Kenti’nde, 1999 yılında başlayan hafriyat çalışmalarının bu yıl 22’incisi gerçekleştirildi. Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Müzecilik Kısmı Lideri Prof. Dr. Remzi Yağcı başkanlığındaki takım tarafınca gerçekleştirilen hafriyatlar, geçen yıl olduğu üzere bu yıl da yalnızca antik çağda Tarsus‘ta doğan ve devrinin en ünlü isimlerinden biri olan filozof, şair, matematikçi ve astronom Aratos’un anıt mezarında yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Mersin Üniversitesinin işbirliğiyle yürütülen, Mezitli Belediyesinin de takviye verdiği çalışmalarda 10 kişilik takım bakılırsav aldı.
Bu yılki hafriyatlarda, antik çağda çoklukla tümülüs yahut toprak altındaki mezarlarda, mezar odasına girişi sağlayan dar ve uzun geçit manasına gelen ‘dromos’ bulunurken, hafriyat takımı amacını de gerçekleştirerek mezarın tabanına ulaştı.
“Ünik, eşsiz bir yapı ortaya çıktı”
Hafriyat Lideri Prof. Dr. Yağcı, M.Ö. 3. yüzyıl ile 1. yüzyıl içindeki Helenistik
“Restorasyonu tamamlandıktan daha sonra bu anıt mezar ziyarete açılacak”
Bu mevzu üzerine arkeolojik çalışmalarının devam ettiğini lisana getiren Yağcı, önümüzdeki yıl mezarın dış kontürlerini de kısa bir çalışmadan daha sonra ortaya çıkarmayı planladıklarını vurguladı. Prof. Dr. Yağcı, “Bu dış kontürler çıktıktan ve hala yapılmakta olan lazer tarama sistemlerinin bitmesinden daha sonra restitüsyon ve onarım evresine geçilecek. Bunun için aslına bakarsan şu anda çizim çalışmaları sürüyor. Onarımı tamamlandıktan daha sonra da bu anıt mezar ziyarete açılacak” tabirlerini kullandı.
Hafriyat çalışmalarında bugüne kadar geç Helenistik devirden Roma İmparatorluk devrinin sonuna, hatta Bizans’a kadar hem mimari tıpkı vakitte seramik olarak çeşitli buluntular elde ettikleri bilgisini veren Yağcı, bu materyaller üzerinde hala çalışmalarının sürdüğünü, önümüzdeki yıl tamamlamayı planladıklarını belirtti.
“Arkeoloji dünyasına büyük bir bedel kazandırmış olduk”
Ortaya çıkan anıt mezar yapısının erken evreleri de olduğunu kaydeden Yağcı, şunları söylemiş oldu:
“Bu erken evrelerini ortaya çıkarıp ne çeşit değişiklikler geçirdiği konusunda kamuoyunu aydınlatmayı düşünüyoruz. Katmanlar üzerinde şu anda ön bilgimiz; Helenistik devirden Roma periyoduna kadar mimari yapılaşma kelam konusu. Yıl olarak değerlendirirsek katmanlar içinde hem mimari hem buluntu olarak yaptığımız çalışmalar bize, M.Ö. 1. Yüzyıldan M.S. 5. Yüzyıla kadar bir kullanım evresi olduğunu gösteriyor. Biz, mezarın ortasından büyük bir taş kütlesi kaldırdık. Bu kaldırdığımız taşları, onarımda daha kolay bir çalışma yolu açılabilmesi için bir taş tarlasına dönüştürdük. Mezarın tabanına ulaşabilmek için 4,43 metre derine indik. İç çapı 7,13 metre, dış çapı da 12 metre civarında anıtsal bir yapı. Bu haliyle bölgede eşsiz bir yapı. Anadolu arkeolojisi için de epey katkıda bulunabilecek bir anıt mezar yapısı. Bu istikametten şanslı sayılırız, zira arkeoloji dünyasına büyük bir kıymet kazandırmış olduk.”