Yakın Çağ Hangi Olayla Başlar ?

Ruhum

New member
Katılım
11 Mar 2024
Mesajlar
91
Puanları
0
Yakın Çağ Hangi Olayla Başlar?

Yakın Çağ, tarihsel anlamda Orta Çağ’ın sonları ile Modern Çağ’ın başları arasında yer alan dönemi tanımlar. Bu çağ, genellikle 15. yüzyılın sonları ile 18. yüzyılın ortalarına kadar uzanır ve toplumsal, ekonomik, kültürel, politik, bilimsel ve teknolojik değişimlerin hızla arttığı bir dönemi ifade eder. Peki, Yakın Çağ tam olarak hangi olayla başlar? Bu sorunun cevabı, tarihsel bakış açısına ve coğrafi bağlama bağlı olarak farklılık gösterebilir. Ancak, genellikle bu dönemin başlangıcı olarak kabul edilen önemli olaylardan biri, 1453’teki İstanbul'un Fethi'dir.

1453 İstanbul'un Fethi ve Yakın Çağ'ın Başlangıcı

1453 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen İstanbul'un Fethi, Yakın Çağ’ın başlangıcını işaret eden en önemli olaylardan biri olarak kabul edilir. Bu fetih, Orta Çağ’ın sonunu ve Modern Çağ’ın başlangıcını simgeler. İstanbul’un fethi, yalnızca Bizans İmparatorluğu'nun sona ermesiyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda Batı ile Doğu arasındaki siyasi, ticari ve kültürel ilişkilerin yeni bir döneme girmesine neden olmuştur.

Fetih, Batı Avrupa'da Rönesans’ın daha da güçlenmesine zemin hazırlamış, aynı zamanda coğrafi keşiflere olan ilgiyi artırmış, bu da Keşifler Çağı’na yol açmıştır. İstanbul’un fethi, Batı'nın yeni yol arayışlarına yönelmesine, deniz aşırı keşiflerin artmasına ve dolayısıyla küresel ticaretin gelişmesine neden olmuştur. Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu’nun güçlenmesi, doğu-batı ilişkilerinin değişmesine ve İslam dünyasının Batı’ya daha yakın bir tehdit olarak algılanmasına neden olmuştur.

Coğrafi Keşifler ve Yeni Dünyanın Keşfi

Yakın Çağ’ın önemli bir dönüm noktası, Batı Avrupa'nın yeni deniz yolları arayışına girmesiyle başlar. 15. yüzyılda Portekiz ve İspanya gibi denizci devletler, Uzak Doğu’ya giden kara yolunun kapanmasıyla yeni deniz yolları keşfetmek için büyük çaba sarf etmişlerdir. Bu çabaların en önemlilerinden biri, 1492’de Kristof Kolomb’un Amerika kıtasını keşfetmesidir. Kolomb’un keşfi, yalnızca yeni bir kıtanın keşfiyle sınırlı kalmamış, Batı ile Amerika arasında yeni ekonomik, kültürel ve toplumsal ilişkilerin kurulmasına zemin hazırlamıştır.

Keşifler, yeni yerlerin keşfi ve dünya haritasının yeniden şekillendirilmesiyle Yakın Çağ’a önemli bir katkıda bulunmuştur. Bu olay, yalnızca coğrafyanın değil, aynı zamanda dünya ekonomisinin de değişmesine yol açmış ve Avrupa'nın dünya üzerindeki egemenliğini pekiştirmiştir.

Rönesans ve İlimde Devrim

Yakın Çağ’da yaşanan bir başka önemli gelişme, 14. yüzyılın sonları ile 17. yüzyıl arasında Avrupa'da başlayan Rönesans hareketidir. Rönesans, sanat, edebiyat, bilim ve felsefe alanlarında devrim niteliğinde değişimlerin yaşandığı bir dönemi ifade eder. Bu dönemde, Antik Yunan ve Roma kültürlerine dönüş, insan odaklı bir dünya görüşünün yükselmesi ve akılcılığın öne çıkması gibi temel özellikler kendini gösterdi.

Rönesans’ın en önemli sonuçlarından biri, bilimsel devrimlerin ortaya çıkmasıdır. Nicolaus Kopernik’in evrenin merkezinin Dünya değil, Güneş olduğu fikrini ortaya atması ve ardından Galileo Galilei’nin teleskopla gökyüzünü incelemesi, dönemin bilimsel bakış açısını derinden değiştirmiştir. Bu bilimsel gelişmeler, Modern Çağ’ın temel taşlarını atmış ve teknolojik ilerlemenin önünü açmıştır.

Hümanizm ve Modern Düşüncenin Doğuşu

Rönesans hareketiyle birlikte, hümanizm akımı da büyük bir güç kazanmıştır. Hümanizm, insanın değerini, akıl ve düşünce gücünü ön plana çıkaran bir felsefi harekettir. Bu hareket, Orta Çağ’da egemen olan dini düşüncenin ve kilisenin mutlak otoritesine karşı bir karşıtlık oluşturmuştur. Rönesans düşünürleri, insanı merkezi bir figür olarak ele almış ve bireysel özgürlükleri, bilimsel düşünceyi ve kültürel yeniliği savunmuşlardır.

Hümanizmin yükselmesi, aynı zamanda modern düşüncenin temellerini atmıştır. Bu düşünceler, özellikle bireysel özgürlük, demokrasinin temelleri ve toplumun gelişimi üzerine etkili olmuştur. Hümanizm ve Rönesans düşüncesi, modern Avrupa'nın toplumsal ve kültürel yapısının şekillenmesinde kritik rol oynamıştır.

Fransız İhtilali ve Modern Çağ’a Geçiş

Yakın Çağ, aynı zamanda toplumsal ve politik değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Bu değişimlerin en belirgin örneği, 1789’da gerçekleşen Fransız İhtilali’dir. Fransız İhtilali, monarşinin sonunu getirmiş ve Cumhuriyetin doğmasına yol açmıştır. Bu ihtilal, aynı zamanda modern demokrasinin temellerinin atılmasına, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi temel kavramların toplumsal bir söylem haline gelmesine sebep olmuştur.

Fransız İhtilali’nin etkisi, yalnızca Fransa ile sınırlı kalmamış, Avrupa’nın pek çok bölgesinde sosyal ve politik reformları tetiklemiştir. Ayrıca, Fransız İhtilali, Napoleon’un yükselmesiyle birlikte Avrupa'daki siyasi sınırları da değiştirmiştir.

Sonuç: Yakın Çağ’ın Dönüşüm Süreci

Yakın Çağ, bir dizi önemli olayın bir araya gelerek insanlık tarihinin şekillenmesine yol açtığı bir dönemi ifade eder. İstanbul’un fethi, coğrafi keşifler, Rönesans ve bilimsel devrimler gibi büyük değişimlerin yaşandığı bu çağ, Batı dünyasında kapitalizmin gelişmesine, demokratik düşüncenin yükselmesine ve modern bilimin temellerinin atılmasına zemin hazırlamıştır.

Yakın Çağ, aynı zamanda Orta Çağ’ın son bulduğu ve Modern Çağ’ın temellerinin atıldığı bir dönemi simgeler. Bugün bile bu dönemin etkileri, dünya çapında toplumsal yapılar, ekonomi ve kültür üzerinde hissedilmektedir. Bu nedenle, Yakın Çağ’ın başlangıcı olarak kabul edilen olaylar, sadece tarihsel bir dönüm noktası değil, aynı zamanda insanlık tarihinin yeniden şekillendiği bir sürecin başlangıcı olarak da büyük önem taşımaktadır.
 
Üst