- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,241
- Puanları
- 36
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Afrodisias Antik Kenti’nde 31 yıldır hafriyat başkanlığı yapan Prof. Dr. Roland R. R. Smith, çalışmalarına birinci günkü heyecanla devam ediyor.
Oxford Üniversitesi öğretim üyesi olan 67 yaşındaki Prof. Dr. Smith, çabucak hemen öğrenciyken 1973 yılında Turist olarak geldiği Türkiye‘de Afrodisias Antik Kenti’ni gezdi.
Antik kentin büyülü havasından etkilenen Smith, burada çalışma hayalini 1985 yılında hafriyat lideri Prof. Dr. Kenan Erim’in daveti üzerine gerçeğe dönüştürdü.
Kendisi de Oxford Üniversitesi’nden olan Prof. Dr. Erim’le yaklaşık 5 yıl çalışan Smith, Erim’in vefatının akabinde hafriyat lideri olarak bakılırsavine devam etti.
Antik kentin zenginliğinin ortaya çıkarılması ve dünya genelinde tanıtımı konusunda değerli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Smith, hafriyatlarda nazaranv alan çalışanlardan akademisyenlere kadar geliştirdiği ilgilerle de sevilen bir portre olarak dikkat çekiyor.
AA muhabirine açıklama yapan Smith, gençken hayal üzere gözüken Afrodisias’ta çalışmanın kendisi için büyük bir talih ve gurur olduğunu söylemiş oldu.
Sebasteion kabartmalarının müzede sergilenmesinin yanı sıra Afrodisias’ın caddesi ve süs havuzunu da gün yüzüne çıkardıklarını aktaran Smith, Anadolu’da en güzel korunmuş antik kentlerden Afrodisias’ın kendisi için de epeyce özel bir değerinin olduğuna işaret etti.
“Kuru fasulyeyi fazlaca seviyorum”
Afrodisias’ın antik çağın önde gelen heykeltıraşlık merkezleri içinde yer aldığını, yürütülen çalışmalarla kentin dünyaca tanınır hale geldiğini lisana getiren Prof. Dr. Smith, şöyleki devam etti:
“Burası epey özel bir yer. Hakikaten burada çalışmak hakkını veriyor. Size bütün emeklerinizin karşılığını veriyor. Kenan Beyefendi hayli hoş buluntular buldu. Biz de Kenan hocayla başlayan konservasyon, muhafaza, yayın ve araştırma projelerimize devam ediyoruz. Şayet ilgi alanınız antik sanat ise sanat yapıtlarının tekrar kullanması sizin ilginizi çekiyorsa, antik anıtların nasıl kullanıldığı, nasıl inşa edildiği ilginizi çekiyorsa Afrodisias bulunmanız gereken yerdir.”
Türkiye’yi epeyce sevdiğini ve neredeyse tamamını gezdiğini vurgulayan Smith, “Özellikle kuru fasulyeyi epey seviyorum. Buranın tabiatı, yemekleri ve insanları kusursuz. Etrafımızdaki topluluk şahane. Onun yanı sıra kalıntıları, heykelleri, yazıtları ve sikkeleriyle harika bir antik kent. beraberinde Roma İmparatorluğu altında kent kültürü hakkında araştırma yapmak için harika bir kent. Pandemi sürecinde 18 ay boyunca meskenden çıkamıyor olmak beni fazlaca üzdü. Buraya gelmek üzere yola çıktığımda da epeyce heyecanlıydım. Her dönem bize yeni heyecanlar yaşatıyor. Afrodisias hayli cömert bir antik kent. Bize her vakit güçlü bulgular veriyor.” diye konuştu.
“Burada her vakit bir ömür olması lazım”
Emekçilerle ortasının epey uygun olduğunu aktaran Smith, onları yalnızca “toprak kazan” beşerler olarak görmediğini, buradaki her şeyin bir kesimi olduklarını onlara anlattığını söylemiş oldu.
“Sağlığım yerinde olduğu sürece burada çalışmaya devam etmek istiyorum” diyen Smith, “Buradaki yaptığımız her şeyin ana gayesi halka sunmak. Şayet kimse gelip bakmayacaksa bizim bu yaptığımız onarım çalışmalarının bir manası olmaz. ötürüsıyla her vakit bu stil ayağa kaldırılabilen antik kentlerin ziyaretçiyle, çağdaş ömürle iç içe olması gerekiyor. Onun için çalışıyoruz. Bunun için burada her vakit bir hayat olması lazım.” diye konuştu.
Türkiye’deki hafriyat liderlerinin epey âlâ işler çıkardığına da değinen Smith, “Yeni bir kuşak gelişti. Onlar başkanlığı yapıyorlar. Çok donanımlı ve tecrübeliler. İşlerini de epeyce başarılı bir biçimde gerçekleştiriyor.” dedi.
Vilayet Kültür ve Turizm Müdürü Umut Tuncer de Smith’in kent için kıymetli bir isim olduğunu ve kendisinin çalışmalarına kurum olarak her vakit dayanak verdiklerini kaydetti.
Heykel ve kabartmalarıyla ünlü
Antik çağda aşkın ve hoşluğun tanrıçası olarak tanımlanan Afrodit’e adanmış kentler içinde en bilineni olan Afrodisyas Antik Kenti, Roma devrinin en âlâ heykeltıraşlık merkezlerinden biri olması bakımından dikkati çekiyor.
Kent, kazılardan çıkarılan devasa heykel ve kabartmaları, hala ayakta olan kent yapılarıyla her yıl epeyce sayıda tarih meraklılarını ve sanatseveri ağırlıyor.
Bilhassa Roma periyodunun ihtişamını yansıtan dev kent havuzu, Tetrapylon kapısı, Sebasteion tapınağı, stadyum, antik tiyatro, hamam üzere yapılar ziyaretçilerini adeta tarihi bir seyahate çıkarıyor.
Oxford Üniversitesi öğretim üyesi olan 67 yaşındaki Prof. Dr. Smith, çabucak hemen öğrenciyken 1973 yılında Turist olarak geldiği Türkiye‘de Afrodisias Antik Kenti’ni gezdi.
Antik kentin büyülü havasından etkilenen Smith, burada çalışma hayalini 1985 yılında hafriyat lideri Prof. Dr. Kenan Erim’in daveti üzerine gerçeğe dönüştürdü.
Kendisi de Oxford Üniversitesi’nden olan Prof. Dr. Erim’le yaklaşık 5 yıl çalışan Smith, Erim’in vefatının akabinde hafriyat lideri olarak bakılırsavine devam etti.
Antik kentin zenginliğinin ortaya çıkarılması ve dünya genelinde tanıtımı konusunda değerli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Smith, hafriyatlarda nazaranv alan çalışanlardan akademisyenlere kadar geliştirdiği ilgilerle de sevilen bir portre olarak dikkat çekiyor.
AA muhabirine açıklama yapan Smith, gençken hayal üzere gözüken Afrodisias’ta çalışmanın kendisi için büyük bir talih ve gurur olduğunu söylemiş oldu.
Sebasteion kabartmalarının müzede sergilenmesinin yanı sıra Afrodisias’ın caddesi ve süs havuzunu da gün yüzüne çıkardıklarını aktaran Smith, Anadolu’da en güzel korunmuş antik kentlerden Afrodisias’ın kendisi için de epeyce özel bir değerinin olduğuna işaret etti.
“Kuru fasulyeyi fazlaca seviyorum”
Afrodisias’ın antik çağın önde gelen heykeltıraşlık merkezleri içinde yer aldığını, yürütülen çalışmalarla kentin dünyaca tanınır hale geldiğini lisana getiren Prof. Dr. Smith, şöyleki devam etti:
“Burası epey özel bir yer. Hakikaten burada çalışmak hakkını veriyor. Size bütün emeklerinizin karşılığını veriyor. Kenan Beyefendi hayli hoş buluntular buldu. Biz de Kenan hocayla başlayan konservasyon, muhafaza, yayın ve araştırma projelerimize devam ediyoruz. Şayet ilgi alanınız antik sanat ise sanat yapıtlarının tekrar kullanması sizin ilginizi çekiyorsa, antik anıtların nasıl kullanıldığı, nasıl inşa edildiği ilginizi çekiyorsa Afrodisias bulunmanız gereken yerdir.”
Türkiye’yi epeyce sevdiğini ve neredeyse tamamını gezdiğini vurgulayan Smith, “Özellikle kuru fasulyeyi epey seviyorum. Buranın tabiatı, yemekleri ve insanları kusursuz. Etrafımızdaki topluluk şahane. Onun yanı sıra kalıntıları, heykelleri, yazıtları ve sikkeleriyle harika bir antik kent. beraberinde Roma İmparatorluğu altında kent kültürü hakkında araştırma yapmak için harika bir kent. Pandemi sürecinde 18 ay boyunca meskenden çıkamıyor olmak beni fazlaca üzdü. Buraya gelmek üzere yola çıktığımda da epeyce heyecanlıydım. Her dönem bize yeni heyecanlar yaşatıyor. Afrodisias hayli cömert bir antik kent. Bize her vakit güçlü bulgular veriyor.” diye konuştu.
“Burada her vakit bir ömür olması lazım”
Emekçilerle ortasının epey uygun olduğunu aktaran Smith, onları yalnızca “toprak kazan” beşerler olarak görmediğini, buradaki her şeyin bir kesimi olduklarını onlara anlattığını söylemiş oldu.
“Sağlığım yerinde olduğu sürece burada çalışmaya devam etmek istiyorum” diyen Smith, “Buradaki yaptığımız her şeyin ana gayesi halka sunmak. Şayet kimse gelip bakmayacaksa bizim bu yaptığımız onarım çalışmalarının bir manası olmaz. ötürüsıyla her vakit bu stil ayağa kaldırılabilen antik kentlerin ziyaretçiyle, çağdaş ömürle iç içe olması gerekiyor. Onun için çalışıyoruz. Bunun için burada her vakit bir hayat olması lazım.” diye konuştu.
Türkiye’deki hafriyat liderlerinin epey âlâ işler çıkardığına da değinen Smith, “Yeni bir kuşak gelişti. Onlar başkanlığı yapıyorlar. Çok donanımlı ve tecrübeliler. İşlerini de epeyce başarılı bir biçimde gerçekleştiriyor.” dedi.
Vilayet Kültür ve Turizm Müdürü Umut Tuncer de Smith’in kent için kıymetli bir isim olduğunu ve kendisinin çalışmalarına kurum olarak her vakit dayanak verdiklerini kaydetti.
Heykel ve kabartmalarıyla ünlü
Antik çağda aşkın ve hoşluğun tanrıçası olarak tanımlanan Afrodit’e adanmış kentler içinde en bilineni olan Afrodisyas Antik Kenti, Roma devrinin en âlâ heykeltıraşlık merkezlerinden biri olması bakımından dikkati çekiyor.
Kent, kazılardan çıkarılan devasa heykel ve kabartmaları, hala ayakta olan kent yapılarıyla her yıl epeyce sayıda tarih meraklılarını ve sanatseveri ağırlıyor.
Bilhassa Roma periyodunun ihtişamını yansıtan dev kent havuzu, Tetrapylon kapısı, Sebasteion tapınağı, stadyum, antik tiyatro, hamam üzere yapılar ziyaretçilerini adeta tarihi bir seyahate çıkarıyor.