- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,241
- Puanları
- 36
İzmir’in Dikili ilçesinde Bademli ile Denizköy bölgeleri içindeki büyüklü küçüklü hayli sayıda koy, sakin ve huzurlu bir rota arayan ziyaretçilere eşsiz bir tatil imkanı sunuyor.
Kuzey Ege’nin maviyle yeşilin buluştuğu noktalarından Dikili, denizi, 40 kilometrelik kumsalı, şifalı termal kaynaklarıyla turizm açısından gelişmeye açık bir bölge olarak dikkati çekiyor.
Kent merkezine 120 kilometre uzaklıkta yer alan ilçenin Bademli ile Denizköy bölgeleri ise çabucak hemen gereğince keşfedilmemiş tabiata ve büyüklü küçüklü epey sayıda koya sahip.
Mavi ve yeşilin birfazlaca tonunu barındıran koylar, konuklarına adeta görsel şölen sunarken, bölgeye gelen ziyaretçiler tekne çeşitleriyle da “kesin korunacak hassas alan” ilan edilen İzmir’in Dikili ilçesindeki Garip Adası’nın külliyen Kalem Adası’nın bir kısmını kapsayan bölgeyi gezebiliyor.
bayanın Koyu, Pissa Plajı ve Killik Koyu da turkuaz renkli sularıyla hayranlık uyandırıyor.
Zindancık Koyu beyaz kumu, berraklığı, sakinliği, doğallığı, mavinin her tonu ile huzur verirken Bademli Koyu da mavi ve yeşilin buluştuğu eşsiz hoşluklardan biri olarak dikkati çekiyor.
Yüzmek için en ülkü yerlerden olan Akvaryum Koyu ise bembeyaz kumların üstündeki turkuaz renkli deniz suyu ile “Ege’nin Maldivleri” olarak nitelendiriliyor.
Hoş imajıyla ziyaretçileri cezbeden Hayıtlı Koyu’nun üst kısmında ise termal tesis bulunuyor. Şifalı termal sulara sahip bölgedeki Ilıca Koyu’nda, deniz suyunun altından sıcak su çıkıyor.
Bölgeye gelen ziyaretçiler, ayrıyeten yakın destinasyonlar olan Bergama, Ayvalık ve Foça’yı da ziyaret edebiliyor.
“Bir kaç sene önceye kadar fazlaca bilinmiyordu”
Hayıtlı Koyu yakınlarında turizm işletmeciliği yapan Veysel Sezgin, AA muhabirine, bölgede el değmemiş onlarca koyun bulunduğunu, salgın devriyle izole tatil arayanların buralara ilgi gösterdiğini belirtti.
Sezgin, sakin bir tatil geçirmek isteyen yerli ve yabancı ziyaretçileri bölgeye davet ettiklerini tabir ederek, şunları kaydetti:
“Bu bölge bakir kalmış, el değmemiş koyları, tabiatı, havası ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Birkaç sene önceye kadar hayli bilinmiyordu. Salgın süreciyle birlikte beşerler konutlarında fazlaca fazla vakit geçirdiler ve kendilerini dışarı attılar, yeni yerler görmek keşfetmek ismine. Bilhassa İzmir haricinden Ankara, İstanbul ve yurt haricinden da beşerler bu bölgeleri tanımaya, öğrenmeye ve buralara ağır bir biçimde gelmeye başladı. Buraların özelliği hiç el değmemiş bozulmamış ve sakin olması. birebir vakitte daha uygun ve ucuz. Dikili ve etrafı fiyat manasında insanların daha uygun tatil yapabileceği bir alan. Hafta sonları yoğunluğumuz oluyor.”
Sezgin, bölgeye gelen ziyaretçilerden çöplerini yere atmamalarını istediklerini söz ederek, vakit zaman bu niçinle yangınların çıktığını aktardı.
“Çok keyifli ve huzurlu bir ortam”
İstanbul’dan ailesiyle tatile gelen Koray Atay ise bir tanıdığının aracılığıyla burayı öğrendiklerini ve birinci defa geldiklerini söz etti.
Dikili’deki koyların yarı sıra Kalem Adası’nı hayli beğendiğini belirten Atay, “Gerçekten hayli keyif aldık. Tekneyle Kalem Adası’na geçtik. Orada da sakin bir koy var. Çocuklarla keyifli vakit geçirdik. Deniz sığ ve temizdi çocuklar da rahatça girdiler. Yürüyüş yaptık ve adanın öbür tarafındaki koyları da görme talihimiz oldu. Yürüyüşe başlatan his ise zeytin ağaçları oldu. Dingin tatil isteyen beşerler için hayli keyifli ve huzurlu bir ortam. Şu an epeyce sakin keyifli bir ortam.” diye konuştu.
Atay’ın eşi Burcu Atay da Dikili’nin epeyce sakin ve huzurlu olduğunu lisana getirerek, “Denizinin rengi prestijiyle Maldivler’e benziyor. Bizi cezbeden kısmı da o oldu. Kuzenim tekneyle gezdiğinde Maldivler’e benzetmişti. Onun vasıtasıyla geldik. Çok keyif aldık. Koylar epeyce keyifli tekneyle açıldığımızda da rahatlıkla denize girebiliyoruz. Çocuklar da epey keyifli bir biçimde yüzüyor. Geldiğimize değdi.” sözlerini kullandı.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Halil Fidan
Kuzey Ege’nin maviyle yeşilin buluştuğu noktalarından Dikili, denizi, 40 kilometrelik kumsalı, şifalı termal kaynaklarıyla turizm açısından gelişmeye açık bir bölge olarak dikkati çekiyor.
Kent merkezine 120 kilometre uzaklıkta yer alan ilçenin Bademli ile Denizköy bölgeleri ise çabucak hemen gereğince keşfedilmemiş tabiata ve büyüklü küçüklü epey sayıda koya sahip.
Mavi ve yeşilin birfazlaca tonunu barındıran koylar, konuklarına adeta görsel şölen sunarken, bölgeye gelen ziyaretçiler tekne çeşitleriyle da “kesin korunacak hassas alan” ilan edilen İzmir’in Dikili ilçesindeki Garip Adası’nın külliyen Kalem Adası’nın bir kısmını kapsayan bölgeyi gezebiliyor.
bayanın Koyu, Pissa Plajı ve Killik Koyu da turkuaz renkli sularıyla hayranlık uyandırıyor.
Zindancık Koyu beyaz kumu, berraklığı, sakinliği, doğallığı, mavinin her tonu ile huzur verirken Bademli Koyu da mavi ve yeşilin buluştuğu eşsiz hoşluklardan biri olarak dikkati çekiyor.
Yüzmek için en ülkü yerlerden olan Akvaryum Koyu ise bembeyaz kumların üstündeki turkuaz renkli deniz suyu ile “Ege’nin Maldivleri” olarak nitelendiriliyor.
Hoş imajıyla ziyaretçileri cezbeden Hayıtlı Koyu’nun üst kısmında ise termal tesis bulunuyor. Şifalı termal sulara sahip bölgedeki Ilıca Koyu’nda, deniz suyunun altından sıcak su çıkıyor.
Bölgeye gelen ziyaretçiler, ayrıyeten yakın destinasyonlar olan Bergama, Ayvalık ve Foça’yı da ziyaret edebiliyor.
“Bir kaç sene önceye kadar fazlaca bilinmiyordu”
Hayıtlı Koyu yakınlarında turizm işletmeciliği yapan Veysel Sezgin, AA muhabirine, bölgede el değmemiş onlarca koyun bulunduğunu, salgın devriyle izole tatil arayanların buralara ilgi gösterdiğini belirtti.
Sezgin, sakin bir tatil geçirmek isteyen yerli ve yabancı ziyaretçileri bölgeye davet ettiklerini tabir ederek, şunları kaydetti:
“Bu bölge bakir kalmış, el değmemiş koyları, tabiatı, havası ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Birkaç sene önceye kadar hayli bilinmiyordu. Salgın süreciyle birlikte beşerler konutlarında fazlaca fazla vakit geçirdiler ve kendilerini dışarı attılar, yeni yerler görmek keşfetmek ismine. Bilhassa İzmir haricinden Ankara, İstanbul ve yurt haricinden da beşerler bu bölgeleri tanımaya, öğrenmeye ve buralara ağır bir biçimde gelmeye başladı. Buraların özelliği hiç el değmemiş bozulmamış ve sakin olması. birebir vakitte daha uygun ve ucuz. Dikili ve etrafı fiyat manasında insanların daha uygun tatil yapabileceği bir alan. Hafta sonları yoğunluğumuz oluyor.”
Sezgin, bölgeye gelen ziyaretçilerden çöplerini yere atmamalarını istediklerini söz ederek, vakit zaman bu niçinle yangınların çıktığını aktardı.
“Çok keyifli ve huzurlu bir ortam”
İstanbul’dan ailesiyle tatile gelen Koray Atay ise bir tanıdığının aracılığıyla burayı öğrendiklerini ve birinci defa geldiklerini söz etti.
Dikili’deki koyların yarı sıra Kalem Adası’nı hayli beğendiğini belirten Atay, “Gerçekten hayli keyif aldık. Tekneyle Kalem Adası’na geçtik. Orada da sakin bir koy var. Çocuklarla keyifli vakit geçirdik. Deniz sığ ve temizdi çocuklar da rahatça girdiler. Yürüyüş yaptık ve adanın öbür tarafındaki koyları da görme talihimiz oldu. Yürüyüşe başlatan his ise zeytin ağaçları oldu. Dingin tatil isteyen beşerler için hayli keyifli ve huzurlu bir ortam. Şu an epeyce sakin keyifli bir ortam.” diye konuştu.
Atay’ın eşi Burcu Atay da Dikili’nin epeyce sakin ve huzurlu olduğunu lisana getirerek, “Denizinin rengi prestijiyle Maldivler’e benziyor. Bizi cezbeden kısmı da o oldu. Kuzenim tekneyle gezdiğinde Maldivler’e benzetmişti. Onun vasıtasıyla geldik. Çok keyif aldık. Koylar epeyce keyifli tekneyle açıldığımızda da rahatlıkla denize girebiliyoruz. Çocuklar da epey keyifli bir biçimde yüzüyor. Geldiğimize değdi.” sözlerini kullandı.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Halil Fidan