- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,241
- Puanları
- 36
İzmir’in Foça ilçesinde bölgeden çıkarılan taşlarla yapılan meskenler, yöresel mimarinin yaşayan örnekleri olarak ayakta duruyor.
Esaslı, tarihi ve farklı medeniyetlerin ömür sürdüğü Foça’daki taş konutlar, mimari yapıları, pencere ve kapılarındaki ince işçiliğin yanı sıra kullanılan boya renkleriyle de dikkati çekiyor.
İlçede son senelerda Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde taş meskenlerin korunması için onarım çalışmaları yürütülüyor.
Fotoğrafçıların ve ressamların ilgisini çeken taş konutlar ve sokaklar, yeni evlenen çiftler tarafınca da düğün merasimi öncesi fotoğraflarına doğal fon olarak tercih ediliyor.
“Kültür Bakanlığı fazlaca önemli bir biçimde sahip çıkıyor ve koruyor”
İlçede otel işleten ve birebir vakit mahallî tarihçi olan Sebahattin Karaca, AA muhabirine, Foça’nın bir hayli tarihi yapıtın yanı sıra Anadolu’nun birinci amfi tiyatrosuna konut sahipliğini yaptığını söylemiş oldu.
Osmanlı devrinde 1850’lerde Foça’ya adalardan gelenlerin yerleştirilmesi kararı merkezdeki İsmet Paşa Mahallesi’nin oluştuğunu belirten Karaca, “1950’den beri de Rumların yaptığı taş meskenler Foça’ya kültürel anlamada varlıklı katmakta ve bir yandan da süslemektedir.” dedi.
Karaca, son devirde ilçeye ilginin arttığını, Kovid-19 salgınında alınan önlemlerin kaldırılmasının akabinde yoğunluk yaşandığını belirterek, “Otellerde yatak bulmakta sorun var. Kimi konutlar kapılarını gelenlere açınca gelenler yer bulabildi.” dedi.
Bilhassa Kurban Bayram sürecinde tatilcilerin Foça’ya akın ettiğini anlatan Karaca, o süreçte “Foça’da iğne yere atsan düşmezdi.” değerlendirmesinde bulundu.
Karaca, Foça’da tarihi meskenlerin korunmasının sevindirici olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Biz tarihi yapıtları koruyabilirsek iki şeyi başarmış oluruz. Bir geçmişte yaşanan tarihi gelecek kuşağa aktarmış oluruz, iki oradan da epey önemli katma bedel yaratmış oluruz. Aslında toprak altında fazlaca sayıda tarihi eser var fakat imkansızlıklar niçiniyle çıkarılamadığı için toprak üzerindeki bu taş meskenler neredeyse onların yerini üstlenmiş durumdalar. ötürüsıyla gezerken, dolaşırken bu konutlara hayranlıkla bakan insanları görüyorum.”
“Bir çift gözün bakılırsabileceği en hoş yerdir Foça”
Konutların ressamlar tarafınca resmedildiğini, fotoğraf meraklılarının da çekim yaptığını kaydeden Karaca, “Bu binaların tamamı 1. derecede müdafaa altında. Kültür Bakanlığı epey önemli bir biçimde sahip çıkıyor ve koruyor. O meskenlerden bir tane taşı dışarıya götürmek de dışarıdan getirilen bir taşın orada kullanılması da yasak. Tamirat sırasında Foça taşı olmalı. İzmir 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Muhafaza Bölge Şurası Müdürlüğü bu binalara sıkı sahip çıkıyor.” dedi.
Karaca, tarihe sahip çıkılması gerektiğini belirterek, “Bir çift gözün bakılırsabileceği en hoş yerdir Foça. Bunu şunun için söylüyorum tarih, deniz, deniz aktiviteleri, Siren kayalıkları, fok balıkları, o kıymetli geçmişi ve tarihiyle her vakit gelinip gezilip, görülüp fotoğraf çektirmeye kıymet.” diye konuştu.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Haydar Toprakçı
Esaslı, tarihi ve farklı medeniyetlerin ömür sürdüğü Foça’daki taş konutlar, mimari yapıları, pencere ve kapılarındaki ince işçiliğin yanı sıra kullanılan boya renkleriyle de dikkati çekiyor.
İlçede son senelerda Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde taş meskenlerin korunması için onarım çalışmaları yürütülüyor.
Fotoğrafçıların ve ressamların ilgisini çeken taş konutlar ve sokaklar, yeni evlenen çiftler tarafınca da düğün merasimi öncesi fotoğraflarına doğal fon olarak tercih ediliyor.
“Kültür Bakanlığı fazlaca önemli bir biçimde sahip çıkıyor ve koruyor”
İlçede otel işleten ve birebir vakit mahallî tarihçi olan Sebahattin Karaca, AA muhabirine, Foça’nın bir hayli tarihi yapıtın yanı sıra Anadolu’nun birinci amfi tiyatrosuna konut sahipliğini yaptığını söylemiş oldu.
Osmanlı devrinde 1850’lerde Foça’ya adalardan gelenlerin yerleştirilmesi kararı merkezdeki İsmet Paşa Mahallesi’nin oluştuğunu belirten Karaca, “1950’den beri de Rumların yaptığı taş meskenler Foça’ya kültürel anlamada varlıklı katmakta ve bir yandan da süslemektedir.” dedi.
Karaca, son devirde ilçeye ilginin arttığını, Kovid-19 salgınında alınan önlemlerin kaldırılmasının akabinde yoğunluk yaşandığını belirterek, “Otellerde yatak bulmakta sorun var. Kimi konutlar kapılarını gelenlere açınca gelenler yer bulabildi.” dedi.
Bilhassa Kurban Bayram sürecinde tatilcilerin Foça’ya akın ettiğini anlatan Karaca, o süreçte “Foça’da iğne yere atsan düşmezdi.” değerlendirmesinde bulundu.
Karaca, Foça’da tarihi meskenlerin korunmasının sevindirici olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Biz tarihi yapıtları koruyabilirsek iki şeyi başarmış oluruz. Bir geçmişte yaşanan tarihi gelecek kuşağa aktarmış oluruz, iki oradan da epey önemli katma bedel yaratmış oluruz. Aslında toprak altında fazlaca sayıda tarihi eser var fakat imkansızlıklar niçiniyle çıkarılamadığı için toprak üzerindeki bu taş meskenler neredeyse onların yerini üstlenmiş durumdalar. ötürüsıyla gezerken, dolaşırken bu konutlara hayranlıkla bakan insanları görüyorum.”
“Bir çift gözün bakılırsabileceği en hoş yerdir Foça”
Konutların ressamlar tarafınca resmedildiğini, fotoğraf meraklılarının da çekim yaptığını kaydeden Karaca, “Bu binaların tamamı 1. derecede müdafaa altında. Kültür Bakanlığı epey önemli bir biçimde sahip çıkıyor ve koruyor. O meskenlerden bir tane taşı dışarıya götürmek de dışarıdan getirilen bir taşın orada kullanılması da yasak. Tamirat sırasında Foça taşı olmalı. İzmir 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Muhafaza Bölge Şurası Müdürlüğü bu binalara sıkı sahip çıkıyor.” dedi.
Karaca, tarihe sahip çıkılması gerektiğini belirterek, “Bir çift gözün bakılırsabileceği en hoş yerdir Foça. Bunu şunun için söylüyorum tarih, deniz, deniz aktiviteleri, Siren kayalıkları, fok balıkları, o kıymetli geçmişi ve tarihiyle her vakit gelinip gezilip, görülüp fotoğraf çektirmeye kıymet.” diye konuştu.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Haydar Toprakçı