odakulebuda
New member
- Katılım
- 26 Eki 2020
- Mesajlar
- 1,951
- Puanları
- 0
Rusya basınından 10 ülkenin büyükelçinin geri adımı yorumu: Erdoğan Batı’ya ders verdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Osman Kavala açıklamasını imzalayan 10 büyükelçinin hudut dışı edilmesi istikametindeki talimatı, Rus basınında tahlil edilmeye devam ediyor. Rusya’nın resmi yayın organı Rossiyskaya Gazeta’da mevzuyla ilgili bir yazı kaleme alan Valday Memleketler arası Tartışma Kulübü Kalkınma ve Dayanak Fonu Bilimsel Araştırma Yöneticisi Fyodor Lukyanov, Erdoğan’ın çıkışının akabinde ABD ve akabinde öteki ülkelerin yaptıkları ve Viyana Mukavelesi’nin 41. unsuruna bağlılıklarını teyit ettikleri açıklamalara bilhassa dikkat çekti.
‘Elçiliklerin 41. husus açıklaması milletlerarası münasebetlerde bir dönüm noktası’
Bu açıklamanın kolay bir beyan üzere gözüktüğünü lakin günümüzün milletlerarası bağlarında bunun dönüm noktası niteliğinde olduğunu vurgulayan Lukyanov, çünkü birkaç on yıldır memleketler arası siyasette ‘insan hakları hususları ülkelerin iç problemi değil, tüm milletlerarası toplumu ilgilendiren bir konudur’ formunda tanımladığı farklı bir yaklaşımın propagandası yapıldığının altını çizdi.
Bu unsurun 20. yüzyılın ikinci yarısında kademeli olarak tesir alanını genişlettiğini kaydeden Lukyanov, Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve SSCB’nin dağılmasıyla bir arada bugün ‘liberal dünya düzeni’ olarak isimlendirilen yeni memleketler arası nizamın kurulduğunu belirtti.
‘Batılı ülkeler kendi sosyo-politik sistemlerini ‘referans’ olarak görüyor’
Bu tertipte önde gelen Batılı ülkelerin, bu tertibi kuranların kendi sosyo-politik sistemlerini ‘referans’ olarak gördüklerini ve öteki ülkelerin bu yüksek kriterlere uymaya çalışmaları gerektiğini düşündüklerini anlatan Lukyanov, “Bu referansın sahipleri, başkalarını uygun olmadıkları konusunda uyarma ve onları değişime çağırma hakkına sahipler. ‘Diğer ülkeler’ ise bu nizama itiraz ettiler, tenkitlerin niye haksız olduğunu deklare ettilar” dedi.
‘Erdoğan çıtayı daha da yükseğe çıkardı’
Rusya, Polonya ve Macaristan’ın güç bulunmasına karşın kendi iç siyasetlerini oluşturma haklarını son derece kararlılıkla savunduklarını yazan Lukyanov, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batılı ülkelere Türkiye’de nasıl davranmaları gerektiği konusunda ders verdiğini ve çıtayı daha da yükseğe çıkardığını kaydetti.
Erdoğan’ın 10 büyükelçinin hudut dışı edilmesi talimatını verdiğini duyurmasından daha sonra karşı tarafların yansısının daha ilgi cazip olduğunu anlatan Lukyanov, çünkü Erdoğan’ınkine misal tavırlara evvelinde siyasi yahut ekonomik cezalar verildiğini anımsatarak “Lakin birinci vakit içinderda, Erdoğan’ın bu çıkışı, beklenebilecek bir kınama dalgası olmadan şaşırtan bir biçimde sakince karşılandı. İkincisi, Amerikan elçiliğinin karşılığı (buna öbür ülkeler de dahil oldu) şikayetlerin meşruiyetinin tanınması olarak yorumlanabilir” tabirlerini kullandı.
Yazısının sonunda bundan daha sonra neler olacağını, Erdoğan’ın cezalandırılıp cezalandırılmayacağını bekleyip bakılırsaceklerini söyleyen Lukyanov, “Lakin memleketler arası atmosferde halihazırda bir dönüm noktası yaşandığı hissiyatı var. Liberal tertip bitmiş oldu, büsbütün farklı bir şey başlıyor” diye noktaladı.
‘Elçiliklerin 41. husus açıklaması milletlerarası münasebetlerde bir dönüm noktası’
Bu açıklamanın kolay bir beyan üzere gözüktüğünü lakin günümüzün milletlerarası bağlarında bunun dönüm noktası niteliğinde olduğunu vurgulayan Lukyanov, çünkü birkaç on yıldır memleketler arası siyasette ‘insan hakları hususları ülkelerin iç problemi değil, tüm milletlerarası toplumu ilgilendiren bir konudur’ formunda tanımladığı farklı bir yaklaşımın propagandası yapıldığının altını çizdi.
Bu unsurun 20. yüzyılın ikinci yarısında kademeli olarak tesir alanını genişlettiğini kaydeden Lukyanov, Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve SSCB’nin dağılmasıyla bir arada bugün ‘liberal dünya düzeni’ olarak isimlendirilen yeni memleketler arası nizamın kurulduğunu belirtti.
‘Batılı ülkeler kendi sosyo-politik sistemlerini ‘referans’ olarak görüyor’
Bu tertipte önde gelen Batılı ülkelerin, bu tertibi kuranların kendi sosyo-politik sistemlerini ‘referans’ olarak gördüklerini ve öteki ülkelerin bu yüksek kriterlere uymaya çalışmaları gerektiğini düşündüklerini anlatan Lukyanov, “Bu referansın sahipleri, başkalarını uygun olmadıkları konusunda uyarma ve onları değişime çağırma hakkına sahipler. ‘Diğer ülkeler’ ise bu nizama itiraz ettiler, tenkitlerin niye haksız olduğunu deklare ettilar” dedi.
‘Erdoğan çıtayı daha da yükseğe çıkardı’
Rusya, Polonya ve Macaristan’ın güç bulunmasına karşın kendi iç siyasetlerini oluşturma haklarını son derece kararlılıkla savunduklarını yazan Lukyanov, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batılı ülkelere Türkiye’de nasıl davranmaları gerektiği konusunda ders verdiğini ve çıtayı daha da yükseğe çıkardığını kaydetti.
Erdoğan’ın 10 büyükelçinin hudut dışı edilmesi talimatını verdiğini duyurmasından daha sonra karşı tarafların yansısının daha ilgi cazip olduğunu anlatan Lukyanov, çünkü Erdoğan’ınkine misal tavırlara evvelinde siyasi yahut ekonomik cezalar verildiğini anımsatarak “Lakin birinci vakit içinderda, Erdoğan’ın bu çıkışı, beklenebilecek bir kınama dalgası olmadan şaşırtan bir biçimde sakince karşılandı. İkincisi, Amerikan elçiliğinin karşılığı (buna öbür ülkeler de dahil oldu) şikayetlerin meşruiyetinin tanınması olarak yorumlanabilir” tabirlerini kullandı.
Yazısının sonunda bundan daha sonra neler olacağını, Erdoğan’ın cezalandırılıp cezalandırılmayacağını bekleyip bakılırsaceklerini söyleyen Lukyanov, “Lakin memleketler arası atmosferde halihazırda bir dönüm noktası yaşandığı hissiyatı var. Liberal tertip bitmiş oldu, büsbütün farklı bir şey başlıyor” diye noktaladı.