- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,241
- Puanları
- 36
AĞRI (AA) – Ağrı‘nın Diyadin ilçesinde yaşayan 66 yaşındaki Hacı Yaşar, 25 yıldır ilçede tek olan baba yadigarı su değirmeninde yöre sakinlerinin arpa ve buğdayını öğütüyor.
İlçe merkezine 16 kilometre uzaklıktaki Yıldız köyünde tarım ve hayvancılık yaparak hayatını sürdüren Hacı Yaşar, baba yadigarı su değirmenine 25 yıldır gözü üzere bakıyor.
Her gün köye yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki vadiden akan derenin kenarında heyeti değirmene kadar yürüyerek giden Yaşar, yaz aylarında tarlalar biçildikten daha sonra su kanalını onarıp çarkların dönmesini sağlıyor.
Yaşar, etraftaki köylerden gelen vatandaşların arpa ve buğdayını öğüterek yöre halkına hizmet veriyor.
Babadan öğrendiği mesleğini gelişen teknolojiye direnen değirmeninde sürdüren Yaşar, ortadan geçen senelera karşın işini severek yapıyor.
Tahta kapısının üzerine “Mal sahibi mülk sahibi, hani buranın birinci sahibi, mal da palavra mülk de palavra var biraz da sen oyalan” yazılı değirmeninde un öğütmek için her gün hummalı bir çalışma yürüten Yaşar, ilçede çalışır biçimdeki tek değirmeni, gelecek jenerasyonlara aktarmayı hedefliyor.
Değirmen 71 yıldır yöre insanına hizmet veriyor
Hacı Yaşar, AA muhabirine, değirmenin 1950’li senelerda yapıldığını ve o günden bugüne kadar çarkın hiç durmadığını söylemiş oldu.
Değirmenin dış duvarlarının taşlarla yapıldığını ve üstünün toprak olduğunu belirten Yaşar, şöyleki konuştu:
“Bu değirmen babamdan bize kaldı. Ben çocukken değirmene geldiğimde babama yardımcı olmaya çalışıyordum. Çocukluğumdan bu yana ömrüm bu değirmende geçti. Evvelden şimdi her köyde fazlaca sayıda su değirmeni vardı, un fabrikalarının çıkmasıyla vakit içinde birçoğu teknolojiye direnemeyerek kapandı. Artık Diyadin ilçesi ve köylerinde suyla çalışan bir tek benim değirmenim kaldı. Değirmende arpa ve buğdaylar epey hoş öğütülüyor. Burada öğütülen un kepekli olduğu için bağırsaklara uygun geliyor. Su değirmeni olarak yalnızca burası kaldığı için herkes buraya geliyor.”
Yaşar, bilhassa yaz aylarında değirmeninde tonlarca arpa ve buğdayı öğüttüğünü tabir ederek, havaların soğuması ve kışın yaklaşmasıyla dönemi kapatmak üzere olduğunu anlattı.
Baba yadigarı değirmeninin yok olmasını istemiyor
Değirmen işinin sıkıntı olduğunu ve büsbütün bilek gücü gerektirdiğini aktaran Yaşar, şunları kaydetti:
“Burası baba yadigarıdır, ben öldükten daha sonra çocuklarımın burayı çalıştırmasını istiyorum. Her gün bir kilometre yürüyerek buraya gidip geliyorum. Biz bu değirmenin yok olmasını istemiyoruz. İnşallah burayı her vakit çalıştıracağız ve çarkı hiç durmayacak. Değirmenin üstü toprak ve onarılması gerekiyor. Maddi durumum düzgün değil bu yüzden çatı için devletimizden yardım bekliyorum. Vatandaşlar bana ‘amca her vakit değirmeni çalıştır biz gelelim’ diyor. Buranın bol suyu değirmen için epeyce gerekli.”
Yaşar, çalışmanın kendisini dinç tuttuğuna da işaret ederek, “66 yaşındayım ve bu değirmende çalıştığım için dinçliğimi koruyorum. İşimi severek yapıyorum. Burada öğütülen buğdaydan yapılan ekmeğin tadı fazlaca hoş ve ben meskenim için her vakit burada buğday öğütüyorum.” dedi.
Köylülerden Abdurrahim Yaşar ise, burada öğütülen buğdaydan yapılan ekmeğin tadının bir öteki hoş olduğunu kaydetti.
İlçe merkezine 16 kilometre uzaklıktaki Yıldız köyünde tarım ve hayvancılık yaparak hayatını sürdüren Hacı Yaşar, baba yadigarı su değirmenine 25 yıldır gözü üzere bakıyor.
Her gün köye yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki vadiden akan derenin kenarında heyeti değirmene kadar yürüyerek giden Yaşar, yaz aylarında tarlalar biçildikten daha sonra su kanalını onarıp çarkların dönmesini sağlıyor.
Yaşar, etraftaki köylerden gelen vatandaşların arpa ve buğdayını öğüterek yöre halkına hizmet veriyor.
Babadan öğrendiği mesleğini gelişen teknolojiye direnen değirmeninde sürdüren Yaşar, ortadan geçen senelera karşın işini severek yapıyor.
Tahta kapısının üzerine “Mal sahibi mülk sahibi, hani buranın birinci sahibi, mal da palavra mülk de palavra var biraz da sen oyalan” yazılı değirmeninde un öğütmek için her gün hummalı bir çalışma yürüten Yaşar, ilçede çalışır biçimdeki tek değirmeni, gelecek jenerasyonlara aktarmayı hedefliyor.
Değirmen 71 yıldır yöre insanına hizmet veriyor
Hacı Yaşar, AA muhabirine, değirmenin 1950’li senelerda yapıldığını ve o günden bugüne kadar çarkın hiç durmadığını söylemiş oldu.
Değirmenin dış duvarlarının taşlarla yapıldığını ve üstünün toprak olduğunu belirten Yaşar, şöyleki konuştu:
“Bu değirmen babamdan bize kaldı. Ben çocukken değirmene geldiğimde babama yardımcı olmaya çalışıyordum. Çocukluğumdan bu yana ömrüm bu değirmende geçti. Evvelden şimdi her köyde fazlaca sayıda su değirmeni vardı, un fabrikalarının çıkmasıyla vakit içinde birçoğu teknolojiye direnemeyerek kapandı. Artık Diyadin ilçesi ve köylerinde suyla çalışan bir tek benim değirmenim kaldı. Değirmende arpa ve buğdaylar epey hoş öğütülüyor. Burada öğütülen un kepekli olduğu için bağırsaklara uygun geliyor. Su değirmeni olarak yalnızca burası kaldığı için herkes buraya geliyor.”
Yaşar, bilhassa yaz aylarında değirmeninde tonlarca arpa ve buğdayı öğüttüğünü tabir ederek, havaların soğuması ve kışın yaklaşmasıyla dönemi kapatmak üzere olduğunu anlattı.
Baba yadigarı değirmeninin yok olmasını istemiyor
Değirmen işinin sıkıntı olduğunu ve büsbütün bilek gücü gerektirdiğini aktaran Yaşar, şunları kaydetti:
“Burası baba yadigarıdır, ben öldükten daha sonra çocuklarımın burayı çalıştırmasını istiyorum. Her gün bir kilometre yürüyerek buraya gidip geliyorum. Biz bu değirmenin yok olmasını istemiyoruz. İnşallah burayı her vakit çalıştıracağız ve çarkı hiç durmayacak. Değirmenin üstü toprak ve onarılması gerekiyor. Maddi durumum düzgün değil bu yüzden çatı için devletimizden yardım bekliyorum. Vatandaşlar bana ‘amca her vakit değirmeni çalıştır biz gelelim’ diyor. Buranın bol suyu değirmen için epeyce gerekli.”
Yaşar, çalışmanın kendisini dinç tuttuğuna da işaret ederek, “66 yaşındayım ve bu değirmende çalıştığım için dinçliğimi koruyorum. İşimi severek yapıyorum. Burada öğütülen buğdaydan yapılan ekmeğin tadı fazlaca hoş ve ben meskenim için her vakit burada buğday öğütüyorum.” dedi.
Köylülerden Abdurrahim Yaşar ise, burada öğütülen buğdaydan yapılan ekmeğin tadının bir öteki hoş olduğunu kaydetti.