- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,748
- Puanları
- 36
Mesaili Çalışmak Ne Demek?
Hepimiz "mesai"yi biliyoruz; saat 9’da ofisteyiz, öğle tatili 12-1 arasında, akşam 6’da da bilgisayarın kapağını kapatıp evimize gidiyoruz. Peki ya "mesaili çalışmak"? Bunu duyduğunda birçoğumuzun aklına belki de gece geç saatte ofiste kalan, kafasında iş düşüncesiyle yatağa giren biri gelir. Ama işin aslı biraz daha farklı. Çalışma hayatı, bugünün dünyasında çok daha esnek ve çeşitlenmiş durumda. O yüzden “mesaili çalışmak” terimi de basit bir tanımın ötesine geçiyor.
Hadi, bu terimi bir gözden geçirelim ve bakalım, çalışanlar "mesaili" olmayı gerçekten ne zaman kabul ederler, ne zaman işin tam ortasında kaybolurlar, bir göz atalım.
Mesaili Çalışmanın Tanımı: Bir Az Kafayı Kırma, Bir Az İleriye Gitme!
Mesaili çalışmak demek, normal iş saatleri dışında, yani sıradan mesainin sonrasında veya hatta öncesinde çalışmak demek. Ancak burada bahsedilen şey sadece geç saatlere kadar bilgisayar başında olmak değil. Daha geniş bir kavram; esnek çalışma saatleri, işlerin zamanla yapıldığı ama yine de gece veya sabahın erken saatlerinde yoğunlaşan bir çalışkanlık türü.
Düşünsenize, sabah 8’de bir işe başlamak ve saatler ilerledikçe konsantrasyon seviyenizin düşmesi. Ama, işinizin önemli kısmını mesai saatleri dışında tamamlama kararı aldığınızda bir “ah-şimdi-oldu” hissiyatı oluşuyor. Bir anlamda "mesaili çalışmak" her an bir şeyler yapmanın vurgulandığı, işin içine gönüllü katıldığınız, esnek ama bir o kadar da odaklanmış bir şekilde çalıştığınız bir modeldir.
[color=] Mesaili Çalışan Erkekler: Strateji ve Çözüm Odaklılık
Bunu yaparken, erkekler genellikle çözüm odaklı yaklaşmayı tercih ederler. İyi bir strateji oluşturmak, sorunun nedenini bulup, hemen o çözümü uygulamaya koymak, mesaili çalışma için ideal bir model olabilir. Mesela, hafta sonu iş e-postalarını kontrol etmek yerine, Pazartesi günü toparlanmış bir şekilde tüm hafta boyunca yapılacak işlere odaklanmayı seven bir erkek profili düşündüğümüzde, bu yaklaşımın mesaili çalışmaya çok uygun olduğunu görürüz.
Ama burada dikkat edilmesi gereken bir şey var. Erkeklerin çoğu, işler yoğunlaştığında ne yapacaklarını bilmek isterler ve sorunun çözümü için işin dışına çıkmadan odaklanmak isterler. Eğer o iş, mesai saatleri dışında yapılabilecekse, gece yarısına kadar ofiste kalmak hiç de yadırganacak bir durum değildir.
Mesaili Çalışan Kadınlar: Empati ve İlişki Odaklılık
Kadınlar için ise "mesaili çalışma" daha çok işin insani tarafını, duygusal etkileşimi ve başkalarıyla uyumu içerir. Gelişen iş dünyasında kadınlar, genellikle işi sadece tamamlamakla kalmazlar, aynı zamanda çevrelerinde kimlerin nasıl hissettiğini de göz önünde bulundururlar. Bu da mesaili çalışırken, iş saatleri dışında bir şeylerin eksik olduğunu hissettiklerinde empatik olarak başkalarına yardımcı olmak için de zaman harcamalarını sağlar.
Örneğin, kadının sabah erken saatlerde başlayan bir iş gününü, akşam saatlerinde de uzatarak ekiple bire bir ilişki kurma fırsatlarını değerlendirmesi, günün sonunda mesaiyi dolaylı olarak uzatabilir. Kadınlar, mesai saatleri dışında çalışanların moralini, stresini, ya da ofis atmosferini değiştirebilirler. Bu, bazen dinamikleri sadece “iş bitirmeye” yönelik değil, “daha sağlıklı bir iş ortamı yaratmaya” yönelik bir hale getirebilir.
[color=] Mesaili Çalışma: Zihin ve Bedene Dair Bir Çift Yönlü Sokak
Mesaili çalışma, sadece fiziksel değil, zihinsel olarak da farklı etkiler yaratabilir. Zihinsel olarak, odaklanma ve dikkat süresi uzadıkça, bir şeylere ne kadar odaklanılması gerektiği konusu devreye girer. Erkekler genellikle çözüm bulmaya ve doğrudan sonuca gitmeye odaklanırken, kadınlar işin insan yönünü gözlemleyip dengeyi sağlamak isterler. Bu, iş yerinde herkesin memnuniyetini artırmaya yönelik bir çaba olabilir. Ancak burada, her iki tarafta da fazla çalışma saatlerinin yaratacağı zorluklar var.
Mesaili çalışmanın artıları ve eksileri üzerine kafa yorduğumuzda, biraz daha dikkatli bir denge kurmak gerektiği ortaya çıkar. Sonuçta, mesaili çalışmak her zaman verimli olmayabilir; eğer fazla çalışma kişinin kişisel yaşamını olumsuz etkiliyorsa, yavaş yavaş işin verimliliği de düşebilir.
Sonuç Olarak: Herkesin Mesaili Çalışma Tarzı Farklıdır!
Her çalışan, kendi işine ve yaşam tarzına uygun bir "mesaili çalışma" ritmi yaratabilir. Erkekler belki daha çözüm odaklı olabilirken, kadınlar daha empatik ve ilişki odaklı bir çalışma biçimi benimsemiş olabilir. Ama önemli olan nokta, mesaili çalışmanın yalnızca iş saatlerini aşmakla değil, gerçekten nasıl çalıştığınızı ve hangi zamanı verimli kullanabildiğinizi anlamanızla alakalı olduğudur.
Hangi cinsiyetten olursanız olun, mesaili çalışmak günümüz iş dünyasında zaman ve enerji yönetimini doğru yapmak anlamına gelir. Fakat bu yönetimi yaparken, sınırları korumak ve kendi sınırlarınızı çizmek de oldukça önemli. Zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığınıza öncelik verin; çünkü her işin sonunda "benim en iyi halim" ve "işin verimliliği" gibi unsurlar da yer alıyor.
Hepimiz "mesai"yi biliyoruz; saat 9’da ofisteyiz, öğle tatili 12-1 arasında, akşam 6’da da bilgisayarın kapağını kapatıp evimize gidiyoruz. Peki ya "mesaili çalışmak"? Bunu duyduğunda birçoğumuzun aklına belki de gece geç saatte ofiste kalan, kafasında iş düşüncesiyle yatağa giren biri gelir. Ama işin aslı biraz daha farklı. Çalışma hayatı, bugünün dünyasında çok daha esnek ve çeşitlenmiş durumda. O yüzden “mesaili çalışmak” terimi de basit bir tanımın ötesine geçiyor.
Hadi, bu terimi bir gözden geçirelim ve bakalım, çalışanlar "mesaili" olmayı gerçekten ne zaman kabul ederler, ne zaman işin tam ortasında kaybolurlar, bir göz atalım.
Mesaili Çalışmanın Tanımı: Bir Az Kafayı Kırma, Bir Az İleriye Gitme!
Mesaili çalışmak demek, normal iş saatleri dışında, yani sıradan mesainin sonrasında veya hatta öncesinde çalışmak demek. Ancak burada bahsedilen şey sadece geç saatlere kadar bilgisayar başında olmak değil. Daha geniş bir kavram; esnek çalışma saatleri, işlerin zamanla yapıldığı ama yine de gece veya sabahın erken saatlerinde yoğunlaşan bir çalışkanlık türü.
Düşünsenize, sabah 8’de bir işe başlamak ve saatler ilerledikçe konsantrasyon seviyenizin düşmesi. Ama, işinizin önemli kısmını mesai saatleri dışında tamamlama kararı aldığınızda bir “ah-şimdi-oldu” hissiyatı oluşuyor. Bir anlamda "mesaili çalışmak" her an bir şeyler yapmanın vurgulandığı, işin içine gönüllü katıldığınız, esnek ama bir o kadar da odaklanmış bir şekilde çalıştığınız bir modeldir.
[color=] Mesaili Çalışan Erkekler: Strateji ve Çözüm Odaklılık
Bunu yaparken, erkekler genellikle çözüm odaklı yaklaşmayı tercih ederler. İyi bir strateji oluşturmak, sorunun nedenini bulup, hemen o çözümü uygulamaya koymak, mesaili çalışma için ideal bir model olabilir. Mesela, hafta sonu iş e-postalarını kontrol etmek yerine, Pazartesi günü toparlanmış bir şekilde tüm hafta boyunca yapılacak işlere odaklanmayı seven bir erkek profili düşündüğümüzde, bu yaklaşımın mesaili çalışmaya çok uygun olduğunu görürüz.
Ama burada dikkat edilmesi gereken bir şey var. Erkeklerin çoğu, işler yoğunlaştığında ne yapacaklarını bilmek isterler ve sorunun çözümü için işin dışına çıkmadan odaklanmak isterler. Eğer o iş, mesai saatleri dışında yapılabilecekse, gece yarısına kadar ofiste kalmak hiç de yadırganacak bir durum değildir.
Mesaili Çalışan Kadınlar: Empati ve İlişki Odaklılık
Kadınlar için ise "mesaili çalışma" daha çok işin insani tarafını, duygusal etkileşimi ve başkalarıyla uyumu içerir. Gelişen iş dünyasında kadınlar, genellikle işi sadece tamamlamakla kalmazlar, aynı zamanda çevrelerinde kimlerin nasıl hissettiğini de göz önünde bulundururlar. Bu da mesaili çalışırken, iş saatleri dışında bir şeylerin eksik olduğunu hissettiklerinde empatik olarak başkalarına yardımcı olmak için de zaman harcamalarını sağlar.
Örneğin, kadının sabah erken saatlerde başlayan bir iş gününü, akşam saatlerinde de uzatarak ekiple bire bir ilişki kurma fırsatlarını değerlendirmesi, günün sonunda mesaiyi dolaylı olarak uzatabilir. Kadınlar, mesai saatleri dışında çalışanların moralini, stresini, ya da ofis atmosferini değiştirebilirler. Bu, bazen dinamikleri sadece “iş bitirmeye” yönelik değil, “daha sağlıklı bir iş ortamı yaratmaya” yönelik bir hale getirebilir.
[color=] Mesaili Çalışma: Zihin ve Bedene Dair Bir Çift Yönlü Sokak
Mesaili çalışma, sadece fiziksel değil, zihinsel olarak da farklı etkiler yaratabilir. Zihinsel olarak, odaklanma ve dikkat süresi uzadıkça, bir şeylere ne kadar odaklanılması gerektiği konusu devreye girer. Erkekler genellikle çözüm bulmaya ve doğrudan sonuca gitmeye odaklanırken, kadınlar işin insan yönünü gözlemleyip dengeyi sağlamak isterler. Bu, iş yerinde herkesin memnuniyetini artırmaya yönelik bir çaba olabilir. Ancak burada, her iki tarafta da fazla çalışma saatlerinin yaratacağı zorluklar var.
Mesaili çalışmanın artıları ve eksileri üzerine kafa yorduğumuzda, biraz daha dikkatli bir denge kurmak gerektiği ortaya çıkar. Sonuçta, mesaili çalışmak her zaman verimli olmayabilir; eğer fazla çalışma kişinin kişisel yaşamını olumsuz etkiliyorsa, yavaş yavaş işin verimliliği de düşebilir.
Sonuç Olarak: Herkesin Mesaili Çalışma Tarzı Farklıdır!
Her çalışan, kendi işine ve yaşam tarzına uygun bir "mesaili çalışma" ritmi yaratabilir. Erkekler belki daha çözüm odaklı olabilirken, kadınlar daha empatik ve ilişki odaklı bir çalışma biçimi benimsemiş olabilir. Ama önemli olan nokta, mesaili çalışmanın yalnızca iş saatlerini aşmakla değil, gerçekten nasıl çalıştığınızı ve hangi zamanı verimli kullanabildiğinizi anlamanızla alakalı olduğudur.
Hangi cinsiyetten olursanız olun, mesaili çalışmak günümüz iş dünyasında zaman ve enerji yönetimini doğru yapmak anlamına gelir. Fakat bu yönetimi yaparken, sınırları korumak ve kendi sınırlarınızı çizmek de oldukça önemli. Zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığınıza öncelik verin; çünkü her işin sonunda "benim en iyi halim" ve "işin verimliliği" gibi unsurlar da yer alıyor.