- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,241
- Puanları
- 36
Balıkesir’in Bandırma ilçesinde Manyas Gölü‘nün kıyısında yer alan antik kentteki hafriyatlarda bulunan yapılarda Lidyalıların mutfak kültürü ve yemek alışkanlıklarına ait ipuçları aranıyor.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaan İren’in başkanlığındaki hafriyat takımı, Hisartepe mevkisindeki Birinci Çağ kenti Daskyleion’da 3 sene evvel bulunan 2 bin 600 yıl evvelce kalma mutfak yapısı ve etrafında çalışmalarını sürdürüyor.
Hafriyatlarda ortaya çıkarılan fare kafatası, insan kemiği, balık omurgası ve kimi tohumlar, tarihe ışık tutuyor.
İren, AA muhabirine, Lidya mutfağının yer aldığı kısma “Akro Daskyleion” ismini verdiklerini söylemiş oldu.
Lidya periyoduna ilişkin bir sarayın yangınla tahrip olduğunu ve mutfağın da bundan etkilendiğini belirten İren, “Bu mutfakta senelerdan beri epeyce titiz bir halde hiç bir datayı atlamaksızın araştırmalarımız, kazılarımız devam ediyor. Burada epey hassas aletlerle, ince fırçalarla, iğnelerle yavaş yavaş kazıp her bilgiyi belgeleyerek çalışmalarımıza devam ediyoruz.” dedi.
“Bu yıl da balık omurgaları tespit ettik”
Lidya mutfağı hafriyat takımının sorumlusu doktora öğrencisi Büşra Atalar Kâfi ise bu yıl hafriyatta mutfak yapısının başka alanlarla alakasını araştırdıklarını anlattı.
“Bu alanlarda yanmış kerpiç bloklara rastladık. Bunlar muhtemelen yıkılmış bir duvarla tahrip olmuş bir ocağa ilişkin olabilir zira ocak etrafından çeşitli kemikler ve farklı çeşitlerde tohumlar elde ettik. Çalışmalar devam ediyor, bu hususta net bir şey söylemek için fazlaca erken. Antropologlar tarafınca yapılan incelemelerde, yüksek ihtimalle yanmış olduğu tespit edilen insan kemiğine de rastladık; kalça kemiğine ilişkin bir modül. Bu insan kemiğinin de daha evvel iki sefer yangın geçirmiş mutfakla ilintili olabileceğini düşünüyoruz. Tahminen o yangın esnasında yanmış bireylerden birine aittir. Bilgi kaybetmemek ismine çalışmalarımızı hayli ayrıntılı ve titiz bir biçimde yürütüyoruz. Küçük, dişçi aletleriyle çalışmaya devam ediyoruz zira mutfakta da karşılaştığımız, bu yıl da karşımıza çıkan balık omurgaları tespit ettik. Balık omurgalarını toprak içinden hiç bozulmamış bir biçimde bulmak, hiç kırılmadan tespit etmek biraz güç ve sıkıntı oluyor. Bunu da lakin titiz bir çalışmayla yapabiliyoruz.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Miraç Kaya
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaan İren’in başkanlığındaki hafriyat takımı, Hisartepe mevkisindeki Birinci Çağ kenti Daskyleion’da 3 sene evvel bulunan 2 bin 600 yıl evvelce kalma mutfak yapısı ve etrafında çalışmalarını sürdürüyor.
Hafriyatlarda ortaya çıkarılan fare kafatası, insan kemiği, balık omurgası ve kimi tohumlar, tarihe ışık tutuyor.
İren, AA muhabirine, Lidya mutfağının yer aldığı kısma “Akro Daskyleion” ismini verdiklerini söylemiş oldu.
Lidya periyoduna ilişkin bir sarayın yangınla tahrip olduğunu ve mutfağın da bundan etkilendiğini belirten İren, “Bu mutfakta senelerdan beri epeyce titiz bir halde hiç bir datayı atlamaksızın araştırmalarımız, kazılarımız devam ediyor. Burada epey hassas aletlerle, ince fırçalarla, iğnelerle yavaş yavaş kazıp her bilgiyi belgeleyerek çalışmalarımıza devam ediyoruz.” dedi.
“Bu yıl da balık omurgaları tespit ettik”
Lidya mutfağı hafriyat takımının sorumlusu doktora öğrencisi Büşra Atalar Kâfi ise bu yıl hafriyatta mutfak yapısının başka alanlarla alakasını araştırdıklarını anlattı.
“Bu alanlarda yanmış kerpiç bloklara rastladık. Bunlar muhtemelen yıkılmış bir duvarla tahrip olmuş bir ocağa ilişkin olabilir zira ocak etrafından çeşitli kemikler ve farklı çeşitlerde tohumlar elde ettik. Çalışmalar devam ediyor, bu hususta net bir şey söylemek için fazlaca erken. Antropologlar tarafınca yapılan incelemelerde, yüksek ihtimalle yanmış olduğu tespit edilen insan kemiğine de rastladık; kalça kemiğine ilişkin bir modül. Bu insan kemiğinin de daha evvel iki sefer yangın geçirmiş mutfakla ilintili olabileceğini düşünüyoruz. Tahminen o yangın esnasında yanmış bireylerden birine aittir. Bilgi kaybetmemek ismine çalışmalarımızı hayli ayrıntılı ve titiz bir biçimde yürütüyoruz. Küçük, dişçi aletleriyle çalışmaya devam ediyoruz zira mutfakta da karşılaştığımız, bu yıl da karşımıza çıkan balık omurgaları tespit ettik. Balık omurgalarını toprak içinden hiç bozulmamış bir biçimde bulmak, hiç kırılmadan tespit etmek biraz güç ve sıkıntı oluyor. Bunu da lakin titiz bir çalışmayla yapabiliyoruz.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Miraç Kaya