- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,241
- Puanları
- 36
yıllar evvel ölen eşinin anısına diktiği binlerce ağaçla yeşillendirdiği Keban Baraj Gölü’ndeki adada ömrünü sürdüren Tuncelili Ziya Abay, Türkiye‘nin biroldukça noktasında yanan ormanlar için büyük keder duyuyor.
Kentin Pertek ilçesine bağlı Çakırbahçe köyünde doğan 83 yaşındaki Abay, Elazığ’da amcasının yanında uzun yıllar ticaretle uğraştıktan daha sonra eşi ve çocuklarıyla Eskişehir‘e göç etti. Burada açtığı antikacı dükkanıyla meskenini geçindiren Abay, 1995 yılında eşini trafik kazasında kaybetmesi üzerine birebir yıl memleketi Tunceli’ye döndü.
Teknesiyle Keban Baraj Gölü’nde gezinti yaptığı sırada gördüğü bir adaya yerleşen Abay, adanın dört bir yanına, hayatını kaybettiği eşinin anısına meyve fidanları dikti. Tabiat sevgisiyle kurak bir adayı yıllar ortasında 4 bin ağaçla yeşillendiren Abay, vaktinin birçoklarını adada yetiştirdiği elma, nar, şeftali, üzüm, ceviz, ayva ve kiraz ağaçları içinde geçiriyor.
İlerleyen yaşına karşın özveriyle ağaçların bakım ve sulamasını yapan Abay, yöre sakinlerince roman kahramanı Robinson Crusoe’ye benzetildiği için “Robinson Ziya” olarak tanınıyor.
Her sabah ilçe merkezindeki konutundan ayrılarak adanın yolunu tutan Abay, yaklaşık 3 kilometrelik yürüyüşün akabinde baraj kıyısına ulaşarak burada tekneye binip adaya yanlışsız yola koyuluyor.
Abay, baraj gölünün masmavi sularında yaptığı 20 dakikalık seyahat sonunda adaya kavuşuyor ve tabiatla iç içe vakit geçiriyor.
Yanan ormanlar “Robinson Ziya”yı ağlatıyor
Ziya Abay, AA muhabirine, Türkiye’nin çeşitli vilayetlerinde yanan ormanlar için epey üzüldüğünü anlattı.
Yedi gündür uyumadığını söyleyen Abay, “Mümkün olduğu kadar yangınlarla ilgili gelişmeleri takip ediyorum. Ben devletimden tek bir şey istiyorum. Halk birbirine düşmesin, bunun üzerinde dursunlar. Halk birbirine düşerse yüz sene geriye gideriz. İnsanlara tavsiyem ağaç diksinler. Ağaç ve orman bizi yaşatandır, güç veriyor. Beşerler dağ taş badem diksin, yer kimin olursa olsun diksin. Ağaç güç veriyor, insanı yaşatan odur.” dedi.
Abay, ağaç şayet olmazsa hayatın olmayacağını belirterek, “Sadece insanoğlu değil, hiç bir canlı yaşayamaz. Ne geyik, ne ördek ne de ayı yaşayabilir. Ne kadar canlı var ise hepsi ormanın yardımıyla yaşıyor.” sözünü kullandı.
“Dört çocuğum, 4 bin de ağacım var ve ağaçlar da benim çocuklarımdır”
Elinden gelse dünyayı ağaçlandırmak istediğini lisana getiren Abay, şunları kaydetti:
“Ağaç nerede, hangi ülkede olursa olsun o yandığı vakit ben karşı çıkıyorum. Ağaçlar, halkındır, insanoğlunundur ve canlılarındır. Beşerler devlete takviye olsun, birlikte ağaç diksinler. tekrar ağaçlarımız şenlensin, yerini bulsun. Yangınlar niçiniyle yüreğim yandı, kendimi kaybettim ve daima oturup ağlıyorum, yıkılıyorum, kendimi unutuyorum. Ağaç benim varlığımdır. Ben ağacı yetiştiriyorum onlar da beni umutlandırıyorlar. Ben onlarla güldüğüm vakit o yapraklar yeşilleniyor. Ben kızdığım vakit o yapraklar yere düşüyor. Ağaçlar benim öz evlatlarımdır. Dört çocuğum, 4 bin de ağacım var ve ağaçlar da benim çocuklarımdır.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Sidar Can Eren
Kentin Pertek ilçesine bağlı Çakırbahçe köyünde doğan 83 yaşındaki Abay, Elazığ’da amcasının yanında uzun yıllar ticaretle uğraştıktan daha sonra eşi ve çocuklarıyla Eskişehir‘e göç etti. Burada açtığı antikacı dükkanıyla meskenini geçindiren Abay, 1995 yılında eşini trafik kazasında kaybetmesi üzerine birebir yıl memleketi Tunceli’ye döndü.
Teknesiyle Keban Baraj Gölü’nde gezinti yaptığı sırada gördüğü bir adaya yerleşen Abay, adanın dört bir yanına, hayatını kaybettiği eşinin anısına meyve fidanları dikti. Tabiat sevgisiyle kurak bir adayı yıllar ortasında 4 bin ağaçla yeşillendiren Abay, vaktinin birçoklarını adada yetiştirdiği elma, nar, şeftali, üzüm, ceviz, ayva ve kiraz ağaçları içinde geçiriyor.
İlerleyen yaşına karşın özveriyle ağaçların bakım ve sulamasını yapan Abay, yöre sakinlerince roman kahramanı Robinson Crusoe’ye benzetildiği için “Robinson Ziya” olarak tanınıyor.
Her sabah ilçe merkezindeki konutundan ayrılarak adanın yolunu tutan Abay, yaklaşık 3 kilometrelik yürüyüşün akabinde baraj kıyısına ulaşarak burada tekneye binip adaya yanlışsız yola koyuluyor.
Abay, baraj gölünün masmavi sularında yaptığı 20 dakikalık seyahat sonunda adaya kavuşuyor ve tabiatla iç içe vakit geçiriyor.
Yanan ormanlar “Robinson Ziya”yı ağlatıyor
Ziya Abay, AA muhabirine, Türkiye’nin çeşitli vilayetlerinde yanan ormanlar için epey üzüldüğünü anlattı.
Yedi gündür uyumadığını söyleyen Abay, “Mümkün olduğu kadar yangınlarla ilgili gelişmeleri takip ediyorum. Ben devletimden tek bir şey istiyorum. Halk birbirine düşmesin, bunun üzerinde dursunlar. Halk birbirine düşerse yüz sene geriye gideriz. İnsanlara tavsiyem ağaç diksinler. Ağaç ve orman bizi yaşatandır, güç veriyor. Beşerler dağ taş badem diksin, yer kimin olursa olsun diksin. Ağaç güç veriyor, insanı yaşatan odur.” dedi.
Abay, ağaç şayet olmazsa hayatın olmayacağını belirterek, “Sadece insanoğlu değil, hiç bir canlı yaşayamaz. Ne geyik, ne ördek ne de ayı yaşayabilir. Ne kadar canlı var ise hepsi ormanın yardımıyla yaşıyor.” sözünü kullandı.
“Dört çocuğum, 4 bin de ağacım var ve ağaçlar da benim çocuklarımdır”
Elinden gelse dünyayı ağaçlandırmak istediğini lisana getiren Abay, şunları kaydetti:
“Ağaç nerede, hangi ülkede olursa olsun o yandığı vakit ben karşı çıkıyorum. Ağaçlar, halkındır, insanoğlunundur ve canlılarındır. Beşerler devlete takviye olsun, birlikte ağaç diksinler. tekrar ağaçlarımız şenlensin, yerini bulsun. Yangınlar niçiniyle yüreğim yandı, kendimi kaybettim ve daima oturup ağlıyorum, yıkılıyorum, kendimi unutuyorum. Ağaç benim varlığımdır. Ben ağacı yetiştiriyorum onlar da beni umutlandırıyorlar. Ben onlarla güldüğüm vakit o yapraklar yeşilleniyor. Ben kızdığım vakit o yapraklar yere düşüyor. Ağaçlar benim öz evlatlarımdır. Dört çocuğum, 4 bin de ağacım var ve ağaçlar da benim çocuklarımdır.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Sidar Can Eren