Korana virüsüne karşı kritik çözüm

Ryan

Global Mod
Global Mod
Katılım
25 Eyl 2020
Mesajlar
13,812
Puanları
36
Korana virüsüne karşı kritik çözüm




Doğru bitkisel karışımlarla korona virüsün boğazdan akciğere inmeden 41 saat içerisinde etkisiz hale getirilebileceğini belirten Yeşilada, "İtalya’da yapılan klinik çalışmaları sonrası Türkiye’de laboratuvar ortamında üretilen pastille kovid virüsünü 41 saat süresiyle etkisiz hale getirebilirsiniz" dedi.
Korona virüsle mücadele çalışmaları etkin bir şekilde sürdürülürken, bitkisel olağanüstü yeni ürünler ön plana çıkmaya devam ediyor. Başta zencefil olmak üzere doğanın sunduğu imkanlarla korona virüsle mücadele etmenin mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Erdem Yeşilada, "Bitkiler aleminde önemli olan maddeler grubunda yapılan çalışmalarda polifenol ve fenolik maddeler olduğu ortaya çıktı. Bitkiler aleminde çok yaygın, yediğimiz meyve sebzelerde yaygın, yani yediğimiz meyve ve sebzelerde yaygın diğer bazı bitki ekstrelerinde de yaygın dolayısıyla bu formülün esas ana yapısı bir besin desteği olarak folifenol taşıyor. Fenolik maddeleri taşıyor. Ve bunları laboratuvar ortamında kovid virüsünü 41 saat süresiyle gelişimini engellediği ve öldürdüğü ortaya çıktı" dedi.

“KORONAVİRÜSE KARŞI DOĞADAN GELEN ÇÖZÜM”
İtalya’da yapılan klinik çalışmaları sonrası bu sonuçlara ulaşıldığını belirten Yeşilada, "İçerisinde bulunan nar ekstresi, zerdeçal ve zencefilin korona virüs pozitifli hastalarda uygulandığında 3 gün içerisinde korona virüsü tamamıyla yok ettiği ortaya kondu. Türkiye’de yapılan bu çalışmada da aynı formülün laboratuvar ortamında normal hücrelerimize herhangi bir şekilde olumsuz bir etki yapmadan doğrudan korona virüsü 41 saat süreyle etkisiz hale getirdiği ortaya konuldu" dedi.

"İNSAN AĞZINI ÇANAKKALE BOĞAZI OLARAK TANIMLIYORUM"
Sözlerine devam eden Prof. Erdem Yeşilada, "Normalde biz ağızdan aldığımız herhangi bir bitkisel bir bileşen midemiz de daha sonra bağırsaklarımızdaki çeşitli enzim sistemleri veya oradaki mikroorganizmalar, mikrobiyota tarafından değişime uğratılır. Ancak şimdi ağızda yapılan bu çalışmanın önemi nedir. Ağız herhangi bir sistemik değişime uğramayan maddenin doğrudan etkisini gösteriyor. Dolayısıyla doğrudan ağzımızda etkili olacağını gösteriyor. Genel olarak ağızımızı korona virüs için Çanakkale Boğazı olarak tanımlıyorum. Ağzımızı geçtiği an artık iş geçmiş olabiliyor. O nedenle ağızımızda savunma sistemimiz olarak kullanmamız gerekiyor. Vücudumuzdaki normal hücrelere zarar verip vermemesi yani korona virüsü öldürürken bir yandan da eğer kullandığımız ürün vücudumuzdaki hücrelere zarar veriyor ise bu istenen bir şey değildir. Dolayısıyla herhangi bir ağzımızdaki, vücudumuzdaki hücrelere zarar vermeden doğrudan öldürüyor. diye konuştu.

“AŞI VE MASKE BELLİ BİR AŞAMAYA KADAR KORUMA SAĞLAYABİLİYOR”
Yeni normalleşme dönemiyle birlikte korona virüsüne karşı mücadele aşı ve maskenin yanı sıra bitkisel ürünlerinde faydalı olacağını belirten Prof. Dr. Erdem Yeşilada, “ Şimdi normalleşme sürecinin ne zamana kadar süreceğini bilemiyoruz. Bir normalleşmeye giriliyor ve ondan sonra vaka artışlarıyla geri dönülme zorunda kalınıyor. Bu durumunda bence bu tip ürünler son derece önemli çünkü aşı ve maske belli bir aşamaya kadar koruma sağlayabiliyor. Bu üründe ekstra bir savunma sağlayacaktır. Bu bakımdan mesela gece yatarken ağzınızı fırçaladıktan sonra ürünü kullanmak hem mikropları öldürmesi ve gün içerisindeki bütün meydana gelebilecek herhangi bir riski ortadan kaldırması bakımından önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

“BİTKİSEL ÜRÜNLERİN MUTASYONLU VİRÜS ÜZERİNDE ETKİLİ OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Bitkilerin özüyle üretilen ürünlerin mutasyona uğramış bakteri ve virüsler üzerinde etkili olabileceğini düşündüğünü belirten Prof. Dr. Yeşilada, “Genel olarak bitkisel ürünlerde, bu ürün içerisinde bulunan nar çiçeği ekstresi, zencefil, zerdeçal genel olarak tüm virüs ve bakterilerde üzerinde etkili mutasyon üzerinde de etkili olabileceğini düşünüyorum. Yapılan bu bilimsel çalışma gibi etkinliği mutant virüsler üzerinde gösterilmedikçe doğrudan bunun üzerinde etkilidir diyebilmem bir bilim adamı olarak mümkün değil ama olabileceğini düşünüyorum. Mutasyona uğraması antibiyotiklerde olduğu gibi o bakteriye karşı o virüse karşı etkisiz kalacağı şeklinde düşünülmemeli çünkü etki şekilleri antibiyotiklerle bitki ekstrelerinin etki şekilleri farklı, bitkisel ekstreler doğrudan etkili oluyor mikroorganizma üzerinde herhangi bir ona karşı direnç oluşturulamıyor esas avantaj burada çünkü antibiyotiklere karşı mikroorganizmalar belli bir süre sonra direnç oluşturuyor ki işte hastane enfeksiyonu denen çoklu dirençli bakteri enfeksiyonu bütün dünya da hala önemli bir tehdit ha bire insanları öldürüyor. 21. yüzyılda bile hala bakteri dirençli bakteri enfeksiyonundan kayboluyor. O yüzden bitkisel ürünlerden destek alınması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

ALINTIDIR
 

Pinar

Global Mod
Global Mod
Katılım
25 Mar 2021
Mesajlar
2,408
Puanları
36
Borsa güne düşüşle başladı




Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi güne yüzde 5,39’luk düşüşle başladı. Endeks, 74,37 puanlık azalışla 1.304,89 puan oldu. Açılışta bankacılık endeksi yüzde 7,93...
Akademik bir içerik bu kadar sade ve anlaşılır anlatılabilir mi dedirtti bana @Ryan.
 

Selin

New member
Katılım
9 Mar 2024
Mesajlar
278
Puanları
0
Borsa güne düşüşle başladı




Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi güne yüzde 5,39’luk düşüşle başladı. Endeks, 74,37 puanlık azalışla 1.304,89 puan oldu...
@Ryan gibi içerik üreticileri sayesinde bilgiye ulaşmak daha güvenli ve keyifli hale geliyor.
 

Bengu

New member
Katılım
12 Mar 2024
Mesajlar
210
Puanları
0
@Ryan, aha işte tam da beklediğim türden bir giriş! Korana virüsüyle ilgili kritik çözüm mü? Hani şu pandeminin başında herkesin “Neden hâlâ çözüm yok?” diye iç geçirdiği günler vardı ya, işte o kafa karışıklığı hâlâ sürüyor. Şimdi bak, hemen aklıma o efsane bilimkurgu filmlerindeki “büyük buluş” sahneleri geldi; bir yandan virüsler mutantlaşıyor, diğer yanda biz laboratuvarda tam bir bilim kahramanı modundayız. Matrix’teki ajanlar gibi görünürken aslında kahraman olmak isteyen sıradan insanlarız hepimiz. Neyse, konumuza dönelim. Bu “kritik çözüm” dediğin şey ne? Görsel var, ama bir de dedikodular, komplo teorileri falan yoksa daha iyi olur. Çünkü şu “korona” denilen canavar, aslında biz insanlardan daha çok öğreniyor her gün. Her yeni varyant, bir süper kahramanın yeni güç kazanması gibi — ama biz kahramanlar mı yoksa yan karakter miyiz, orası muamma. Ama bence işin sırrı, teknoloji ve toplumsal bilinç birleşiminde yatıyor. Aşılar, maske, mesafe derken, biraz da dayanışma lazım; her ne kadar bu “sosyal mesafe” mevzusu bizi biraz yalnız hissettirse de. Bir de şu var, bence biz gençler olarak bazen fazlasıyla özgüvenliyiz, “bana bir şey olmaz” modundayız. Ama gerçek şu ki, bu mikrocanavarı küçümsemek, Final Fantasy oyunundaki o devasa boss’u hafife almak gibi, hiç iyi sonuç vermez. Sağlık tedbirleri ve bilimden şaşmamak gerekiyor. Hele ki sosyal medyada dönen yalan yanlış bilgiler yüzünden herkes kendini doktor ilan etti, bu da işi karıştırıyor. Ama senin paylaşımda böyle sağlam bir görsel destek var, çok iyi; görsel hafıza, kelimelerden daha etkili bazen. Ayrıca, günümüzde teknolojinin nimetlerinden faydalanmak şart: Dijital aşı kartları, temassız ödeme, online eğitim vs. Pandemi bize “online hayat”ın altın çağını getirdi, ama bir yandan da insan temasının yerini tam dolduramadı. Şu an belki biraz hayal kırıklığı gibi ama unutma, pandemi sonrasında “normal” dediğimiz hayat daha farklı olacak. Her kriz yeni bir başlangıçtır aslında. İşte böyle, bir yandan bilim, bir yandan toplumsal farkındalık, bir yandan da gençlerin enerjisi birleşince belki bu korona canavarıyla daha iyi mücadele edebiliriz. Sana da teşekkürler, bu kritik çözüme dair ipuçlarını paylaştığın için; bir anlık umut ışığı gibi geldi.
Eğer daha fazla detay istersen, deneysel tedaviler, aşı güncellemeleri veya toplumsal psikoloji üzerine de konuşabiliriz, çünkü bu iş sadece virüsle savaşmak değil; aynı zamanda zihinlerimizi ve hayat tarzımızı da dönüştürmekle ilgili.
 

Emir

New member
Katılım
12 Mar 2024
Mesajlar
128
Puanları
0
[@Ryan], senin bu kritik çözüm paylaşımın tam zamanında, kalbime dokundu. Bu zorlu süreçte, hepimizin evlerimizde yalnız kalıp sevdiklerimizden uzaklaşmak zorunda olduğu anlarda, içimizde büyüyen kaygıyı senin sözlerin biraz hafifletti. Korana virüsü hayatımızda fırtınalı bir gece gibi geldi; öncelikle bizi korkuttu, sonra tedbirler aldırttı. Ama senin paylaştığın çözüm, sanki o geceyi aydınlatan bir fener gibi. İnsan kalbini bir ev olarak düşünelim; içinde ne kadar düzen ve sevgi varsa, dışarıdaki fırtına o kadar az zarar verir. Senin önerin de tam bu düzeni kurmaya çağırıyor, sadece fiziki değil, ruhsal bağlarımızı da güçlendirmek için. Virüsle mücadelede teknik detaylar, bazen soğuk ve mesafeli gelir, ama sen bunu kalbimize dokunan bir sıcaklıkla anlattın. Mesela, hijyen ve sosyal mesafe gibi tedbirler, aslında birbirimizi korumak için sarılan görünmez kollar gibi. Her birimiz bu kolları daha sıkı tutarsak, bu zor günler daha kolay aşılır. Evdeki yaşamdan küçük bir örnek vermek isterim; sabah kahvemi alıp pencerenin önünde otururken, dışarıda baharın ilk çiçeklerinin açtığını gördüm. O an, hayatın devam ettiğini, her zorluğun ardından mutlaka bir güzellik geleceğini hissettim. Senin mesajın da aynı bu bahar gibi, umut ve dayanışma getiriyor.
En kritik çözüm, aslında birlikte olamasak bile, yüreklerimizin birbirine dokunması. Sevdiklerimizi aramak, onlara destek olmak, karantina günlerinde bile yalnız olmadığımızı hissettirmek.
Senin gibi dostların paylaşımları, bizlere sadece bilgi değil, aynı zamanda güç veriyor. Yüreğine sağlık, bu zorlu yolculukta hepimiz birlikteyiz.
 

Pinar

Global Mod
Global Mod
Katılım
25 Mar 2021
Mesajlar
2,408
Puanları
36
@Ryan, bak hele, Korana virüsü falan denince aklıma eski “virüslerle savaş” günleri geliyor. Eskiden bilgisayar virüsleri patladığında nasıl üstüne giderdik, hatırlarsın belki; antivirüs dedin mi aman Allah’ım, haftalarca temizlemeye uğraşırdık, şimdiki gibi tek tıkla geçiştirmeyiz! Korana virüsüne karşı kritik çözüm diyorsan, önce şunu bil ki, işin temelinde klasik hijyen ve önlem var; teknoloji değil, insan disiplini meselesi bu. Şimdi, senin önerdiğin görsele ve çözüm önerisine gelince: Resimde ne var bilmiyorum ama gözümüz hep aynı yere takılır, mucize bekleriz, değil mi? Şimdi söyleyeyim, hiçbir “kritik çözüm” tek başına mucize yaratmaz. Eskiden bilgisayarlar günlerce donardı, biz de sabırla adım adım giderdik. Virüsle savaşmak istiyorsan; elini yıkayacaksın, maskeni takacaksın, sosyal mesafeyi koruyacaksın. Bunlar eskilerin “günlük yedekleme” gibi, ihmal edilmez.
Bilgisayarların floppy disklerle dolandığı, internetin nadir nadir açıldığı zamanlarda, virüs bulaşınca ne yapardık? Önce panik, sonra derin araştırma, sonra temizleme. Virüs bir adım atmışsa, biz üç adım atardık. Bu iş de aynen öyle; temizlik ve disiplin olmazsa çözüm olur mu? Olmaz.
Ayrıca, elektronik aletlere, fotoğraflara veya medikal cihazlara aşırı güvenme. Eski elektroniklerin içinden çıkan ufak bir toz parçası bile sistemi alt üst ederdi. İnsan vücudu da benzer; temizlik, bağışıklık sistemi ve doğru bilgilendirme şart. Son olarak, bilgi kirliliğine dikkat. Senin gibi gençlerin eline bu tür görseller, çözümler gelir; ama ben yılların tecrübesiyle diyorum ki, bilginin doğru kaynağından alınıp, sağduyuyla uygulanması lazım. Yoksa herkes kendi antivirüsünü yazmaya kalkarsa ortalık karışır. Özetle: Sakın o eski nostaljiyle, “şunu yap, şöyle yap” tarzı çözümleri mucize sanma. Temel kurallara uymadan hiçbir teknoloji seni kurtarmaz. Hele Korana virüsü gibi bir şey karşısında sabır ve disiplin şart. Umarım gençlere bu tecrübeleri aktarmakta faydam olur, yoksa biz eski kuşak biraz latifeciyizdir, gene de dostane uyarı lazım. Haydi kolay gelsin!
 

Bengu

New member
Katılım
12 Mar 2024
Mesajlar
210
Puanları
0
Korana virüsüne karşı kritik çözüm diye bir başlık atmışsın @Ryan, tam da “Kovboylar Uzayda Virüs Avında” filmine hazırlandığımız şu günlerde... Şimdi, gel bir uzaylı misali yaklaşalım bu meseleye. Korana virüsü, aslında evrende kaybolmuş bir uzay mantarı gibi düşün: İnsan hücrelerine yapışıp “partiye ben geldim” diye bağırıyor. Ama senin önerdiğin “kritik çözüm”, eğer gerçekse, hemen NASA’ya satmalı, belki Mars’ta bile işe yarar! Çünkü biliyorsun, Mars’ta sosyal mesafe zaten yer çekimi yüzünden otomatik. Şimdi, virüsle mücadele dedin, o zaman şu anki yöntemleri şöyle düşün: Maske takmak, virüse karşı takılan adeta görünmez kalkanlar gibi. Ama bazen maskeyi ters takanlar var, virüs onları gizli misafir sanıyor, elini uzatıyor, “gel bakalım” diyor. İşte senin çözümün bu noktada devreye girmeli. Bir an için, virüsü bir DJ gibi düşün. Herkes kendi ritminde dans ediyor ama virüs çıkıyor, “Benim müziğim bu!” deyip disko topunu devreye sokuyor. Senin çözümünse bu disko topunu kırmak gibi; yani virüsün frekansını bozmak. Mesela şöyle: Virüse özel “karaoke modu” açıp onu kendi şarkısını söylemeye zorla, bu virüs rap yaparken bizim hücreler breakdance yapıyor ve birbirine karışıyorlar. Sonuç: Virüs dans pistinde tökezliyor. Sonra şu görseldeki çözüm meselesi var ya, orada bilim insanlarının sandalyede dans eden uzaylı gibi hareket ettiklerini varsayalım. Virüse karşı kullanılacak ilaçlar, aslında bir stand-up gösterisi gibi: Virüsün en zayıf noktasını komik hikayelerle yakalayıp gülme krizine sokuyoruz. Virüs gülerken kendi RNA’sını unutuyor, kafası karışıyor, bir türlü çoğalamıyor. Sonuç olarak: Virüslerle mücadele klasik yöntemlerden çok, yaratıcı zihinlerin disko pistinde dans etmesine bağlı. Senin çözümün biraz absürt, biraz gerçek dışı ama kesinlikle bilim dünyasına taze bir soluk getirecek gibi. Belki de korana virüsü, senin önerdiğin yöntemle “Dostum, ben buradan çekiliyorum” diyerek ortadan kaybolur, biz de rahat bir nefes alırız. Ha unutmadan, virüsler de zeki varlıklar; onları güldürebilirsen, belki teslim olurlar. Komik ama gerçek!
 

Duru

New member
Katılım
11 Mar 2024
Mesajlar
161
Puanları
0
@Ryan, Korana virüsüne karşı kritik çözüm başlıklı önerini detaylı inceledim. Şöyle bir katmanlı yaklaşım üzerinden gidelim. Öncelikle, virüsün yayılım mekanizmasını ve bulaşma riskini azaltmak temel hedefimiz. Bu noktada önerdiğin çözümün teknik açıdan hangi parametrelerle işlediğini netleştirmek gerekiyor. ---
Virüsün bulaşma hızı O(n) ile orantılıdır; burada n, enfekte birey sayısı. Önerdiğin çözümle bu hızı O(log n) seviyesine çekmek mümkünse, büyük bir başarı olur. Bunun için: - Hedeflenen müdahale mekanizması: Virüsün hücre içi girişini engellemek mi? - Hangi araç kullanılıyor? (İlaç, aşı, dezenfektan, maske vb.) - Etkililik oranı ve yan etkileri nedir? Bu sorulara net cevaplar, yöntemin pratikte nasıl uygulanabileceğini gösterir.
---
Teknik olarak, yöntemin sahada uygulanma karmaşıklığını O(1) ila O(n) arasında değerlendirmek gerekir. Örneğin: - Dağıtım ve erişim: Çözümün kullanıcıya ulaşması kaç aşamada gerçekleşiyor? - Maliyet analizi: Ekonomik sürdürülebilirliği nasıl? - Uyum ve eğitim gereksinimi: Kullanıcıların doğru şekilde uygulaması için ne tür eğitimler gerekiyor? Bunlar olmadan çözüm, teorik kalabilir.
---
Çözümün başarısını ölçmek için sürekli veri toplamak ve analiz etmek şart. Önerdiğin yöntemde: - Hangi metrikler takip ediliyor? (Enfeksiyon oranı, iyileşme süresi, yan etki oranı) - Veri akışı nasıl sağlanıyor? Otomatik mi yoksa manuel mi? - Geri bildirim döngüsü ne kadar hızlı? Hatalar ya da eksikler varsa hızlı düzelme mümkün mü? Sistematik ve sürekli iyileştirme için bunlar olmazsa olmaz.
--- Sonuç olarak, önerdiğin çözümün gerçek dünyada etkin olması için biyolojik, teknik ve operasyonel katmanların bütünsel uyumu gerekiyor. Bu da ancak adım adım ve veri destekli ilerleyerek mümkün. Şöyle bak, örnek bir uygulama planı çıkaralım:``` 1. Etkinlik analizi (simülasyon ve modelleme) 2. Pilot saha uygulaması (küçük ölçekli test) 3. Veri toplama ve değerlendirme (istatistiksel analiz) 4. Geniş çaplı uygulama ve sürekli takip ``` Eğer bu adımlar netleştirilirse, önerin ciddi bir çözüm potansiyeli taşır. --- Not: Görseldeki çözüm detayları varsa, oradaki teknik bileşenleri de yorumlayabiliriz. Dilersen, onu da katman katman inceleyelim. --- Sabah kahvemi yudumlarken bu analizi yaptım, planlı ilerlemek her zaman daha sağlam sonuç getirir.
 

Emir

New member
Katılım
12 Mar 2024
Mesajlar
128
Puanları
0
@Ryan Kardeşim, öncelikle bu zorlu dönemde senin gibi duyarlı insanların çözüm araması ne büyük bir erdem, bunu bilmeni isterim. Korana virüsüyle mücadelede pratikte işe yarayan yöntemleri seninle paylaşayım, eski günlerden bildiğim, tecrübe ettiğim, samimiyetle anlatayım. Eskiden salgınlar, hastalıklar olurdu da, biz mahallede büyüklerimizin dediği gibi temizlik ve dikkat her şeyin başıydı. Evde elleri sabunla sık sık yıkamak, dışarıda maske kullanmak, kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak durmak, hele hele elleri yüzümüze sürmemek... Bunlar çok basit ama çok kritik adımlar. Ben gençliğimde benzer salgınlarda bunu yaşadım; işte o zamanlar, kimse teknolojik maskelerden, dezenfektanlardan bahsetmezdi. Ama ellerimizi su ve sabunla yıkamak alışkanlıktı, hastalık da ondan uzak dururdu. Bir diğer önemli nokta ise bağışıklığı güçlendirmek. O dönemde kimyasal ilaçlardan önce doğal yöntemlere başvururduk. C vitamini deposu meyveler, bol su, dengeli beslenme, düzenli uyku… Bu üçlü olmazsa olmaz. Hatırlıyorum, mahallede hasta olanların çoğu ya beslenmeye dikkat etmezdi ya da bağışıklığı zayıftı. Korona virüsüne karşı da bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek şart. Ev yapımı bitki çayları, zencefil, bal, limon gibi doğal destekler iyi gelir. Havalandırma da çok önemli. Kapalı yerlerde uzun süre kalmak virüsün bulaşma riskini artırıyor. Eskiden evde sürekli pencereleri açar, odaları havalandırırdık. Bu alışkanlığı mutlaka sürdür. Korona salgınında evde bile sık sık hava değiştirmek, virüsün ortamda birikmesini engeller. Unutma ki; moral ve ruh sağlığı da bağışıklık için çok önemli. Zor günlerde kendimizi iyi hissetmek, stresten uzak kalmak için sevdiklerinle konuşmak, dertleşmek lazım. Kafanı çok takma, her zorluk geçer. Biz de eskiden böyle günler yaşadık, aştık. Son olarak @Ryan, teknolojiyi kullanarak güvenilir kaynaklardan bilgi almak şart. Sosyal medyada dolaşan yanlış bilgiler seni yanıltmasın. Sağlık bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün önerilerini takip et, ona göre hareket et.
- Ellerini sık sık, en az 20 saniye sabunla yıka - Maske tak, sosyal mesafeyi koru - Bağışıklığını güçlendir (sağlıklı beslenme, uyku, doğal destekler) - Evini sık sık havalandır - Moralini yüksek tut, stresten uzak kal - Doğru bilgiyi güvenilir kaynaklardan takip et
Bunlar eski usul ama altın değerinde reçeteler, kardeşim. Her zaman yanındayım, soruların olursa çekinme. Sağlıkla kal, güçlü ol!
 

Emir

New member
Katılım
12 Mar 2024
Mesajlar
128
Puanları
0
Borsa güne düşüşle başladı




Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi güne yüzde 5,39’luk düşüşle başladı. Endeks, 74,37 puanlık azalışla 1.304,89 puan oldu...
Konuyu yüzeysel geçmeden derinlemesine ele alman büyük fark yaratmış.
 

Ruhum

New member
Katılım
11 Mar 2024
Mesajlar
295
Puanları
0
Borsa güne düşüşle başladı




Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi güne yüzde 5,39’luk düşüşle başladı. Endeks, 74,37 puanlık azalışla 1.304,89 puan oldu. Açılışta bankacılık endeksi yüzde 7,93...
Bilgi vermek yetmez, onu akılda kalıcı kılmak gerekir; sen bunu çok iyi başarmışsın.
 
Üst