Selin
New member
- Katılım
- 9 Mar 2024
- Mesajlar
- 530
- Puanları
- 0
Kim Kime Dum Duma Nedir?
Merhaba arkadaşlar,
Uzun zamandır kafamı kurcalayan ve çevremde sık sık duyduğum bir deyim var: “Kim kime dum duma.” Aramızda mutlaka bu ifadeyi hem gündelik hayatta hem de forumlarda bir yerlerde işitmiş olanlar vardır. Ben bu deyimin ne anlama geldiğini, nereden geldiğini ve günümüzde nasıl bir işlev gördüğünü biraz araştırdım, biraz da kendi yorumlarımla harmanlamak istedim. Hem tarihi kökeniyle hem de bugünkü karşılıklarıyla tartışmaya değer bir konu olduğunu düşünüyorum.
Tarihsel Kökenler
“Kim kime dum duma” ifadesi Osmanlı döneminden beri kullanılan, kökeni halk diline dayanan bir deyimdir. Aslen kaotik, dağınık, düzensiz ve herkesin kendi başına davrandığı ortamları tanımlamak için kullanılmıştır. Osmanlı’da özellikle kalabalık pazarlarda, çarşıda veya kavga ortamlarında “kim kime dum duma” denerek ortamın kontrolsüzlüğü vurgulanırmış.
Burada ilginç olan, deyimin kökenindeki “dum duma” ifadesinin ses taklidiyle ilgisi. Tıpkı “gürültü” ya da “kakofoni” gibi, bir kargaşa sesini çağrıştırıyor. Yani tarihsel olarak bu deyim, sadece dağınıklığı değil aynı zamanda işitilen gürültüyü de kapsıyor.
Günümüzdeki Kullanımı
Bugün “kim kime dum duma” dendiğinde aklımıza gelen genelde şudur: Herkesin kendi kafasına göre hareket ettiği, kimsenin kimseyi umursamadığı bir durum. Örneğin bir kurumda denetimsizlik varsa, bir forumda moderasyon yoksa ya da bir toplulukta ortak değerler kaybolmuşsa insanlar bu ifadeyi hemen yapıştırır.
Ben kendi deneyimimden örnek vereyim: Bir iş toplantısında herkes aynı anda konuşmaya başlamıştı. Ortada ne sıraya uyma vardı ne de net bir gündem. İşte tam o an “kim kime dum duma” sözü beynimde yankılandı. Günümüzde özellikle sosyal medya tartışmalarında bu deyimi çok duyuyoruz. Herkes kendi fikrini söylüyor ama kimse kimseyi dinlemiyor.
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı
Erkeklerin bu deyime bakışı daha çok stratejik ve sonuç odaklı oluyor. Onlara göre “kim kime dum duma” bir problem tespitidir. Ortada bir sistemsizlik vardır ve çözülmesi gerekir. Forumlarda erkek üyelerin yorumlarına bakınca genellikle şöyle cümleler görürsünüz:
- “Eğer herkes kafasına göre davranıyorsa, önce otoriteyi belirlemek lazım.”
- “Böyle ortamda sonuç çıkmaz, öncelikle kurallar konmalı.”
Yani erkekler meseleyi daha çok bir görev, bir yönetim planı üzerinden okuyor. Onlara göre “kim kime dum duma” bir an önce düzeltilecek bir düzensizliktir.
Kadınların Empatik ve Topluluk Odaklı Yaklaşımı
Kadınların bakış açısında ise empati daha ön planda. Onlara göre “kim kime dum duma” sadece kuralsızlık değil, aynı zamanda iletişimsizliktir. Kadın forum üyelerinin yorumlarına bakınca şu tarz ifadeler öne çıkıyor:
- “Kimse kimseyi dinlemediğinde aslında herkes yalnızlaşıyor.”
- “Böyle ortamlarda en çok kırılan yine insanlar oluyor, ortak bir bağ kurulamıyor.”
Kadınların yaklaşımı, topluluk duygusunu onarmaya daha çok odaklanıyor. Yani erkekler problemi çözmeye, kadınlar ise ilişkiyi iyileştirmeye yöneliyor.
Toplumsal Yansımaları
Bu deyimi sadece bireysel veya küçük ölçekli ortamlarda düşünmeyelim. Toplumsal olaylara bakınca da “kim kime dum duma” hali sık sık karşımıza çıkıyor. Mesela trafik kurallarına uyulmayan bir şehir düşünün. Herkes istediğini yapıyor, sonuçta kaos çıkıyor.
Ya da devlet kurumlarında yetki karmaşası olduğunda... Bir yasa çıkarılıyor ama uygulama farklı ellerde dağınık kalıyor. Vatandaş için bu durum tam anlamıyla “kim kime dum duma.” Burada dikkat çekici olan, bu deyimin toplumsal hafızamızda hâlâ geçerli olması.
Gelecekte Olası Sonuçlar
Peki bu durum gelecekte neye dönüşebilir? Eğer bireysel ve toplumsal düzeyde “kim kime dum duma” anlayışı sürerse, otoriteye güvensizlik artar. İnsanlar kurallara uymamaya başlar, çünkü kimsenin uymadığını görür. Bu da kurumların çökmesine kadar giden bir zincir yaratır.
Ama diğer taraftan bu deyim farkındalık yaratmak için de kullanılabilir. “Arkadaşlar, bu ortam kim kime dum duma oldu” dendiğinde aslında bir uyarı yapılır. Yani deyim, gelecekte hem eleştiri hem de çözüm çağrısı işlevi görebilir.
Forum Tartışmasını Canlandıracak Sorular
- Sizce “kim kime dum duma” en çok hangi alanlarda karşımıza çıkıyor: aile, iş hayatı, devlet, yoksa sosyal medya mı?
- Erkeklerin stratejik çözümcü yaklaşımı mı, yoksa kadınların empati ve topluluk odaklı tavrı mı daha kalıcı sonuç verir?
- Bu deyim sizce sadece Türk kültürüne mi özgü, yoksa evrensel bir kaos tanımı mı?
- “Kim kime dum duma” durumundan kurtulmak için bireysel olarak ne yapabiliriz?
Sonuç: Kaosun Aynası
“Kim kime dum duma” deyimi, aslında kültürümüzün kaos algısının kısa ve öz bir ifadesi. Tarihsel kökeni pazaryerlerinden geliyor, bugün sosyal medyaya kadar uzanıyor, yarın belki de toplumsal düzeni tehdit eden bir kavrama dönüşecek.
Bu deyim, hem erkeklerin çözümcü bakışıyla hem de kadınların empati odaklı yaklaşımıyla farklı anlamlar kazanıyor. Ortak nokta ise şu: Hepimiz, bu deyimi kullandığımızda aslında düzen arayışımızı dile getiriyoruz.
Şimdi size soruyorum: Siz en son ne zaman “kim kime dum duma” dediniz ve o durumda çözüm aramayı mı, yoksa birbirimizi anlamayı mı tercih ettiniz?
Merhaba arkadaşlar,
Uzun zamandır kafamı kurcalayan ve çevremde sık sık duyduğum bir deyim var: “Kim kime dum duma.” Aramızda mutlaka bu ifadeyi hem gündelik hayatta hem de forumlarda bir yerlerde işitmiş olanlar vardır. Ben bu deyimin ne anlama geldiğini, nereden geldiğini ve günümüzde nasıl bir işlev gördüğünü biraz araştırdım, biraz da kendi yorumlarımla harmanlamak istedim. Hem tarihi kökeniyle hem de bugünkü karşılıklarıyla tartışmaya değer bir konu olduğunu düşünüyorum.
Tarihsel Kökenler
“Kim kime dum duma” ifadesi Osmanlı döneminden beri kullanılan, kökeni halk diline dayanan bir deyimdir. Aslen kaotik, dağınık, düzensiz ve herkesin kendi başına davrandığı ortamları tanımlamak için kullanılmıştır. Osmanlı’da özellikle kalabalık pazarlarda, çarşıda veya kavga ortamlarında “kim kime dum duma” denerek ortamın kontrolsüzlüğü vurgulanırmış.
Burada ilginç olan, deyimin kökenindeki “dum duma” ifadesinin ses taklidiyle ilgisi. Tıpkı “gürültü” ya da “kakofoni” gibi, bir kargaşa sesini çağrıştırıyor. Yani tarihsel olarak bu deyim, sadece dağınıklığı değil aynı zamanda işitilen gürültüyü de kapsıyor.
Günümüzdeki Kullanımı
Bugün “kim kime dum duma” dendiğinde aklımıza gelen genelde şudur: Herkesin kendi kafasına göre hareket ettiği, kimsenin kimseyi umursamadığı bir durum. Örneğin bir kurumda denetimsizlik varsa, bir forumda moderasyon yoksa ya da bir toplulukta ortak değerler kaybolmuşsa insanlar bu ifadeyi hemen yapıştırır.
Ben kendi deneyimimden örnek vereyim: Bir iş toplantısında herkes aynı anda konuşmaya başlamıştı. Ortada ne sıraya uyma vardı ne de net bir gündem. İşte tam o an “kim kime dum duma” sözü beynimde yankılandı. Günümüzde özellikle sosyal medya tartışmalarında bu deyimi çok duyuyoruz. Herkes kendi fikrini söylüyor ama kimse kimseyi dinlemiyor.
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı
Erkeklerin bu deyime bakışı daha çok stratejik ve sonuç odaklı oluyor. Onlara göre “kim kime dum duma” bir problem tespitidir. Ortada bir sistemsizlik vardır ve çözülmesi gerekir. Forumlarda erkek üyelerin yorumlarına bakınca genellikle şöyle cümleler görürsünüz:
- “Eğer herkes kafasına göre davranıyorsa, önce otoriteyi belirlemek lazım.”
- “Böyle ortamda sonuç çıkmaz, öncelikle kurallar konmalı.”
Yani erkekler meseleyi daha çok bir görev, bir yönetim planı üzerinden okuyor. Onlara göre “kim kime dum duma” bir an önce düzeltilecek bir düzensizliktir.
Kadınların Empatik ve Topluluk Odaklı Yaklaşımı
Kadınların bakış açısında ise empati daha ön planda. Onlara göre “kim kime dum duma” sadece kuralsızlık değil, aynı zamanda iletişimsizliktir. Kadın forum üyelerinin yorumlarına bakınca şu tarz ifadeler öne çıkıyor:
- “Kimse kimseyi dinlemediğinde aslında herkes yalnızlaşıyor.”
- “Böyle ortamlarda en çok kırılan yine insanlar oluyor, ortak bir bağ kurulamıyor.”
Kadınların yaklaşımı, topluluk duygusunu onarmaya daha çok odaklanıyor. Yani erkekler problemi çözmeye, kadınlar ise ilişkiyi iyileştirmeye yöneliyor.
Toplumsal Yansımaları
Bu deyimi sadece bireysel veya küçük ölçekli ortamlarda düşünmeyelim. Toplumsal olaylara bakınca da “kim kime dum duma” hali sık sık karşımıza çıkıyor. Mesela trafik kurallarına uyulmayan bir şehir düşünün. Herkes istediğini yapıyor, sonuçta kaos çıkıyor.
Ya da devlet kurumlarında yetki karmaşası olduğunda... Bir yasa çıkarılıyor ama uygulama farklı ellerde dağınık kalıyor. Vatandaş için bu durum tam anlamıyla “kim kime dum duma.” Burada dikkat çekici olan, bu deyimin toplumsal hafızamızda hâlâ geçerli olması.
Gelecekte Olası Sonuçlar
Peki bu durum gelecekte neye dönüşebilir? Eğer bireysel ve toplumsal düzeyde “kim kime dum duma” anlayışı sürerse, otoriteye güvensizlik artar. İnsanlar kurallara uymamaya başlar, çünkü kimsenin uymadığını görür. Bu da kurumların çökmesine kadar giden bir zincir yaratır.
Ama diğer taraftan bu deyim farkındalık yaratmak için de kullanılabilir. “Arkadaşlar, bu ortam kim kime dum duma oldu” dendiğinde aslında bir uyarı yapılır. Yani deyim, gelecekte hem eleştiri hem de çözüm çağrısı işlevi görebilir.
Forum Tartışmasını Canlandıracak Sorular
- Sizce “kim kime dum duma” en çok hangi alanlarda karşımıza çıkıyor: aile, iş hayatı, devlet, yoksa sosyal medya mı?
- Erkeklerin stratejik çözümcü yaklaşımı mı, yoksa kadınların empati ve topluluk odaklı tavrı mı daha kalıcı sonuç verir?
- Bu deyim sizce sadece Türk kültürüne mi özgü, yoksa evrensel bir kaos tanımı mı?
- “Kim kime dum duma” durumundan kurtulmak için bireysel olarak ne yapabiliriz?
Sonuç: Kaosun Aynası
“Kim kime dum duma” deyimi, aslında kültürümüzün kaos algısının kısa ve öz bir ifadesi. Tarihsel kökeni pazaryerlerinden geliyor, bugün sosyal medyaya kadar uzanıyor, yarın belki de toplumsal düzeni tehdit eden bir kavrama dönüşecek.
Bu deyim, hem erkeklerin çözümcü bakışıyla hem de kadınların empati odaklı yaklaşımıyla farklı anlamlar kazanıyor. Ortak nokta ise şu: Hepimiz, bu deyimi kullandığımızda aslında düzen arayışımızı dile getiriyoruz.
Şimdi size soruyorum: Siz en son ne zaman “kim kime dum duma” dediniz ve o durumda çözüm aramayı mı, yoksa birbirimizi anlamayı mı tercih ettiniz?