Kalemkar nasıl olunur ?

Selin

New member
Katılım
9 Mar 2024
Mesajlar
353
Puanları
0
[color=]Kalemkar Nasıl Olunur? Bir Hikâye Üzerinden Yola Çıkalım[/color]

Sizlere, hayatta bir şeyi başarmak için yıllar boyunca süren bir yolculuğu anlatmak istiyorum. Bu yolculuk, çoğu zaman farkına varamadığımız ama derin bir anlam taşıyan bir süreç. Bazen sadece bir tutku ile başlar, ama sonunda insanın kimliğinin bir parçası haline gelir. İşte bir zamanlar sıradan bir adam olan Ahmet'in, kalemkar olma serüvenini anlatacağım. Onun hikâyesinde, erkeklerin stratejik ve çözüm odaklı, kadınların ise empatik ve ilişkisel bakış açılarını nasıl şekillendirdiğini keşfedeceğiz.

[color=]Başlangıç: Hayal Etmek ve İlk Adımlar[/color]

Ahmet, her zaman yazmak istemişti ama bunun için ne yapması gerektiğini pek bilmiyordu. Çocukluğundan beri kitaplar onun kaçış noktası olmuştu. Yazar olmayı hayal ederken, her zaman gözünde bir ideal vardı: Başarılı olmak, tanınmak, milyonlarca insana ulaşmak… Ama işin gerçeği, bu hayalin ona oldukça uzak olduğunu düşünüyordu.

Bir gün, Ahmet'in karşısına Esra çıktı. Esra, Ahmet’in eski arkadaşıydı. Yıllarca birbirlerinden uzak kalmışlardı ama bir şekilde yeniden iletişime geçtiler. Esra, yazmayı bir yaşam tarzı haline getirmişti. Onun için yazmak, sadece kelimeleri sıralamak değil, insanları anlamak, onları bir bütün olarak görmekti.

Ahmet, Esra ile uzun uzun sohbet etmeye başladı. Ahmet’in çözüm odaklı yaklaşımı, “Bunu nasıl yapabilirim?” sorusuyla başlarken, Esra’nın yaklaşımı daha çok “Neden yazmak istiyorum?” sorusuyla şekillendi. Ahmet, net bir hedef belirlemişti: Başarılı bir yazar olmak. Ama Esra, daha farklı düşünüyordu. Ona göre yazmak, bir süreçti. Kendisini keşfetme yolculuğuydu.

[color=]Esra'nın Empatik Bakışı: Yazmak, Kendini Keşfetmek[/color]

Esra'nın yaklaşımı, Ahmet’e çok farklı geldi. Bir problemle karşılaştığında, erkeklerin çoğu gibi çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemek yerine, Esra, bu sorunun duygusal boyutunu anlamaya çalışıyordu. Yazmak, ona göre bir tür terapikti. Esra, yazma sürecinde kişisel anlamlar bulmuştu. Onun için yazı, içsel bir keşifti. Bu keşif, bir yazarın toplumla, insanlarla, hatta kendi iç dünyasıyla kurduğu derin ilişkiyi anlamaktı.

Bir gün Esra, Ahmet’e bir kitap önerdi: “Yazmanın Anatomisi” adında, yazı sürecinin her aşamasını anlamaya yönelik bir rehberdi. Ahmet, kitabı okumaya başladı. Ancak kitabın içeriği onun stratejik yaklaşımına hitap etmekten çok, duygusal derinliklere inmeye yönelikti. Başta zorlanmıştı, ancak zamanla Esra'nın yaklaşımının değerini anlamaya başladı. Yazarken duygularını daha iyi ifade edebilmek, sadece çözüm aramaktan daha fazlasını yapabiliyordu.

[color=]Ahmet’in Stratejik Yaklaşımı: Plan Yapmak ve Hedef Belirlemek[/color]

Ahmet, Esra’nın bakış açısına rağmen, yazmanın bir planlama işi olduğunu düşündü. Yazmaya başlamak için bir hedef koymalıydı. Bir yazarın en temel özelliklerinden birinin, strateji geliştirme yeteneği olduğuna inanıyordu. Yazar olmak, sadece yazmakla ilgili değildi. Ahmet, yazma sürecinin her aşamasını organize etmek istiyordu. İlk başta bir taslak hazırladı, ardından her gün belirli bir süreyi yazmaya ayırarak bir disiplin oluşturdu.

Bu, onun için alışılmadık bir süreçti. O kadar çok plan yapıp “adım adım” gitmeye odaklanmıştı ki, bazen yazının ruhunu kaybettiğini hissediyordu. Ancak Esra ona hatırlatıyordu: “Yazmak, bir yolculuk. Ne kadar çok plan yaparsan, o kadar çok kaybolursun. Ruhunu kaybetmeden yazmaya çalış.” Bu düşünce, Ahmet’in kafasını karıştırıyordu.

[color=]Dengeyi Bulmak: Strateji ve Empati Arasında[/color]

Bir hafta sonu, Ahmet ve Esra birlikte bir kafede buluştular. Ahmet, her zaman olduğu gibi çözüm odaklı bir şekilde Esra'ya yazma sürecinin zorluklarını anlatıyordu. “Bazen bir adım daha atmak için yüzlerce adım planlıyorum, ama yine de bir noktada takılıyorum,” dedi. Esra gülümsedi ve ona şöyle dedi: “Bazen adımların geriye doğru gitmesi gerekebilir. Sen stratejik düşünüyorsun, ama yazmak bir ilişkinin içindeki gibi… Anlamaya, keşfetmeye dayalı.”

Bu konuşma Ahmet’in gözlerini açtı. Stratejik bir plan olmadan yazmak, ona kaybolmuş gibi hissediyordu. Ama belki de, yazmanın sadece bir çözüm olmadığını, bir deneyim olduğunu anlamalıydı. Yazarlık, duygusal bağ kurmak, başkalarını anlamak ve paylaşmaktı.

[color=]Sonuç: Kalemkar Olmanın Yolu[/color]

Ahmet, sonunda yazma sürecinde bir denge buldu. Hem stratejik planlamayı hem de duygusal derinliği bir arada kullanarak, kendi yolculuğuna devam etti. Esra’nın empatik yaklaşımı, Ahmet’e kalemini yalnızca bir araç değil, bir köprü olarak görmeyi öğretti. Ve Ahmet, yıllarca beklediği yazar kimliğine, yalnızca kelimeleri doğru sıralayarak değil, aynı zamanda başkalarıyla kurduğu derin bağlarla da ulaşabileceğini fark etti.

Bu hikâye, kalemkar olma yolunun her insan için farklı bir anlam taşıdığını gösteriyor. Erkeklerin çözüm odaklı stratejik yaklaşımını ve kadınların empatik ilişkisel bakış açısını birleştirerek, yazarlık yalnızca bir meslek değil, bir içsel keşif haline gelebilir.
 
Üst