odakulebuda
New member
- Katılım
- 26 Eki 2020
- Mesajlar
- 1,951
- Puanları
- 0
Kafkasya’nın üç incisi Tarih boyunca yaşanan yıkıcı savaşlarla, düşman istilalarıyla ve baş edilmesi güç doğal kaideleriyle akıllara kazınan Kafkasya, aslında gözlerden uzak kültürel zenginliklere de mesken sahipliği yapıyor. Çok çeşitli ırkların, milletlerin, dinlerin ve mezheplerin iç içe geçtiği bölgede, memleketler arası güçlerin bilek güreşi de bir yandan devam ediyor. Bulunduğu pozisyon gereği doğu ile batı içinde köprü görevi nazarann Kafkaslar, bu durumun hem avantajlarını tıpkı vakitte dezavantajlarını bir ortada yaşıyor.
İşte Kafkasya’nın kültürel ve tarihî zenginliğinin canlı birer meselai temsil eden Derbent, Bakü ve Gence kentlerine dair birtakım satır başları:
KAPILARIN KAPISI
Günümüzde Rusya Federasyonu ortasındaki cumhuriyetlerden Dağıstan’a bağlı olan Derbent, 652’de Müslüman Arap fatihler tarafınca İslâm topraklarına dâhil edildi. Pozisyonundan dolayı burada “Bâb el Ebvâb” (Kapıların kapısı) ismini veren Araplar, daha sonraki süreçte Asya’ya fetih akınları sırasında Derbent’i faal bir üs olarak kullandı. Kentte inşa edilen cuma camii dinî ve kültürel bir merkeze dönüşürken, burada yüzseneler boyunca daima değerli bir Müslüman nüfus bulundu. Kentin birinci fatihlerinin kabirleri, bugün de halk tarafınca ağır halde ziyaret ediliyor.
RÜZGÂRLAR KENTİ
Azerbaycan’ın başşehri Bakü’nün isminin Farsça “Bâd-ı Kübra” (kuvvetli rüzgâr) tamlamasından kısaltıldığı düşünülüyor. Kentin dört mevsim daima rüzgârlı oluşu da, bunun günümüzdeki delili durumunda. Bakü’de tarihî kısım “İçeri Şehir” ismiyle biliniyor. Burada 799-1607 içinde Azerbaycan yöresini yöneten Şirvanşahlar hanedanının sarayını ve öbür yapıtlarını görmek mümkün. İçeri Kent, hayli güzel korunmuş mimarisiyle, Bakü’de adeta bir açık hava müzesi.
Nizâmî’nin anıt mezarı, Gence
NİZÂMÎ’NİN YURDU
Azerbaycan’ın ikinci büyük kenti olan Gence, yüzsenelera uzanan geçmişiyle, Kafkasya’nın geçirdiği bütün dönüşümlerin canlı şahidi. Günümüzdeki mimari görünümünü Safeviler devrinde kazanan Gence’nin simgesi ise, Fars edebiyatında “hamse” çeşidinin kurucusu sayılan Nizâmî (ö. 1214). Türk bir baba ile Kürt bir annenin oğlu olan Nizâmî’nin Fars edebiyatıyla tarihe geçmesi, bölgenin kültürel çeşitliliğinin de dikkat alımlı bir göstergesi pozisyonunda.
Bakü İçeri Kent
HERKESİN GÖZÜ BURADA
Stratejik pozisyonu ve doğal kaynaklara erişimin kolaylığı niçiniyle, Kafkasya milletlerarası oyuncuların hepsinin gözüne kestirdiği bir bölge. Rusya ve İran başta olmak üzere birfazlaca ülke, Kafkaslar’ın her noktasında etkisini artırmak için kıyasıya bir çaba veriyor.
İşte Kafkasya’nın kültürel ve tarihî zenginliğinin canlı birer meselai temsil eden Derbent, Bakü ve Gence kentlerine dair birtakım satır başları:
KAPILARIN KAPISI
Günümüzde Rusya Federasyonu ortasındaki cumhuriyetlerden Dağıstan’a bağlı olan Derbent, 652’de Müslüman Arap fatihler tarafınca İslâm topraklarına dâhil edildi. Pozisyonundan dolayı burada “Bâb el Ebvâb” (Kapıların kapısı) ismini veren Araplar, daha sonraki süreçte Asya’ya fetih akınları sırasında Derbent’i faal bir üs olarak kullandı. Kentte inşa edilen cuma camii dinî ve kültürel bir merkeze dönüşürken, burada yüzseneler boyunca daima değerli bir Müslüman nüfus bulundu. Kentin birinci fatihlerinin kabirleri, bugün de halk tarafınca ağır halde ziyaret ediliyor.
RÜZGÂRLAR KENTİ
Azerbaycan’ın başşehri Bakü’nün isminin Farsça “Bâd-ı Kübra” (kuvvetli rüzgâr) tamlamasından kısaltıldığı düşünülüyor. Kentin dört mevsim daima rüzgârlı oluşu da, bunun günümüzdeki delili durumunda. Bakü’de tarihî kısım “İçeri Şehir” ismiyle biliniyor. Burada 799-1607 içinde Azerbaycan yöresini yöneten Şirvanşahlar hanedanının sarayını ve öbür yapıtlarını görmek mümkün. İçeri Kent, hayli güzel korunmuş mimarisiyle, Bakü’de adeta bir açık hava müzesi.
Nizâmî’nin anıt mezarı, Gence
NİZÂMÎ’NİN YURDU
Azerbaycan’ın ikinci büyük kenti olan Gence, yüzsenelera uzanan geçmişiyle, Kafkasya’nın geçirdiği bütün dönüşümlerin canlı şahidi. Günümüzdeki mimari görünümünü Safeviler devrinde kazanan Gence’nin simgesi ise, Fars edebiyatında “hamse” çeşidinin kurucusu sayılan Nizâmî (ö. 1214). Türk bir baba ile Kürt bir annenin oğlu olan Nizâmî’nin Fars edebiyatıyla tarihe geçmesi, bölgenin kültürel çeşitliliğinin de dikkat alımlı bir göstergesi pozisyonunda.
Bakü İçeri Kent
HERKESİN GÖZÜ BURADA
Stratejik pozisyonu ve doğal kaynaklara erişimin kolaylığı niçiniyle, Kafkasya milletlerarası oyuncuların hepsinin gözüne kestirdiği bir bölge. Rusya ve İran başta olmak üzere birfazlaca ülke, Kafkaslar’ın her noktasında etkisini artırmak için kıyasıya bir çaba veriyor.