- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,376
- Puanları
- 36
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Engin Topuzkanamış, oturduğu binanın girişinde açtığı atölyede bağlama ailesine ilişkin 5 çeşit Türk sazı üretiyor.
Ortaokul senelerında müzik öğretmenin elinde gördüğü gitara hayran kalan ve Manisa’nın Akhisar ilçesinde bir kitapçıda bulunan tek gitarı para biriktirip satın alan Topuzkanamış, müziğe birinci adımını attı.
Lise senelerında sanatçı Erkan Oğur’un müziğinden etkilenen Topuzkanamış, müzik aletlerinin küçük çaplı tamiriyle başladığı çalgı imali serüveninde bağlama üretimine de başladı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2001’de mezun olan ve 2002’de tıpkı üniversitede araştırma vazifelisi olarak vazifeye başlayan Topuzkanamış, hem akademik mesleğini sürdürdü tıpkı vakitte farklı enstrümanların imali konusunda kendisini geliştirdi.
Hala DEÜ Hukuk İdeolojisi ve Sosyolojisi Ana Bilim Kolunda Dr. Öğretim Üyesi olarak nazaranv yapan 43 yaşındaki Topuzkanamış, ortasındaki enstrüman üretme tutkusunu hayata geçirmek için, Buca ilçesinde oturduğu apartmanın girişindeki 10 metrekarelik dükkanı kiralayarak enstrüman imaline başladı.
İzmirli akademisyenin atölyesinde ürettiği el imali kopuzlar, yurt içi ve haricinden müzisyenlerin ilgisini görüyor.
Katıldığı konserlerde yaptığı enstrümanları çalan Topuzkanamış, müziğin ve üretimin, öğrencileriyle olan münasebetine de yansıdığını düşünüyor.
Akademisyen kimliğine çalgı imal ustalığını da ekleyen ve yurt haricindeki müzisyenlere Türk sazlarını tanıtan Topuzkanamış, müzikle öyküsünü, AA muhabirine şu biçimde anlattı:
“Lise senelerımda Erkan Oğur’u tanıdım ve pek epeyce insanın etkilendiği üzere ben de etkilendim. Elimdeki sazların sıkıntıları olduğu vakit tamir ettirebileceğim kimse yoktu ben de kendim uğraşmaya başladım. Görüntüler izledim, atölyelere gittim, ustaların yanına gidip geldim ve bu biçimdelikle kendim de bağlama yapmaya başlamış oldum.”
Kopuz ve Oğur sazının yanı sıra cura, tanbura, divan sazı da üreten Topuzkanamış, fakülteden artakalan vakit içinderını, atölyesinde Türk sazları üreterek geçirdiğini söylemiş oldu.
Ürettiği kopuzların Orta Asya’dan gelen eski kopuzlardan farklı olduğunu belirten Topuzkanamış, “Kopuz 3 telli bir bağlama aslında. Oğur sazı denilen 6 telli versiyonu da var. Bir taraftan fazlaca klasik bir taraftan çalım üslubu sebebiyle daha evvelki gelenekte olmayan biçimde enteresan, sihirli bir çalgı.” diye konuştu.
“İki alan birbirini besliyor”
Saz imalinde ekseriyetle maun tipi ağaç kullandığını anlatan Topuzkanamış, “Geleneksel olarak dut kullanılır. Zira dut epey boldur. Ses verme özelliği de uygundur. Bugün en yaygın kullanılan ağaç, maun ağacıdır. Maun fazlaca nitelikli bir ağaç, akustik açıdan da fazlaca düzgün. Ben de maun ağacı kullanıyorum. Kereste olarak ham haliyle alıp içini oyup, şekillendirip saz haline getiriyorum.” dedi.
Topuzkanamış, enstrüman üretiminin, akademisyenlik hayatına da olumlu yansıdığını belirterek, şu biçimde konuştu:
“Farklı ilgi alanlarının olması her vakit diğer alanları besler. Bu iki alan da birbirini besliyor. Burada enstrüman üretmem, muhtemelen daha farklı ders anlatmama yol açıyor. Oradaki akademik altyapı, doktora yapmış olmak, bilimsel bilginin nasıl edinildiğini öğrenmiş olmak da buradaki alanı geliştiriyor. bu biçimdece enstrüman üretimine farklı bir gözle bakıyorum.”
Engin Topuzkanamış, Batılı müzisyenlerin, Hint, İran, Ortadoğu ve Anadolu müziğine ilgi gösterdiğini ve bu müziği icra edebilmek için enstrüman arayışına girdiklerini de kelamlarına ekledi.
Ortaokul senelerında müzik öğretmenin elinde gördüğü gitara hayran kalan ve Manisa’nın Akhisar ilçesinde bir kitapçıda bulunan tek gitarı para biriktirip satın alan Topuzkanamış, müziğe birinci adımını attı.
Lise senelerında sanatçı Erkan Oğur’un müziğinden etkilenen Topuzkanamış, müzik aletlerinin küçük çaplı tamiriyle başladığı çalgı imali serüveninde bağlama üretimine de başladı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2001’de mezun olan ve 2002’de tıpkı üniversitede araştırma vazifelisi olarak vazifeye başlayan Topuzkanamış, hem akademik mesleğini sürdürdü tıpkı vakitte farklı enstrümanların imali konusunda kendisini geliştirdi.
Hala DEÜ Hukuk İdeolojisi ve Sosyolojisi Ana Bilim Kolunda Dr. Öğretim Üyesi olarak nazaranv yapan 43 yaşındaki Topuzkanamış, ortasındaki enstrüman üretme tutkusunu hayata geçirmek için, Buca ilçesinde oturduğu apartmanın girişindeki 10 metrekarelik dükkanı kiralayarak enstrüman imaline başladı.
İzmirli akademisyenin atölyesinde ürettiği el imali kopuzlar, yurt içi ve haricinden müzisyenlerin ilgisini görüyor.
Katıldığı konserlerde yaptığı enstrümanları çalan Topuzkanamış, müziğin ve üretimin, öğrencileriyle olan münasebetine de yansıdığını düşünüyor.
Akademisyen kimliğine çalgı imal ustalığını da ekleyen ve yurt haricindeki müzisyenlere Türk sazlarını tanıtan Topuzkanamış, müzikle öyküsünü, AA muhabirine şu biçimde anlattı:
“Lise senelerımda Erkan Oğur’u tanıdım ve pek epeyce insanın etkilendiği üzere ben de etkilendim. Elimdeki sazların sıkıntıları olduğu vakit tamir ettirebileceğim kimse yoktu ben de kendim uğraşmaya başladım. Görüntüler izledim, atölyelere gittim, ustaların yanına gidip geldim ve bu biçimdelikle kendim de bağlama yapmaya başlamış oldum.”
Kopuz ve Oğur sazının yanı sıra cura, tanbura, divan sazı da üreten Topuzkanamış, fakülteden artakalan vakit içinderını, atölyesinde Türk sazları üreterek geçirdiğini söylemiş oldu.
Ürettiği kopuzların Orta Asya’dan gelen eski kopuzlardan farklı olduğunu belirten Topuzkanamış, “Kopuz 3 telli bir bağlama aslında. Oğur sazı denilen 6 telli versiyonu da var. Bir taraftan fazlaca klasik bir taraftan çalım üslubu sebebiyle daha evvelki gelenekte olmayan biçimde enteresan, sihirli bir çalgı.” diye konuştu.
“İki alan birbirini besliyor”
Saz imalinde ekseriyetle maun tipi ağaç kullandığını anlatan Topuzkanamış, “Geleneksel olarak dut kullanılır. Zira dut epey boldur. Ses verme özelliği de uygundur. Bugün en yaygın kullanılan ağaç, maun ağacıdır. Maun fazlaca nitelikli bir ağaç, akustik açıdan da fazlaca düzgün. Ben de maun ağacı kullanıyorum. Kereste olarak ham haliyle alıp içini oyup, şekillendirip saz haline getiriyorum.” dedi.
Topuzkanamış, enstrüman üretiminin, akademisyenlik hayatına da olumlu yansıdığını belirterek, şu biçimde konuştu:
“Farklı ilgi alanlarının olması her vakit diğer alanları besler. Bu iki alan da birbirini besliyor. Burada enstrüman üretmem, muhtemelen daha farklı ders anlatmama yol açıyor. Oradaki akademik altyapı, doktora yapmış olmak, bilimsel bilginin nasıl edinildiğini öğrenmiş olmak da buradaki alanı geliştiriyor. bu biçimdece enstrüman üretimine farklı bir gözle bakıyorum.”
Engin Topuzkanamış, Batılı müzisyenlerin, Hint, İran, Ortadoğu ve Anadolu müziğine ilgi gösterdiğini ve bu müziği icra edebilmek için enstrüman arayışına girdiklerini de kelamlarına ekledi.