- Katılım
- 25 Eyl 2020
- Mesajlar
- 13,709
- Puanları
- 36
Hobbes'a Göre Egoizm Nedir?
Thomas Hobbes, 17. yüzyılın önde gelen filozoflarından biridir ve siyaset felsefesiyle ilgili görüşleriyle tanınır. Özellikle "Leviathan" adlı eseriyle tanınan Hobbes, insan doğasına dair karamsar yaklaşımı ve bireyin çıkarlarını temel alan düşünce yapısıyla dikkat çeker. Hobbes’un felsefesinde merkezi bir kavram olan egoizm, onun insan doğası ve toplumsal düzen anlayışının temel taşıdır. Peki, Hobbes'a göre egoizm nedir? Bu makalede Hobbes’un egoizm anlayışı derinlemesine ele alınacak, sıkça sorulan sorulara yanıtlar sunulacak ve konu hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için kaynak önerileri paylaşılacaktır.
Hobbes’a Göre Egoizm: Temel Kavram
Hobbes’a göre egoizm, bireyin kendi çıkarlarını, ihtiyaçlarını ve hayatta kalma güdüsünü ön planda tutmasıdır. Hobbes, insan doğasını açıklarken insanın doğal durumda tamamen bencil olduğunu ve her bireyin kendi çıkarlarını korumak için hareket ettiğini savunur. Ona göre insanlar, doğaları gereği açgözlü, korkak ve güvensizdir; bu nedenle de sürekli olarak daha fazla güvenlik, daha fazla kaynak ve daha fazla güç peşindedirler.
Hobbes’un bu yaklaşımı, psikolojik egoizm olarak adlandırılan görüşle uyumludur. Psikolojik egoizm, bireyin tüm eylemlerinin özünde kendi çıkarını gözettiğini ve tüm davranışların bu güdüye dayanarak gerçekleştiğini ileri sürer. Hobbes’a göre insanlar yardımseverlik gibi görünen eylemleri bile dolaylı olarak kendi tatminleri için yaparlar.
“Doğa Durumu” ve Egoizmin Rolü
Hobbes’un felsefesinde “doğa durumu” (state of nature) önemli bir yere sahiptir. Doğa durumu, insanların henüz siyasi otoriteler ya da yasalar altında yaşamadıkları varsayımsal bir durumu ifade eder. Hobbes, bu durumu “herkesin herkese karşı savaşı” (bellum omnium contra omnes) olarak tanımlar.
Bu durumun temel nedeni, insanların doğuştan gelen egoist yapılarıdır. Her birey, kendi çıkarını korumak ve hayatta kalmak için diğer insanlarla çatışma içerisindedir. Kaynakların sınırlı olması ve güven ortamının yokluğu, bu çatışmaları daha da derinleştirir.
Hobbes’a göre, doğa durumunda insanların yaşamı “yalnız, yoksul, kötü, vahşi ve kısa” olur. Bu durumdan kurtulmanın yolu ise bireylerin kendi güvenlikleri için bazı haklarından vazgeçmeleri ve ortak bir otorite (egemen) oluşturmak üzere toplumsal sözleşmeye girmeleridir.
Toplumsal Sözleşme ve Egoizmin İşlevi
Hobbes’un çözüm önerisi, insanların kendi bencil çıkarlarını korumak adına akıl yoluyla bir toplumsal sözleşmeye varmalarıdır. Her birey, kendi güvenliğini sağlamak için egemen güce itaat etmeyi kabul eder. Buradaki temel motivasyon da yine egoizmdir: insanlar, sürekli korku içinde yaşamak yerine güvenli bir düzen içinde var olmayı tercih eder.
Bu noktada egoizm, toplumsal düzenin kurulmasının itici gücü haline gelir. Yani Hobbes’un sisteminde egoizm sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir yarar üretir. Herkesin kendi çıkarını düşünmesi, sonunda düzenli ve barışçıl bir toplumun inşasına katkıda bulunur.
Sıkça Sorulan Sorular
1. Hobbes'a göre insanlar doğuştan kötü müdür?
Hobbes insanları doğuştan “kötü” olarak tanımlamaz; ancak onların doğasında kendi çıkarlarını gözeten ve hayatta kalmaya odaklı bir yapı olduğunu savunur. Bu, bencillik ya da egoizm olarak tanımlanabilir. Hobbes’a göre bu durum ahlaki değil, doğal bir özelliktir.
2. Hobbes’un egoizm anlayışı ahlakı dışlar mı?
Hobbes, ahlakın toplumsal sözleşme sonrasında ortaya çıktığını düşünür. Doğa durumunda ahlaki normlar yoktur; çünkü her birey sadece kendi çıkarını düşünür. Ancak toplumsal sözleşmeyle birlikte ortak kurallar ve değerler belirlenir, bu da ahlaki düzenin temelini oluşturur.
3. Egoizm Hobbes için bir erdem midir?
Egoizm Hobbes’un felsefesinde bir erdem olarak değil, insan doğasının kaçınılmaz bir parçası olarak yer alır. Ancak bu özelliğin toplumsal düzenin kurulmasına hizmet etmesi nedeniyle pozitif bir işlevi olduğu da söylenebilir.
4. Hobbes’un egoizm anlayışı günümüz bireycilik anlayışıyla benzer midir?
Kısmen evet. Hobbes’un egoizmi, bireyin kendi çıkarlarını ön planda tutması bakımından bireycilikle örtüşür. Ancak Hobbes’un bireycilik anlayışı, mutlak otoriteyi de gerektirir. Günümüzdeki liberal bireycilik ise daha çok bireysel özgürlükler ve sınırlı devlet anlayışı etrafında şekillenir.
5. Hobbes’un egoizm anlayışı diğer filozoflarla nasıl karşılaştırılır?
Örneğin John Locke, insanın doğuştan daha barışçıl ve rasyonel olduğunu savunur. Rousseau ise insanın doğada iyi olduğunu ancak toplumla birlikte bozulduğunu iddia eder. Hobbes ise doğada kaos olduğunu ve ancak güçlü bir otoriteyle düzen sağlanabileceğini savunur. Bu bağlamda Hobbes’un egoizm anlayışı, diğer filozoflara kıyasla daha karamsar bir tablo çizer.
Hobbes’un Egoizm Anlayışının Günümüze Etkisi
Hobbes’un egoizm anlayışı, modern siyaset teorileri, psikoloji, sosyoloji ve ekonomi gibi birçok alanda etkisini sürdürmektedir. Özellikle bireyin rasyonel seçimler yaptığı varsayımına dayanan modern iktisat teorileri, Hobbes’un psikolojik egoizm yaklaşımıyla benzerlik gösterir. Aynı şekilde güvenlik, güç ve çıkar ilişkileri üzerine kurulu uluslararası ilişkiler teorileri de Hobbes’un etkilerini taşır.
Faydalı Kaynaklar ve Okuma Önerileri
- Thomas Hobbes – Leviathan
- David Gauthier – Morals by Agreement
- John Plamenatz – Man and Society: Political and Social Theories
- Siyaset felsefesi üzerine akademik yayınlar (JSTOR, Google Scholar üzerinden ulaşılabilir)
Sonuç
Hobbes’a göre egoizm, insan doğasının temel özelliğidir ve bu özellik hem bireysel hem de toplumsal davranışları açıklar. Egoizm, doğa durumundaki çatışmaların nedeni olsa da, toplumsal sözleşme sayesinde düzenin kurulmasına da hizmet eder. Hobbes’un bu yaklaşımı, insan davranışlarını açıklamada güçlü bir teorik temel sunar ve günümüz düşünce sistemlerine etkisini sürdürmektedir. Egoizmin hem birey hem de toplum için ne anlama geldiğini anlamak isteyenler için Hobbes’un felsefesi, kapsamlı ve düşünmeye değer bir kaynak sunar.
Thomas Hobbes, 17. yüzyılın önde gelen filozoflarından biridir ve siyaset felsefesiyle ilgili görüşleriyle tanınır. Özellikle "Leviathan" adlı eseriyle tanınan Hobbes, insan doğasına dair karamsar yaklaşımı ve bireyin çıkarlarını temel alan düşünce yapısıyla dikkat çeker. Hobbes’un felsefesinde merkezi bir kavram olan egoizm, onun insan doğası ve toplumsal düzen anlayışının temel taşıdır. Peki, Hobbes'a göre egoizm nedir? Bu makalede Hobbes’un egoizm anlayışı derinlemesine ele alınacak, sıkça sorulan sorulara yanıtlar sunulacak ve konu hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için kaynak önerileri paylaşılacaktır.
Hobbes’a Göre Egoizm: Temel Kavram
Hobbes’a göre egoizm, bireyin kendi çıkarlarını, ihtiyaçlarını ve hayatta kalma güdüsünü ön planda tutmasıdır. Hobbes, insan doğasını açıklarken insanın doğal durumda tamamen bencil olduğunu ve her bireyin kendi çıkarlarını korumak için hareket ettiğini savunur. Ona göre insanlar, doğaları gereği açgözlü, korkak ve güvensizdir; bu nedenle de sürekli olarak daha fazla güvenlik, daha fazla kaynak ve daha fazla güç peşindedirler.
Hobbes’un bu yaklaşımı, psikolojik egoizm olarak adlandırılan görüşle uyumludur. Psikolojik egoizm, bireyin tüm eylemlerinin özünde kendi çıkarını gözettiğini ve tüm davranışların bu güdüye dayanarak gerçekleştiğini ileri sürer. Hobbes’a göre insanlar yardımseverlik gibi görünen eylemleri bile dolaylı olarak kendi tatminleri için yaparlar.
“Doğa Durumu” ve Egoizmin Rolü
Hobbes’un felsefesinde “doğa durumu” (state of nature) önemli bir yere sahiptir. Doğa durumu, insanların henüz siyasi otoriteler ya da yasalar altında yaşamadıkları varsayımsal bir durumu ifade eder. Hobbes, bu durumu “herkesin herkese karşı savaşı” (bellum omnium contra omnes) olarak tanımlar.
Bu durumun temel nedeni, insanların doğuştan gelen egoist yapılarıdır. Her birey, kendi çıkarını korumak ve hayatta kalmak için diğer insanlarla çatışma içerisindedir. Kaynakların sınırlı olması ve güven ortamının yokluğu, bu çatışmaları daha da derinleştirir.
Hobbes’a göre, doğa durumunda insanların yaşamı “yalnız, yoksul, kötü, vahşi ve kısa” olur. Bu durumdan kurtulmanın yolu ise bireylerin kendi güvenlikleri için bazı haklarından vazgeçmeleri ve ortak bir otorite (egemen) oluşturmak üzere toplumsal sözleşmeye girmeleridir.
Toplumsal Sözleşme ve Egoizmin İşlevi
Hobbes’un çözüm önerisi, insanların kendi bencil çıkarlarını korumak adına akıl yoluyla bir toplumsal sözleşmeye varmalarıdır. Her birey, kendi güvenliğini sağlamak için egemen güce itaat etmeyi kabul eder. Buradaki temel motivasyon da yine egoizmdir: insanlar, sürekli korku içinde yaşamak yerine güvenli bir düzen içinde var olmayı tercih eder.
Bu noktada egoizm, toplumsal düzenin kurulmasının itici gücü haline gelir. Yani Hobbes’un sisteminde egoizm sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir yarar üretir. Herkesin kendi çıkarını düşünmesi, sonunda düzenli ve barışçıl bir toplumun inşasına katkıda bulunur.
Sıkça Sorulan Sorular
1. Hobbes'a göre insanlar doğuştan kötü müdür?
Hobbes insanları doğuştan “kötü” olarak tanımlamaz; ancak onların doğasında kendi çıkarlarını gözeten ve hayatta kalmaya odaklı bir yapı olduğunu savunur. Bu, bencillik ya da egoizm olarak tanımlanabilir. Hobbes’a göre bu durum ahlaki değil, doğal bir özelliktir.
2. Hobbes’un egoizm anlayışı ahlakı dışlar mı?
Hobbes, ahlakın toplumsal sözleşme sonrasında ortaya çıktığını düşünür. Doğa durumunda ahlaki normlar yoktur; çünkü her birey sadece kendi çıkarını düşünür. Ancak toplumsal sözleşmeyle birlikte ortak kurallar ve değerler belirlenir, bu da ahlaki düzenin temelini oluşturur.
3. Egoizm Hobbes için bir erdem midir?
Egoizm Hobbes’un felsefesinde bir erdem olarak değil, insan doğasının kaçınılmaz bir parçası olarak yer alır. Ancak bu özelliğin toplumsal düzenin kurulmasına hizmet etmesi nedeniyle pozitif bir işlevi olduğu da söylenebilir.
4. Hobbes’un egoizm anlayışı günümüz bireycilik anlayışıyla benzer midir?
Kısmen evet. Hobbes’un egoizmi, bireyin kendi çıkarlarını ön planda tutması bakımından bireycilikle örtüşür. Ancak Hobbes’un bireycilik anlayışı, mutlak otoriteyi de gerektirir. Günümüzdeki liberal bireycilik ise daha çok bireysel özgürlükler ve sınırlı devlet anlayışı etrafında şekillenir.
5. Hobbes’un egoizm anlayışı diğer filozoflarla nasıl karşılaştırılır?
Örneğin John Locke, insanın doğuştan daha barışçıl ve rasyonel olduğunu savunur. Rousseau ise insanın doğada iyi olduğunu ancak toplumla birlikte bozulduğunu iddia eder. Hobbes ise doğada kaos olduğunu ve ancak güçlü bir otoriteyle düzen sağlanabileceğini savunur. Bu bağlamda Hobbes’un egoizm anlayışı, diğer filozoflara kıyasla daha karamsar bir tablo çizer.
Hobbes’un Egoizm Anlayışının Günümüze Etkisi
Hobbes’un egoizm anlayışı, modern siyaset teorileri, psikoloji, sosyoloji ve ekonomi gibi birçok alanda etkisini sürdürmektedir. Özellikle bireyin rasyonel seçimler yaptığı varsayımına dayanan modern iktisat teorileri, Hobbes’un psikolojik egoizm yaklaşımıyla benzerlik gösterir. Aynı şekilde güvenlik, güç ve çıkar ilişkileri üzerine kurulu uluslararası ilişkiler teorileri de Hobbes’un etkilerini taşır.
Faydalı Kaynaklar ve Okuma Önerileri
- Thomas Hobbes – Leviathan
- David Gauthier – Morals by Agreement
- John Plamenatz – Man and Society: Political and Social Theories
- Siyaset felsefesi üzerine akademik yayınlar (JSTOR, Google Scholar üzerinden ulaşılabilir)
Sonuç
Hobbes’a göre egoizm, insan doğasının temel özelliğidir ve bu özellik hem bireysel hem de toplumsal davranışları açıklar. Egoizm, doğa durumundaki çatışmaların nedeni olsa da, toplumsal sözleşme sayesinde düzenin kurulmasına da hizmet eder. Hobbes’un bu yaklaşımı, insan davranışlarını açıklamada güçlü bir teorik temel sunar ve günümüz düşünce sistemlerine etkisini sürdürmektedir. Egoizmin hem birey hem de toplum için ne anlama geldiğini anlamak isteyenler için Hobbes’un felsefesi, kapsamlı ve düşünmeye değer bir kaynak sunar.