Florya kaça satıldı ?

Bengu

New member
Katılım
12 Mar 2024
Mesajlar
280
Puanları
0
Florya Kaça Satıldı? Bir Semtin Bedeli ve Toplumsal Dinamikler

Merhaba dostlar,

Florya’nın satışıyla ilgili haberleri görünce içimde garip bir sıkışma oldu. Bu yalnızca bir mülk devri değil; çocukluğumuzun sahilleri, anılarımızın sokakları, insanların yaşadığı sosyal dokunun el değiştirmesi. Ama mesele sadece “kaç paraya satıldı?” sorusu değil; asıl mesele kimin için ne ifade ettiği, bu değişimin kimleri daha çok etkilediği ve toplumun farklı kesimlerinin buna nasıl yaklaştığı.

Satış haberini duyunca kadın arkadaşlarımın yorumları dikkatimi çekti. Onlar daha çok “Florya artık bizim gibi insanlar için ulaşılmaz olacak” diyorlardı. Erkekler ise “Tamam, bu oldu; peki bundan sonra ne yapabiliriz?” diye çözüm arıyordu. Bu fark bile toplumsal cinsiyet rollerinin ne kadar derinlere işlediğinin göstergesi.

---

Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Florya Satışı

Kadınlar için şehirdeki mekânlar sadece coğrafi noktalar değil; güvenlik, aidiyet, ve sosyal bağlar açısından önem taşıyan yaşam alanlarıdır. Florya gibi sahil semtleri, kadınların hem sosyal hem de kültürel anlamda kendilerini ifade edebildikleri nadir yerlerden biridir. Satış sonrasında olası kira artışları, lüks tüketim odaklı işletmelerin çoğalması, kadınların mekâna erişimini ekonomik ve psikolojik olarak kısıtlayabilir.

Kadınların empatik yaklaşımı burada devreye giriyor: “Orada yaşayan yaşlı teyzeler ne yapacak? Esnafın durumu ne olacak? Çocuklar denize girebilecek mi?” soruları, olayın insan boyutunu görünür kılıyor. Bu, neoliberal şehir politikalarının en görünmez kurbanlarının genellikle kadınlar ve çocuklar olduğunu hatırlatıyor.

Erkeklerin yaklaşımı ise daha farklı: “Belediye buna karşı ne yapabilir?”, “Yeni planlama süreçlerinde söz hakkı nasıl alınır?” gibi çözüm odaklı sorular soruyorlar. Bu da toplumsal cinsiyetin şekillendirdiği sosyal rollerin başka bir yüzü: Erkeklerin tarihsel olarak “sorunu çözme” yönünde konumlanması. Fakat burada dikkat edilmesi gereken şey, çözüm arayışlarının çoğu zaman kadınların empatik uyarılarını göz ardı etme tehlikesi taşıması.

---

Irk ve Etnisite Boyutu

Florya gibi sahil semtleri tarih boyunca farklı etnik ve kültürel topluluklara ev sahipliği yapmıştır. Ancak son yıllarda gayrimenkul değerlerinin artışı, bu alanların daha homojen ve üst sınıf bir demografiye kaymasına neden oldu. Irksal ya da etnik köken üzerinden ayrımcılık, çoğu zaman doğrudan değil, ekonomik mekanizmalarla işler.

Örneğin, göçmen ailelerin sahil bölgelerinde yaşamaları giderek zorlaşıyor. Sadece kira fiyatları değil, sosyal ortamın değişimi de buna etki ediyor. Kendi kültürel pratiklerini sürdürebilecekleri sosyal bağların kopması, göçmenler için mekân kaybı anlamına geliyor. Bu bağlamda Florya’nın satışı, yalnızca ekonomik değil, kültürel bir tahliye sürecinin de parçası olabilir.

Burada kadın göçmenlerin durumu daha da hassas. Hem toplumsal cinsiyet hem de etnik kimlikleri nedeniyle çifte ayrımcılığa maruz kalabiliyorlar. Erkekler ise çoğunlukla bu durumun “ekonomiyle ilgili” olduğunu savunup yapısal ayrımcılık boyutunu ikinci plana itebiliyor.

---

Sınıfsal Etkiler ve Mekânsal Adalet

Sınıf meselesi, Florya’nın satışında belki de en görünür faktör. Bu satış, sermayenin mekân üzerinde nasıl mutlak bir hâkimiyet kurduğunun tipik bir örneği. Yüksek gelir grupları için “yatırım fırsatı” olan bir işlem, alt ve orta gelir grupları için “mekândan dışlanma” anlamına gelebiliyor.

Burada da toplumsal cinsiyetin ince etkileri görülüyor. Alt sınıftan bir kadın için Florya’da oturmak yalnızca denize yakın olmak değil; çocuklarını güvenle büyütebileceği, sosyal destek alabileceği bir mahallede yaşamak demek. Erkekler için ise bu durum genellikle “işe yakınlık” ya da “prestij” gibi farklı öncelikler üzerinden değerlendiriliyor.

Sermayenin mekânı yeniden şekillendirmesi, kamusal alanların özelleştirilmesi ve yerel halkın yerinden edilmesi, toplumsal adaletsizliğin mekânsal bir tezahürü. Bu süreç, kadınlar için sosyal ağların kaybı; göçmenler için kültürel köklerin kopması; alt sınıflar içinse ekonomik hayatta tutunma mücadelesinin daha da zorlaşması anlamına geliyor.

---

Ne Yapmalı?

Kadınların empatik perspektifiyle erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımını birleştirmek, bu tür toplumsal dönüşümlere karşı en etkili stratejiyi oluşturabilir.

* Katılımcı Planlama Yerel halkın, özellikle kadınların ve dezavantajlı grupların karar süreçlerine dahil edilmesi.

* Kira Kontrolleri Kiraların spekülatif artışını önleyici yasal düzenlemeler.

* Kültürel Mirasın Korunması Etnik ve kültürel çeşitliliğin sürdürülebilirliğini sağlayacak projeler.

* Kamusal Alanların Güçlendirilmesi Sahillerin, parkların ve sosyal alanların erişilebilirliğinin korunması.

---

Forum Sorusu: Sizce Florya’nın Satışı Kimin İçin Daha Büyük Bir Kayıp?

Benim gördüğüm kadarıyla kadınlar bu olayı daha çok bir “toplumsal kayıp” olarak görüyor, erkekler ise “yeni duruma uyum sağlama” meselesi olarak yaklaşıyor. Irk ve sınıf faktörleri ise çoğu zaman tartışmanın dışında kalıyor ama belki en çok etkisi olan unsurlar onlar.

Siz ne düşünüyorsunuz?

* Sizce bu satışın en büyük mağduru hangi sosyal grup olacak?

* Çözüm, empati ve eylem arasında nasıl bir denge kurulmalı?

* Florya gibi semtler yalnızca zenginlerin erişebileceği yerler haline geldiğinde, şehirde yaşayan diğer insanlar ne kaybeder?

Hadi tartışalım. Çünkü bu mesele yalnızca bir semtin satışı değil; şehrin, hatta toplumun geleceği.
 
Üst