- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,241
- Puanları
- 36
ANTALYA (DHA) – BU yıl 58’incisi düzenlenen Antalya Altın Portakal Sinema Şenliği‘nde ulusal kategoride yarışan 10 yapıttan biri olan ‘Okul Tıraşı’ sinemasının grubu, söyleşide izleyiciyle buluştu. Sineması eşi Gülistan Acet ile birlite yazdıklarını belirten direktör Ferit Karahan, “Akşam ben başlıyordum senaryoyu yazmaya, sabaha kadar yazıyor ve uyuyordum. daha sonra Gülistan benim kaldığım yerden devam ediyordu. Senaryo bu biçimde 6 günde bitti” dedi.
Antalya Altın Portakal Sinema Şenliği’nde ulusal kategoride yarışan Ferit Karahan’ın ‘Okul Tıraşı’ sineması, dün akşam ‘Yıldızların Altında 1’ sahnesinde seyirciyle buluştu. 50’nci Altın Portakal Sinema Şenliği’nde ‘Cennetten Kovulmak’ sinemasıyla ‘En Yeterli Film’ mükafatını kazanan direktör Karahan’ın sinemasına sanatseverler ilgi gösterdi. Karahan, sinemada, kentten uzak, baskı ve disiplinle yönetilen bir yatılı erkek okulunda okuyan Yusuf’un, hastalanan arkadaşı Memo’nun hastaneye kaldırılması için uğraş harcanmasını, lakin okul yönetimini ve öğretmenlerini bir türlü ikna edemeyişini mevzu alıyor. Sinemanın birinci versiyonunu 2009’da yazmaya başladıklarını söyleyen direktör Ferit Karahan, “Ben 90’larda yatılı okulda okudum. Oraya dair bir öyküyü anlatmak istiyordum. daha sonra 2012’de Gülistan’la birlikte bir çalışma daha gerçekleştirdik. O devir öğretmenlerle, okulla uzaklığımı ayarlayamıyordum. Zira yatılı okula dair her şeyden nefret ediyordum. Çok travmatik geçmişti benim için. 2014’te yeniden yazmaya başladık lakin ben epeyce içine giremedim. Gülistan tek başına yazmaya başladı. Güldürü üzere bir cins çıktı ortaya lakin onu da epeyce beğenmedik” dedi.
‘HİÇBİR OYUNCUYLA PROVA YAPMADIM, SETTE ÇALIŞTIK’Çocuklarla çalışmanın güç olduğunu belirten Karahan, “1-2 çocukla çalışmak zorken 500’üyle çalışma bizi yordu. Akşam ben başlıyordum senaryoyu yazmaya, sabaha kadar yazıyor ve uyuyordum. daha sonra Gülistan benim kaldığım yerden devam ediyordu. Senaryo bu biçimde 6 günde bitti. Dizilerimizin çocuklar üzerinde yarattığı olumsuz tesirler var. Çocuklar mafyatik yahut plazadan çıkmış güzel adam rolünü oynamaya fazlaca alışık. Bunu kırmam gerektiğini düşünüyordum. Bu yüzden bilhassa aksanlarına müdahale etmedim, bilakis doğallaştırmaya çalıştım. hiç bir oyuncuyla prova yapmadım hepsiyle sette çalıştık” diye konuştu.’PROJEYE DIŞARIDAN BAKABİLDİM’Filmin senaristlerinden Gülistan Acet, direktör Karahan’ın bilakis projeye biraz daha dışarıdan bakabildiğini söyleyerek, “Ferit 2009’da yazmaya başladıktan daha sonra öğretmenleri, arkadaşları, ailesiyle yaşadığı o kırgınlığı, kızgınlığı süratli bir biçimde üstünden atamayınca sinemadan elini ayağını çekti ve ben devam ettim. Ben projeye biraz daha dışardan bakabildim. Bu bir anı sineması olabilecekken ben biraz daha klasik dramaya uygun kodlarla çalıştım. Güldürü dozunu artırdım. Bizim istediğimiz şeye ulaşmamış olsa da en azından Ferit’i şahsi durumdan biraz uzaklaştırdı. Türkiye’deki beşerler bu kodları biliyor. O bölgede, okullarda neler yaşanıyor durumunu epeyce düzgün biliyorlar lakin dışarıdaki seyirci için epey yeni bir şeydi” dedi.
Sineması birinci sefer izlediği için fazlaca keyifli olduğunu söyleyen çocuk oyuncu Samet Yıldız, “Biraz heyecanlıydım, zira sinemamı birinci sefer izleyip kendimi birinci kez orada nazarancektim. Aslında sürprizleri merak etmiyordum zira hepsini biliyordum. Sinemanın sonunda epey memnundum. Biraz üzüldüm sonlarında, zira kendimi biraz hatalı hissettim” diye konuştu.
Antalya Altın Portakal Sinema Şenliği’nde ulusal kategoride yarışan Ferit Karahan’ın ‘Okul Tıraşı’ sineması, dün akşam ‘Yıldızların Altında 1’ sahnesinde seyirciyle buluştu. 50’nci Altın Portakal Sinema Şenliği’nde ‘Cennetten Kovulmak’ sinemasıyla ‘En Yeterli Film’ mükafatını kazanan direktör Karahan’ın sinemasına sanatseverler ilgi gösterdi. Karahan, sinemada, kentten uzak, baskı ve disiplinle yönetilen bir yatılı erkek okulunda okuyan Yusuf’un, hastalanan arkadaşı Memo’nun hastaneye kaldırılması için uğraş harcanmasını, lakin okul yönetimini ve öğretmenlerini bir türlü ikna edemeyişini mevzu alıyor. Sinemanın birinci versiyonunu 2009’da yazmaya başladıklarını söyleyen direktör Ferit Karahan, “Ben 90’larda yatılı okulda okudum. Oraya dair bir öyküyü anlatmak istiyordum. daha sonra 2012’de Gülistan’la birlikte bir çalışma daha gerçekleştirdik. O devir öğretmenlerle, okulla uzaklığımı ayarlayamıyordum. Zira yatılı okula dair her şeyden nefret ediyordum. Çok travmatik geçmişti benim için. 2014’te yeniden yazmaya başladık lakin ben epeyce içine giremedim. Gülistan tek başına yazmaya başladı. Güldürü üzere bir cins çıktı ortaya lakin onu da epeyce beğenmedik” dedi.
‘HİÇBİR OYUNCUYLA PROVA YAPMADIM, SETTE ÇALIŞTIK’Çocuklarla çalışmanın güç olduğunu belirten Karahan, “1-2 çocukla çalışmak zorken 500’üyle çalışma bizi yordu. Akşam ben başlıyordum senaryoyu yazmaya, sabaha kadar yazıyor ve uyuyordum. daha sonra Gülistan benim kaldığım yerden devam ediyordu. Senaryo bu biçimde 6 günde bitti. Dizilerimizin çocuklar üzerinde yarattığı olumsuz tesirler var. Çocuklar mafyatik yahut plazadan çıkmış güzel adam rolünü oynamaya fazlaca alışık. Bunu kırmam gerektiğini düşünüyordum. Bu yüzden bilhassa aksanlarına müdahale etmedim, bilakis doğallaştırmaya çalıştım. hiç bir oyuncuyla prova yapmadım hepsiyle sette çalıştık” diye konuştu.’PROJEYE DIŞARIDAN BAKABİLDİM’Filmin senaristlerinden Gülistan Acet, direktör Karahan’ın bilakis projeye biraz daha dışarıdan bakabildiğini söyleyerek, “Ferit 2009’da yazmaya başladıktan daha sonra öğretmenleri, arkadaşları, ailesiyle yaşadığı o kırgınlığı, kızgınlığı süratli bir biçimde üstünden atamayınca sinemadan elini ayağını çekti ve ben devam ettim. Ben projeye biraz daha dışardan bakabildim. Bu bir anı sineması olabilecekken ben biraz daha klasik dramaya uygun kodlarla çalıştım. Güldürü dozunu artırdım. Bizim istediğimiz şeye ulaşmamış olsa da en azından Ferit’i şahsi durumdan biraz uzaklaştırdı. Türkiye’deki beşerler bu kodları biliyor. O bölgede, okullarda neler yaşanıyor durumunu epeyce düzgün biliyorlar lakin dışarıdaki seyirci için epey yeni bir şeydi” dedi.
Sineması birinci sefer izlediği için fazlaca keyifli olduğunu söyleyen çocuk oyuncu Samet Yıldız, “Biraz heyecanlıydım, zira sinemamı birinci sefer izleyip kendimi birinci kez orada nazarancektim. Aslında sürprizleri merak etmiyordum zira hepsini biliyordum. Sinemanın sonunda epey memnundum. Biraz üzüldüm sonlarında, zira kendimi biraz hatalı hissettim” diye konuştu.