odakulebuda
New member
- Katılım
- 26 Eki 2020
- Mesajlar
- 1,951
- Puanları
- 0
Ermenistan’ın hudut kenti Gümrü’de esnaf Türkiye hududunun açılmasını bekliyor İki ülke içinde bulunan 325 kilometrelik sonda biri demir yolu biri kara yoluyla olmak üzere iki hudut kapısı yer alıyor.
Gümrü kentini Türkiye’ye Akyaka Demiryolu Hudut Kapısı bağlarken, Iğdır’da da Alican Karayolu Hudut Kapısı bulunuyor.
İki hudut da 1993’te Ermenistan’ın Karabağ’ı işgal etmesiyle kapatılsa da 2009’da bir daha açılmaları gündeme geldi. Hatta Türkiye, Alican ve Akyaka’da demir yolu ile kara yolunu yeniledi lakin 2009’da başlayan sürecin durmasıyla sonların açılması konusu da rafa kalktı.
Eski Sovyetler Birliği’nin Kafkasya’daki değerli ulaşım ve sanayi kentlerinden olan Gümrü, Sovyetler Birliği’nin dağılması ve 1988’deki Gümrü sarsıntısından daha sonra eski gücünü kaybetse de bugün Ermenistan’ın hem ikinci büyük kenti tıpkı vakitte değerli bir sanayi ve kültür kenti.
Gümrü esnafı, iki ülke içindeki gelişmelere ait niyetlerini ve beklentilerini anlattı.
“Üçüncü bir tarafın bizim ismimize konuşmasını istemiyorum”
Uzun yıllar İsviçre ve İngiltere’de eğitim gördükten daha sonra memleketine dönüp 4 sene evvel Herbs and Honey isminde bir kafe açan Artuş Yeghiazaryan da bugün kentin iktisadına ve kültürüne katkı sağlıyor.
Kafede Gümrü ve etrafında üretilen el üretimi çay, bal, sabun üzere eserleri satan Yeghiazaryan, Türkiye ile Ermenistan içindeki sürece olumlu bakıyor.
İki ülke içinde kıymetli tarihi sorunlar olduğunu belirten Yeghiazaryan, “Türkiye ile kıymetli tarihi sorunlarımız de olsa birbirimizle konuşmamız ve ticari bağlar kurmamız sıkıntıları çözmemize katkı sunacaktır. Şayet içinde sorun olan iki insan birbiriyle konuşmuyorsa bu problemleri nasıl çözer? Bağlantılar kurmamız ve birbirimizle konuşmamızı istiyorum. Üçüncü bir tarafın bizim ismimize konuşmasını istemiyorum.” diye konuştu.
Gelişmelerin ekonomik tesirine de müspet yaklaştığını söyleyen Yeghiazaryan, kente daha fazla turist beklediğini anlattı.
“Daha fazla müşteri olursa daha fazla para kazanır, daha fazla proje üretiriz.” diyen Yeghiazaryan, Ermenistan’ın başta 1915 olayları olmak üzere değerli kimi konularda ise taviz vermemesi gerektiğini savunuyor.
Yeghiazaryan’a göre 1915 olaylarının konuşulması hem Ermenilerin tıpkı vakitte Türklerin yaralarını sarması için kıymetli bir fırsat.
“Ticari açıdan Ermenistan devletinin dikkatli olmasını istiyorum”
Gümrü ile Kars içindeki sonun açılmasından iki ülkenin de faydalanacağını söyleyen Yeghiazaryan, “Üçüncü ülkeler bizim ismimize konuşmadan, bizim problemlerimizi bizim ismimize çözmeden diyalog kurmamızı nitekim istiyorum. Ermeniler ve Türklerin geçmişine baktığımızda 500-600 yıldır kültürümüz iç içe geçti. Bugün bunu müspet biçimde kullanmalıyız.” dedi.
Yeghiazaryan, Ermenistan’ın olağanlaşma sürecinde ticari açıdan dikkatli olması gerektiğini de düşünüyor.
Türk iktisadının büyük, Türkiye’nin ise gelişmiş bir ülke olarak Ermenistan’a bakılırsa avantajlı olduğunu kaydeden Yeghiazaryan, “Ticari açıdan Ermenistan devletinin dikkatli olmasını istiyorum. Ticaret yaptığınızda küçük ortağın dikkatli olması gerek. Üreticisini, çiftçisini, küçük işletmeleri muhafazası gerek. Onların kaybetmesini engellemeli zira büyük ortak küçük ortağı yutabilir. Bu yüzden eserlerimizin fiyat ve kalitede rekabet edebilme gücünün korunması gerek. Türkiye varlıklı ve gelişmiş bir ülke, daha avantajlı. Ermenistan bu mevzuda dikkatli olmalı ve adil bir ticaret yapmalı.” tabirlerini kullandı.
“Asırlarca düşman kalmamak gerekiyor”
Gümrü, tarihi yapılarıyla dikkati çeken bir kent. Bu yapılardan birinde 1939’dan beri, cumhurbaşkanlarının dahi tıraş olduğu Lux Berber Salonu hizmet veriyor.
Salon 80 yıldır, salondaki koltuklar ise 50 yıldan fazla müddettir müşterilerini ağırlıyor. Burada çalışan Norik Tonoyan, sonun açılmasının iki tarafa da yarar getireceğini düşünüyor.
Tonoyan, geçmişte acılar yaşansa da bu biçimde devam etmenin yanlış olduğunu belirterek, “İki taraf için de ziyanlı şeyler olmuştur. bu biçimde devam etmek yanlıştır. Asırlarca düşman kalmamak gerekiyor. Ticaret halkları yakınlaştırır ve huzur getirir.” dedi.
Demir yolu hudut kapısının açılmasıyla kente gelecek turistler için Gümrü’de görülecek epeyce şey olduğunu lisana getiren Tonoyan, “İyi diyelim, güzel olalım. Hem kültür tıpkı vakitte ticari konularda insani olalım, düşmanlık yapmayalım.” sözlerini kullandı.
“Aynı duvarı paylaşan iki komşu düşmanlık yapamaz”
Tıpkı berber salonunda eski Sovyetler Birliği devri ünlülerini dahi tıraş ettiğini söyleyen Apin Çahoyan da yalnızca Türkiye ile değil tüm bölgeyle barışılmasını istiyor.
Dostluk bağı kurulması gerektiğini belirten Çahoyan, “Aynı duvarı paylaşan iki komşu düşmanlık yapamaz. Hakikat dostluk yapsınlar. Sonları çizilsin, ne buradan ne de karşı taraftan askerler ölsün ve hiç bir tarafta anneler ağlamasın. Bu artık delikanlıca komşuluk olur.” diye konuştu.
Çahoyan, Ermenistan-Türkiye olağanlaşma süreciyle ilgili ise “Benim fikrimi soruyorsanız benim fikrim ne kadar barış olsa o kadar daha yeterli. Barıştan üstün bir şey yok.” dedi.
Gümrü kentini Türkiye’ye Akyaka Demiryolu Hudut Kapısı bağlarken, Iğdır’da da Alican Karayolu Hudut Kapısı bulunuyor.
İki hudut da 1993’te Ermenistan’ın Karabağ’ı işgal etmesiyle kapatılsa da 2009’da bir daha açılmaları gündeme geldi. Hatta Türkiye, Alican ve Akyaka’da demir yolu ile kara yolunu yeniledi lakin 2009’da başlayan sürecin durmasıyla sonların açılması konusu da rafa kalktı.
Eski Sovyetler Birliği’nin Kafkasya’daki değerli ulaşım ve sanayi kentlerinden olan Gümrü, Sovyetler Birliği’nin dağılması ve 1988’deki Gümrü sarsıntısından daha sonra eski gücünü kaybetse de bugün Ermenistan’ın hem ikinci büyük kenti tıpkı vakitte değerli bir sanayi ve kültür kenti.
Gümrü esnafı, iki ülke içindeki gelişmelere ait niyetlerini ve beklentilerini anlattı.
“Üçüncü bir tarafın bizim ismimize konuşmasını istemiyorum”
Uzun yıllar İsviçre ve İngiltere’de eğitim gördükten daha sonra memleketine dönüp 4 sene evvel Herbs and Honey isminde bir kafe açan Artuş Yeghiazaryan da bugün kentin iktisadına ve kültürüne katkı sağlıyor.
Kafede Gümrü ve etrafında üretilen el üretimi çay, bal, sabun üzere eserleri satan Yeghiazaryan, Türkiye ile Ermenistan içindeki sürece olumlu bakıyor.
İki ülke içinde kıymetli tarihi sorunlar olduğunu belirten Yeghiazaryan, “Türkiye ile kıymetli tarihi sorunlarımız de olsa birbirimizle konuşmamız ve ticari bağlar kurmamız sıkıntıları çözmemize katkı sunacaktır. Şayet içinde sorun olan iki insan birbiriyle konuşmuyorsa bu problemleri nasıl çözer? Bağlantılar kurmamız ve birbirimizle konuşmamızı istiyorum. Üçüncü bir tarafın bizim ismimize konuşmasını istemiyorum.” diye konuştu.
Gelişmelerin ekonomik tesirine de müspet yaklaştığını söyleyen Yeghiazaryan, kente daha fazla turist beklediğini anlattı.
“Daha fazla müşteri olursa daha fazla para kazanır, daha fazla proje üretiriz.” diyen Yeghiazaryan, Ermenistan’ın başta 1915 olayları olmak üzere değerli kimi konularda ise taviz vermemesi gerektiğini savunuyor.
Yeghiazaryan’a göre 1915 olaylarının konuşulması hem Ermenilerin tıpkı vakitte Türklerin yaralarını sarması için kıymetli bir fırsat.
“Ticari açıdan Ermenistan devletinin dikkatli olmasını istiyorum”
Gümrü ile Kars içindeki sonun açılmasından iki ülkenin de faydalanacağını söyleyen Yeghiazaryan, “Üçüncü ülkeler bizim ismimize konuşmadan, bizim problemlerimizi bizim ismimize çözmeden diyalog kurmamızı nitekim istiyorum. Ermeniler ve Türklerin geçmişine baktığımızda 500-600 yıldır kültürümüz iç içe geçti. Bugün bunu müspet biçimde kullanmalıyız.” dedi.
Yeghiazaryan, Ermenistan’ın olağanlaşma sürecinde ticari açıdan dikkatli olması gerektiğini de düşünüyor.
Türk iktisadının büyük, Türkiye’nin ise gelişmiş bir ülke olarak Ermenistan’a bakılırsa avantajlı olduğunu kaydeden Yeghiazaryan, “Ticari açıdan Ermenistan devletinin dikkatli olmasını istiyorum. Ticaret yaptığınızda küçük ortağın dikkatli olması gerek. Üreticisini, çiftçisini, küçük işletmeleri muhafazası gerek. Onların kaybetmesini engellemeli zira büyük ortak küçük ortağı yutabilir. Bu yüzden eserlerimizin fiyat ve kalitede rekabet edebilme gücünün korunması gerek. Türkiye varlıklı ve gelişmiş bir ülke, daha avantajlı. Ermenistan bu mevzuda dikkatli olmalı ve adil bir ticaret yapmalı.” tabirlerini kullandı.
“Asırlarca düşman kalmamak gerekiyor”
Gümrü, tarihi yapılarıyla dikkati çeken bir kent. Bu yapılardan birinde 1939’dan beri, cumhurbaşkanlarının dahi tıraş olduğu Lux Berber Salonu hizmet veriyor.
Salon 80 yıldır, salondaki koltuklar ise 50 yıldan fazla müddettir müşterilerini ağırlıyor. Burada çalışan Norik Tonoyan, sonun açılmasının iki tarafa da yarar getireceğini düşünüyor.
Tonoyan, geçmişte acılar yaşansa da bu biçimde devam etmenin yanlış olduğunu belirterek, “İki taraf için de ziyanlı şeyler olmuştur. bu biçimde devam etmek yanlıştır. Asırlarca düşman kalmamak gerekiyor. Ticaret halkları yakınlaştırır ve huzur getirir.” dedi.
Demir yolu hudut kapısının açılmasıyla kente gelecek turistler için Gümrü’de görülecek epeyce şey olduğunu lisana getiren Tonoyan, “İyi diyelim, güzel olalım. Hem kültür tıpkı vakitte ticari konularda insani olalım, düşmanlık yapmayalım.” sözlerini kullandı.
“Aynı duvarı paylaşan iki komşu düşmanlık yapamaz”
Tıpkı berber salonunda eski Sovyetler Birliği devri ünlülerini dahi tıraş ettiğini söyleyen Apin Çahoyan da yalnızca Türkiye ile değil tüm bölgeyle barışılmasını istiyor.
Dostluk bağı kurulması gerektiğini belirten Çahoyan, “Aynı duvarı paylaşan iki komşu düşmanlık yapamaz. Hakikat dostluk yapsınlar. Sonları çizilsin, ne buradan ne de karşı taraftan askerler ölsün ve hiç bir tarafta anneler ağlamasın. Bu artık delikanlıca komşuluk olur.” diye konuştu.
Çahoyan, Ermenistan-Türkiye olağanlaşma süreciyle ilgili ise “Benim fikrimi soruyorsanız benim fikrim ne kadar barış olsa o kadar daha yeterli. Barıştan üstün bir şey yok.” dedi.