- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,241
- Puanları
- 36
ERZİN, HATAY (AA) – Hatay‘ın Erzin ilçesindeki MÖ 2. yüzyılda kurulan Epiphaneia Antik Kenti’ndeki hafriyat çalışmalarında eski bir tapınağın temel ve mimari blokları üzerine MS 5. yüzyıl başlarında yapıldığı bedellendirilen üç koridorlu kilise bulundu.
Issos Harabeleri olarak da bilinen Epiphaneia Antik Kenti’nde 2006’da kurtarma hafriyatı olarak başlayan çalışmalar, 2016’dan itibaren Hatay Müze Müdürlüğü başkanlığında iştirakli hafriyat formatında sürdürülüyor.
Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Pamir’in danışmanlığındaki hafriyatlarda, bölgede Roma hamamı, sütunlu cadde ve odeion (müzik dinlenmesi için yapılmış özel yapı) olduğu belirlendi.
Sütunlu caddenin güney kısmında mimari blokların dağınık durduğu görülerek değerli bir yapı olabileceği kanısıyla çalışmalar burada ağırlaştı.
Çalışmalar kararı başlangıçta tapınak olarak tanımlanan daha sonradan kiliseye dönüştürülmüş, üç koridorlu, 35 metre uzunluğunda, 27 metre genişliğinde MS 5. yüzyıl başlarına tarihlenen yapı bulundu.
Hafriyat takımı, çalışmaların ilerlemesiyle birlikte bulunan kilise ile birebir temele sahip tapınak hakkında daha fazla mimari nesne ve ayrıntılı bilgiye ulaşmayı hedefliyor.
Prof. Dr. Pamir, AA muhabirine, 201’dan itibaren burada bilimsel ve sistematik hafriyat çalışmaları gerçekleştirildiğini söylemiş oldu.
Kaçak hafriyat sırasında mozaik bulunduğunu ve sütunlu caddenin ortaya çıktığını lisana getiren Pamir, Hatay Müze Müdürlüğünce kurtarma hafriyatları yapıldığını hatırlattı.
Süreçte antik kentin pahalarını ortaya çıkarmaya başladıklarını anlatan Pamir şu biçimde devam etti:
“İlk çalıştığımız yer sütunlu caddeydi. Burada daha evvel çıkmış olan birtakım datalar vardı. O dataları değerlendirdik. Sütunlu caddenin bir kesitini ortaya çıkarmak istedik. Bu bağlamda yürüttüğümüz çalışma kararında sütunlu caddenin aslında bölgenin bilinen en büyük sütunlu caddelerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Zira cadde tabanı büsbütün bazalt kaplı, etrafında yürüyüş yolları olan, kaldırımları olan ve bir daha bir tarafında mozaikli, sütunlu galerisi olan ve etrafında dükkanların dizili olduğu son derece görkemli bir yapı olduğunu gördük. Çalışmalarımızı sütunlu caddede devam ettiriyoruz.”
“Üç nefli büyük bir kilise ile karşı karşıya olduğumuzu gördük”
Hafriyat ilerledikçe yapının tapınakken temelleri ve mimari ögeleri üzerine kilise inşa edildiğini gördüklerini anlatan Pamir çalışmaları da bu formuyla ilerlettiklerini belirtti.
Pamir kiliseye ait ayrıntıları şu biçimde paylaştı:
“Üç nefli (koridorlu) büyük bir kilise ile karşı karşıya olduğumuzu gördük. Natürel ki bu kiliseyi yaparken tapınak mimarisinin ögelerini kullanmışlar. Tapınağın temelleri üzerine mimariyi yerleştirmişler. Alışılmış ki boyutları prestijiyle bölgenin en büyük kilisesi olduğunu söyleyebiliriz. Klasik geleneğin devamı olan taşta gördüğümüz fakat tuğlaya uygulanmış inci, yaprak bezemeleri üzere haç kabartmaları üzere biroldukça tuğla gördük. Olağan tarım faaliyetleri niçiniyle yapıda tahribatlar olmuş. Biz bu yapıyı mümkün olabildiğince en güzel tanınacak biçimde ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. MS 5. yüzyıl başlarında bunun kiliseye dönüştürüldüğünü söyleyebiliriz. Orta Çağ’da ise bu alan bir daha kilise vasfından çıkmış, epeyce sayıda gömü yapılmış içerisine ve yaklaşık 56 mezar çıktı.”
Issos Harabeleri olarak da bilinen Epiphaneia Antik Kenti’nde 2006’da kurtarma hafriyatı olarak başlayan çalışmalar, 2016’dan itibaren Hatay Müze Müdürlüğü başkanlığında iştirakli hafriyat formatında sürdürülüyor.
Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Pamir’in danışmanlığındaki hafriyatlarda, bölgede Roma hamamı, sütunlu cadde ve odeion (müzik dinlenmesi için yapılmış özel yapı) olduğu belirlendi.
Sütunlu caddenin güney kısmında mimari blokların dağınık durduğu görülerek değerli bir yapı olabileceği kanısıyla çalışmalar burada ağırlaştı.
Çalışmalar kararı başlangıçta tapınak olarak tanımlanan daha sonradan kiliseye dönüştürülmüş, üç koridorlu, 35 metre uzunluğunda, 27 metre genişliğinde MS 5. yüzyıl başlarına tarihlenen yapı bulundu.
Hafriyat takımı, çalışmaların ilerlemesiyle birlikte bulunan kilise ile birebir temele sahip tapınak hakkında daha fazla mimari nesne ve ayrıntılı bilgiye ulaşmayı hedefliyor.
Prof. Dr. Pamir, AA muhabirine, 201’dan itibaren burada bilimsel ve sistematik hafriyat çalışmaları gerçekleştirildiğini söylemiş oldu.
Kaçak hafriyat sırasında mozaik bulunduğunu ve sütunlu caddenin ortaya çıktığını lisana getiren Pamir, Hatay Müze Müdürlüğünce kurtarma hafriyatları yapıldığını hatırlattı.
Süreçte antik kentin pahalarını ortaya çıkarmaya başladıklarını anlatan Pamir şu biçimde devam etti:
“İlk çalıştığımız yer sütunlu caddeydi. Burada daha evvel çıkmış olan birtakım datalar vardı. O dataları değerlendirdik. Sütunlu caddenin bir kesitini ortaya çıkarmak istedik. Bu bağlamda yürüttüğümüz çalışma kararında sütunlu caddenin aslında bölgenin bilinen en büyük sütunlu caddelerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Zira cadde tabanı büsbütün bazalt kaplı, etrafında yürüyüş yolları olan, kaldırımları olan ve bir daha bir tarafında mozaikli, sütunlu galerisi olan ve etrafında dükkanların dizili olduğu son derece görkemli bir yapı olduğunu gördük. Çalışmalarımızı sütunlu caddede devam ettiriyoruz.”
“Üç nefli büyük bir kilise ile karşı karşıya olduğumuzu gördük”
Hafriyat ilerledikçe yapının tapınakken temelleri ve mimari ögeleri üzerine kilise inşa edildiğini gördüklerini anlatan Pamir çalışmaları da bu formuyla ilerlettiklerini belirtti.
Pamir kiliseye ait ayrıntıları şu biçimde paylaştı:
“Üç nefli (koridorlu) büyük bir kilise ile karşı karşıya olduğumuzu gördük. Natürel ki bu kiliseyi yaparken tapınak mimarisinin ögelerini kullanmışlar. Tapınağın temelleri üzerine mimariyi yerleştirmişler. Alışılmış ki boyutları prestijiyle bölgenin en büyük kilisesi olduğunu söyleyebiliriz. Klasik geleneğin devamı olan taşta gördüğümüz fakat tuğlaya uygulanmış inci, yaprak bezemeleri üzere haç kabartmaları üzere biroldukça tuğla gördük. Olağan tarım faaliyetleri niçiniyle yapıda tahribatlar olmuş. Biz bu yapıyı mümkün olabildiğince en güzel tanınacak biçimde ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. MS 5. yüzyıl başlarında bunun kiliseye dönüştürüldüğünü söyleyebiliriz. Orta Çağ’da ise bu alan bir daha kilise vasfından çıkmış, epeyce sayıda gömü yapılmış içerisine ve yaklaşık 56 mezar çıktı.”