onurnisan
New member
Eczacıbaşı Spor Kulübü Lideri Faruk Eczacıbaşı, Anadolu Ajansı’na (AA) açıklamalarda bulundu. Eczacıbaşı, bu dönem CEV Şampiyonlar Ligi, FIVB Dünya Kulüpler Şampiyonası, Misli.com Sultanlar Ligi ve AXA Sigorta Kupa Voley’de gayret edecek Eczacıbaşı Dynavit’in tezli olduğunu lisana getirdi.
“Hedefimiz tüm kupaları almak için uğraşmak”
Katıldıkları tüm tertiplerde en önde yer almaya çalıştıklarını aktaran Faruk Eczacıbaşı, şunları kaydetti: “Hedefimiz bir daha bütün kupalarda en ön safta yarışmak ve kupaları almak için uğraşmak. Alışılmış ki iddialıyız. Kendimizi Türk atletlerin gelişmesine adadık. Bu ekipten hayli düzgün oyuncular çıktı. Çok yeterli oyuncular, dünya voleybol topluluğuna kazandırıldı.”
“Türk hanımını dünyanın her yerinde duyurmayı başardık”
Konuşmasına devam eden Faruk Eczacıbaşı, “Eczacıbaşı Spor Kulübünün 56 yıllık tarihi var. Bunun kıymetli bir kısmında voleybol vardı. Bayan voleybolu yardımıyla Türk hanımını dünyanın her yerinde duyurmayı başardık. Şu anda 2 bin küsur genç kızımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu, bizim için bir gurur vesilesi.” açıklamasını yaptı.
“Asıl kıymetli olan voleybolun Türkiye’deki durumu”
Faruk Eczacıbaşı, “elbet şampiyonluk bizim için en değerli gaye, aslına bakarsan şampiyonluk peşinde koşmazsanız bütün bunları yapamazsınız. Fakat bizim için asıl kıymetli olan sporun ideolojisi, voleybolun Türkiye’deki durumu ve bizim bunu geliştirmemiz. Bunun için de argümanlı olmaya ve gayretimizi devam ettirmeye çalışacağız.” biçiminde konuştu.
“Ülkemizin gücünü hissederek gayretimize devam edeceğiz”
Faruk Eczacıbaşı, kulüp olarak yaptıkları uzun vadeli yatırımlarla bu düzeye geldiklerinin altını çizerek, “Bu bir günden öbür güne olan bir şey değil. Şirket grubu söylemiş olduğiniz vakit bohçanızdan para çıkartırsınız, dükkana gidersiniz, en uygun voleybolcuyu raftan alırsınız, grubunuzu kurarsınız, dünyanın en güzel voleybolcularıyla şampiyonluk peşinde koşarsınız. Bizim bu biçimde bir maksadımız yok. Bu taş üzerine taş koymaktan geçiyor. Öbürü sonraki sene ne olur bilemezsiniz. Onun için gerek şirket, gerek kulüp ekipleri olsun kıymetli olan topluluğun bütünleştiriciliği. Bu mevzuda da voleybolun dünyada örnek olduğunu düşünüyorum. Biz bunu devam ettireceğiz. Gerimizde bu toprakların gücünü, yanımızda ülkemizin gücünü hissederek çabamıza devam edeceğiz.” diye konuştu.
Eczacıbaşı Dynavit’te genç Türk oyunculara baht verildiğini vurgulayan Eczacıbaşı, “Türk oyuncularımızın yaş ortalamasını 22,5’e düşürdük. Türkiye’de bütün kadrolarda fazlaca kuvvetli oyuncular var. Ekiplerin fazlaca kuvvetli oyuncularının çabasından fazla dinamik genç atletlerimizin uğraşı halinde devam ettirmek istiyoruz. Bu, uzun periyotlu maksadımız.” sözlerini kullandı.
A Ulusal Bayan Voleybol Ekibi’nin FIVB Dünya Şampiyonası’nda çeyrek finalde elenmesine üzüldüklerini anlatan Faruk Eczacıbaşı, “Çünkü şampiyonluk da bekliyorduk. En azından birinci 4’e girmemiz lazımdı. Uzun periyotlu baktığımızda biz bundan geriye düşmeyiz. Bugün voleybol kurumsallaşmış bir yapı. Bunun epey kıymetli olduğunu düşünüyorum. Biz ya da ligin üst saralarındaki bir ekip, rastgele bir niçinden dolayı şapkasını alıp giderse voleybolun kalitesi tıpkı biçimde kalır. Değerli olan da bu.” değerlendirmesinde bulundu.
“Hedefimiz tüm kupaları almak için uğraşmak”
Katıldıkları tüm tertiplerde en önde yer almaya çalıştıklarını aktaran Faruk Eczacıbaşı, şunları kaydetti: “Hedefimiz bir daha bütün kupalarda en ön safta yarışmak ve kupaları almak için uğraşmak. Alışılmış ki iddialıyız. Kendimizi Türk atletlerin gelişmesine adadık. Bu ekipten hayli düzgün oyuncular çıktı. Çok yeterli oyuncular, dünya voleybol topluluğuna kazandırıldı.”
“Türk hanımını dünyanın her yerinde duyurmayı başardık”
Konuşmasına devam eden Faruk Eczacıbaşı, “Eczacıbaşı Spor Kulübünün 56 yıllık tarihi var. Bunun kıymetli bir kısmında voleybol vardı. Bayan voleybolu yardımıyla Türk hanımını dünyanın her yerinde duyurmayı başardık. Şu anda 2 bin küsur genç kızımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu, bizim için bir gurur vesilesi.” açıklamasını yaptı.
“Asıl kıymetli olan voleybolun Türkiye’deki durumu”
Faruk Eczacıbaşı, “elbet şampiyonluk bizim için en değerli gaye, aslına bakarsan şampiyonluk peşinde koşmazsanız bütün bunları yapamazsınız. Fakat bizim için asıl kıymetli olan sporun ideolojisi, voleybolun Türkiye’deki durumu ve bizim bunu geliştirmemiz. Bunun için de argümanlı olmaya ve gayretimizi devam ettirmeye çalışacağız.” biçiminde konuştu.
“Ülkemizin gücünü hissederek gayretimize devam edeceğiz”
Faruk Eczacıbaşı, kulüp olarak yaptıkları uzun vadeli yatırımlarla bu düzeye geldiklerinin altını çizerek, “Bu bir günden öbür güne olan bir şey değil. Şirket grubu söylemiş olduğiniz vakit bohçanızdan para çıkartırsınız, dükkana gidersiniz, en uygun voleybolcuyu raftan alırsınız, grubunuzu kurarsınız, dünyanın en güzel voleybolcularıyla şampiyonluk peşinde koşarsınız. Bizim bu biçimde bir maksadımız yok. Bu taş üzerine taş koymaktan geçiyor. Öbürü sonraki sene ne olur bilemezsiniz. Onun için gerek şirket, gerek kulüp ekipleri olsun kıymetli olan topluluğun bütünleştiriciliği. Bu mevzuda da voleybolun dünyada örnek olduğunu düşünüyorum. Biz bunu devam ettireceğiz. Gerimizde bu toprakların gücünü, yanımızda ülkemizin gücünü hissederek çabamıza devam edeceğiz.” diye konuştu.
Eczacıbaşı Dynavit’te genç Türk oyunculara baht verildiğini vurgulayan Eczacıbaşı, “Türk oyuncularımızın yaş ortalamasını 22,5’e düşürdük. Türkiye’de bütün kadrolarda fazlaca kuvvetli oyuncular var. Ekiplerin fazlaca kuvvetli oyuncularının çabasından fazla dinamik genç atletlerimizin uğraşı halinde devam ettirmek istiyoruz. Bu, uzun periyotlu maksadımız.” sözlerini kullandı.
A Ulusal Bayan Voleybol Ekibi’nin FIVB Dünya Şampiyonası’nda çeyrek finalde elenmesine üzüldüklerini anlatan Faruk Eczacıbaşı, “Çünkü şampiyonluk da bekliyorduk. En azından birinci 4’e girmemiz lazımdı. Uzun periyotlu baktığımızda biz bundan geriye düşmeyiz. Bugün voleybol kurumsallaşmış bir yapı. Bunun epey kıymetli olduğunu düşünüyorum. Biz ya da ligin üst saralarındaki bir ekip, rastgele bir niçinden dolayı şapkasını alıp giderse voleybolun kalitesi tıpkı biçimde kalır. Değerli olan da bu.” değerlendirmesinde bulundu.