Durgun su derin olur ne demek ?

Pinar

Global Mod
Global Mod
Katılım
25 Mar 2021
Mesajlar
2,543
Puanları
36
“Durgun Su Derin Olur” Ne Demek? Eleştirel Bir Bakış

Selam dostlar,

Hepimizin kulak aşinası olduğu bir söz vardır: “Durgun su derin olur.” Çocukken büyüklerimizden duyduğumuzda bu cümlenin gizemli bir havası olurdu. Sanki suskun insanların içinde bambaşka dünyalar gizliymiş gibi… Ama yaş ilerledikçe insan bu sözü sorgulamaya başlıyor. Gerçekten öyle mi? Yoksa bazen durgunluk, sadece durgunluk mudur? İşte bu yazıda biraz bu sözü eleştirel gözle masaya yatıralım.

Sözün Klasik Yorumu

Geleneksel yorumda, fazla konuşmayan, sakin görünen kişilerin içinde derin bir bilgi, deneyim veya duygu olduğu varsayılır. Yani yüzeyde bir dinginlik vardır ama altında büyük bir güç, zekâ ya da tecrübe saklıdır. Nitekim birçok kültürde bu düşünceye uygun atasözleri var. Mesela İngilizce’de “Still waters run deep” ifadesi aynı anlama gelir.

Ama buradaki sorun şu: Suskunluk her zaman derinliğe mi işaret eder? Ya da çok konuşan birinin mutlaka yüzeysel olduğu mu söylenebilir? Bu noktada iş biraz karışıyor.

Eleştirel Yaklaşım: Sessizlik Her Zaman Erdem Değil

Sessizlik bazen bilgeliğin değil, korkunun veya çekingenliğin göstergesi olabilir. İnsanların kendini ifade edememesi, toplumsal baskılar, özgüven eksikliği ya da ilgisizlik de durgunluğa sebep olabilir.

- İş yerinde sürekli sessiz duran bir çalışanı düşünün. Kimi bu kişiyi “stratejik, derin düşünen” olarak görebilir. Ama belki de o kişi fikrini paylaşmaktan çekiniyor, hata yapmaktan korkuyor ya da işine ilgisiz.

- Aile içinde de aynı durum var. Sessiz bir ebeveyn, çocuğuna “derin ve bilge” gelebilir ama belki de iletişim kurma becerisi zayıftır.

Yani durgunluğun arkasında illa bir derinlik aramak bizi yanıltabilir.

Erkeklerin ve Kadınların Bakış Açısı

Bu sözü erkekler ve kadınlar farklı yorumlayabiliyor:

- Erkekler, genellikle daha stratejik ve çözüm odaklı bakıyor. Erkek bir yönetici, sessiz kalan çalışanı “belki analiz yapıyor, fırsat kolluyor” diye yorumlayabilir. Stratejik düşünceyi sessizlikle özdeşleştirmek erkek bakışında daha yaygın.

- Kadınlar ise empatik ve ilişkisel yaklaşım sergiliyor. Sessiz birini gördüklerinde “Acaba kendini yalnız mı hissediyor? Destek mi istiyor? İçine mi kapanmış?” diye düşünüyorlar. Kadınların toplumsal ilişkilerdeki duygusal zekâları, bu sözü daha insani ve ilişkisel bağlamda yorumlamalarına yol açıyor.

Aslında iki yaklaşım da eksik değil. Erkeklerin stratejik bakışı bize pratik çözümler sunarken, kadınların empatik tavrı o kişinin duygusal dünyasını anlamamıza yardımcı oluyor.

Toplumsal Yansımalar

Bu söz, özellikle bizim kültürde çok kullanılan bir etiket haline gelmiş durumda. “Çok konuşma, sus, durgun ol, derin olursun” mesajı özellikle gençlere sıkça veriliyor. Oysa iletişimi bastırmak, insanları daha derin değil, daha içine kapanık hale getirebilir.

Bir örnek: Eğitim ortamında sürekli sessiz kalan bir öğrenciye “çok derin” gözüyle bakılır. Ama belki o öğrenci aslında derste zorlanıyor, sorularını dile getirmekten çekiniyor. Eğer öğretmen bunu fark etmezse, öğrencinin sessizliği yanlış bir şekilde “bilgelik” olarak yorumlanabilir.

Gerçek Hayattan Çelişkili Örnekler

- Steve Jobs, hayatı boyunca fikirlerini yüksek sesle savunmuş, tartışmaktan çekinmemiş biriydi. Yani durgun değil, tam tersine hareketliydi. Ama derinliği ve vizyonu tartışılmaz.

- Öte yandan, sessiz ve görünmez kalmayı seçen birçok insanın da iş ve sosyal hayatta iz bırakmadığını görüyoruz. Yani durgunluk bazen sadece “arka planda kalma” anlamına geliyor.

Demek ki bu sözün genellemesi çoğu zaman yanıltıcı.

Sorgulamamız Gereken Noktalar

Bu noktada şunu sormak gerekiyor:

- Sessizliği derinlikle özdeşleştirmek, toplumsal bir yanılgı mı?

- Çok konuşan ama aynı zamanda çok bilgiye sahip olan insanları nereye koyacağız?

- Sessiz kalanların arkasına gizlediğimiz “derinlik” beklentisi, aslında onları yanlış anlamak değil mi?

- Erkeklerin stratejik yorumu mu, kadınların empatik yaklaşımı mı bu sözü daha doğru okuyor? Yoksa ikisinin birleşimi mi bizi gerçeğe daha çok yaklaştırıyor?

Sonuç

“Durgun su derin olur” sözü kulağa hoş geliyor, ama gerçekte biraz romantize edilmiş bir düşünce. Sessizlik bazen bilgelik, bazen korku, bazen de sadece ilgisizlik olabilir. İnsanları sadece görünüşlerine göre yargılamak, onları yanlış anlamamıza yol açıyor.

Bence asıl derinlik, sessizlikte değil; doğru yerde konuşabilmekte, kendini ifade edebilmekte ve başkalarıyla anlamlı bağlar kurabilmekte yatıyor.

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Sizce bu söz hâlâ geçerli mi? Sessizliği bilgelik olarak görmek mi doğru, yoksa bu sadece kültürel bir yanılgı mı? Gelin, burada beraber tartışalım.
 
Üst