- Katılım
- 25 Mar 2021
- Mesajlar
- 2,241
- Puanları
- 36
BAYBURT (AA) – Milletlerarası ödüllü Baksı Müzesi ile Kenan Yavuz Etnografya Müzesi yardımıyla Türkiye‘nin en küçük ili Bayburt‘un turizmden alacağı hissesi arttırması hedefleniyor.
Kent merkezine 45 kilometre uzaklıktaki Bayraktar (Baksı) köyünde, Çoruh Vadisi’ne bakan bir doruğun üzerine ressam ve akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan tarafınca kurulan Baksı Müzesi, 2010’da kapılarını sanatseverlere açtı.
Çağdaş ve klâsik sanatları tıpkı çatı altında barındıran, atölyelerle yöre insanına eğitim ve istihdam imkanı da sağlayan müze, 2014 Avrupa Kurulu Müze Ödülü’ne ve birebir yıl TBMM Onur Ödülü’ne layık görüldü.
Klâsik kültürü koruyarak gelecek nesillere aktarmak için araştırmalar yaparken başka yandan da bayan istihdamı projeleri, özel yetenekli çocukların tespit ve desteklenmesi üzere çalışmalar yürütülen müze, sıradışı stantlarıyla yurt içi ve yurt haricinde isminden kelam ettiriyor.
İş insanı Kenan Yavuz da 2013’te, doğup büyüdüğü Demirözü ilçesine bağlı Beşpınar köyünde 4 bin 500 metrekare kapalı, 10 bin 500 metrekare açık alan olmak üzere toplam 15 bin metrekare üzerinde kültür konutu kurdu. Yaklaşık 6 yıl kültür meskeni olarak hizmet veren yer, 2019’da “resmi özel müze” statüsü kazandı.
Kentin en değerli kültür ve turizm noktalarından olan müze, Avrupa Müze Forumunca her yıl düzenlenen “Avrupa Yılın Müzesi Ödülleri” yarışında “2021 Silletto Ödülü”ne layık görüldü.
Kovid-19 salgınına karşın yaz devrinde 25’er bin ziyaretçi ağırlayarak kentte turizmin lokomotifi haline gelen müzeler, yıl sonuna kadar ziyaretçi sayılarını 30 binin üzerine çıkarmayı hedefliyor.
“Günümüzün en değerli ekonomik aktörlerinden birisi turizm”
Baksı Müzesi kurucusu Prof. Dr. Koçan, AA muhabirine, günümüzün en değerli ekonomik aktörlerinden birinin turizm olduğunu, bunun içerisinden en değerli hissesi da kültür turizminin aldığını söylemiş oldu.
Kültür turizminin yörenin iktisadına sunduğu katkının yanı sıra beşerler içinde kültürel yakınlaşma da sağladığına dikkati çeken Koçan, kültürel turizmin ekonomiyi tabana yayma konusunda büyük bir tesiri olduğunu, bunun ortasında cazibe merkezleri yaratmak gerektiğini belirtti.
Koçan, müzelerin bu cazibe merkezlerinden biri olduğunu söz ederek, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Biz burada 2010’da müzeyi açtık. Ortadan 10 yıl geçti. Bu 10 yıl içerisinde hayli beklemediğimiz gelişmeler oldu. Cins şirketlerinin varlığını fark ettik. Biz işletmeci olmadığımız için yaşayarak her şeyi öğrendik. Bu çeşit şirketleri, ne kadar fazlaca medya kanalları etkin olursa o kadar hayli ilgi göstermeye başladı. İnsanlarda muhakkak bir talep oluşturmaya başladılar. Bizim buradaki en başarılı şeylerimizden biri Karadeniz cinsleri. Bunlar hayli evvelden başlamış tiplerdi. Bu sefer Karadeniz cinsleri Erzurum üzerinden gelip, buradan Ovit’ten geçip Trabzon’dan geri dönen çeşitler haline geldi. Yani taraf, yol, trafik değişti. O açıdan hem iktisat birebir vakitte kültürel manada son derece büyük bir hareketlilik başladı.”
Bu hareketliliğin kendilerini daha yeterli algılamalarını sağladığını anlatan Koçan, “Örneğin, mahallî mutfak kavramı daha evvel bizim gündemimizde yoktu. Son vakit içinderda lokal mutfak kavramıyla insanları etkilemeye başladık ve mutfağımızın bir zenginlik olduğunun farkına vardık.” dedi.
“Turizmin bu bölgeye ağırlaşacağını düşünüyorum”
Koçan, Baksı Müzesi’nin bir marka olduğunu ve her kıtadan ziyaretçi ağırladığını tabir etti.
Bu yıl Kovid-19 salgını niçiniyle hedeflenen ziyaretçi sayısına ulaşamadıklarını kaydeden Koçan, “Hedeflediğimiz 100 bin kişiydi. Lakin bu yıl 35 bini aşacağımızı zannetmiyorum. Bunu da bulabilirsek uygun bir sayı. Önümüzdeki yıl her şey yolunda giderse 150 bin maksadından kelam edebiliriz. Birkaç sene içerisinde de bu 300 bin, 500 bine gerçek epey rahatlıkla gidebilir.” diye konuştu.
Koçan, müze ve etrafı için yeni projeleri bulunduğunu, bunun da ziyaretçi sayısına tesir edeceğini belirterek, “Burada karavanlarıyla gelenler için bir alan yaratmak istiyoruz. Turizm için coğrafyamız epeyce uygun. Pak hava, bozulmamış coğrafyamız var. O coğrafyanın nimetlerinden yararlanabilmesi için insanlara daha konforlar ve alternatifler sunmak lazım. Bir oburu çadır turizmi dediğimiz şey.” tabirini kullandı.
“Yerli ve yabancı turistlerin olağanüstü ilgisiyle karşı karşıyayız”
Kenan Yavuz Etnografya Müzesi’nin kurucusu Kenan Yavuz da Avrupa Müze Forumunca (EMF) 2021 yılı Avrupa Yılın Müzesi Silletto Ödülü’ne layık görülmenin bölgede turizminin gelişmesi ve yörenin külçeşidini, folklorunu, mimari dokusu ile lezzetini dünyaya tanıtmak için bir fırsat olduğunu söylemiş oldu.
Kentte ödüllü iki müzenin bulunmasının değerine vurgu yapan Yavuz, şunları söylemiş oldu:
“Türkiye’de memleketler arası ödüllü iki müzenin bulunduğu tek vilayet Bayburt. Bu da son derece değerli bir gelişme. ötürüsıyla bundan daha sonraki periyotta Bayburt’un tüm külçeşidini, tarihi yerlerini birebir fotoğrafın içerisinde buluşturarak, toplumsal hayat kalitemizi artırarak güzelliklerimizi daha fazla dünyaya tanıtabiliriz. Bu epey değerli bir fırsat. Bunu kıymetlendirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Valiliğimiz, belediyemiz, sivil toplum örgütlerimiz ve vatandaşlarımız müzemize karşı inanılmaz bir sahiplenme içerisinde.”
Yavuz, salgına karşın bu yıl yalnızca temmuz ve ağustos aylarında 25 bin ziyaretçi ağırladıklarına işaret ederek, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Bu hakikaten büyük bir sayı. Burası bir köy. Anadolu’nun fazlaca uzak noktalarında ve Türkiye’nin en küçük vilayetinde olan bir köy. ötürüsıyla pandemi olmasaydı bu yılki amacımız 50 bin ziyaretçi ağırlamaktı. Lakin dönemi 30 binin üzerinde ziyaretçiyle geçeceğiz. Pandeminin etkisinin devam ettiği tüm turizm yörelerinde bu olumsuzluk yaşanıyor. Fakat önümüzdeki yıl epeyce daha kapsamlı, tanıtıcı çalışmalarla toplumsal etkinliklerle buraya gelen her ziyaretçinin Bayburt’un kültür elçisi olarak kentten ayrılmasını temin etmeye çalışacağız.”
Yerli ve yabancı turistlerin olağanüstü ilgisiyle karşı karşıya olduklarının altını çizen Yavuz, “Bayburt’un kadim külçeşidini gerek ülkemize gerek dünyaya tanıtma noktasında üzerimize düşen sorumlulukları bu mükafatla bir arada daha fazla yerine getirmeye uğraş edeceğiz.” dedi.
Sizce Türkiye, parlamenter sisteme dönmeli mi?
— Haberler.com (@Haberler) September 30, 2021
Kent merkezine 45 kilometre uzaklıktaki Bayraktar (Baksı) köyünde, Çoruh Vadisi’ne bakan bir doruğun üzerine ressam ve akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan tarafınca kurulan Baksı Müzesi, 2010’da kapılarını sanatseverlere açtı.
Çağdaş ve klâsik sanatları tıpkı çatı altında barındıran, atölyelerle yöre insanına eğitim ve istihdam imkanı da sağlayan müze, 2014 Avrupa Kurulu Müze Ödülü’ne ve birebir yıl TBMM Onur Ödülü’ne layık görüldü.
Klâsik kültürü koruyarak gelecek nesillere aktarmak için araştırmalar yaparken başka yandan da bayan istihdamı projeleri, özel yetenekli çocukların tespit ve desteklenmesi üzere çalışmalar yürütülen müze, sıradışı stantlarıyla yurt içi ve yurt haricinde isminden kelam ettiriyor.
İş insanı Kenan Yavuz da 2013’te, doğup büyüdüğü Demirözü ilçesine bağlı Beşpınar köyünde 4 bin 500 metrekare kapalı, 10 bin 500 metrekare açık alan olmak üzere toplam 15 bin metrekare üzerinde kültür konutu kurdu. Yaklaşık 6 yıl kültür meskeni olarak hizmet veren yer, 2019’da “resmi özel müze” statüsü kazandı.
Kentin en değerli kültür ve turizm noktalarından olan müze, Avrupa Müze Forumunca her yıl düzenlenen “Avrupa Yılın Müzesi Ödülleri” yarışında “2021 Silletto Ödülü”ne layık görüldü.
Kovid-19 salgınına karşın yaz devrinde 25’er bin ziyaretçi ağırlayarak kentte turizmin lokomotifi haline gelen müzeler, yıl sonuna kadar ziyaretçi sayılarını 30 binin üzerine çıkarmayı hedefliyor.
“Günümüzün en değerli ekonomik aktörlerinden birisi turizm”
Baksı Müzesi kurucusu Prof. Dr. Koçan, AA muhabirine, günümüzün en değerli ekonomik aktörlerinden birinin turizm olduğunu, bunun içerisinden en değerli hissesi da kültür turizminin aldığını söylemiş oldu.
Kültür turizminin yörenin iktisadına sunduğu katkının yanı sıra beşerler içinde kültürel yakınlaşma da sağladığına dikkati çeken Koçan, kültürel turizmin ekonomiyi tabana yayma konusunda büyük bir tesiri olduğunu, bunun ortasında cazibe merkezleri yaratmak gerektiğini belirtti.
Koçan, müzelerin bu cazibe merkezlerinden biri olduğunu söz ederek, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Biz burada 2010’da müzeyi açtık. Ortadan 10 yıl geçti. Bu 10 yıl içerisinde hayli beklemediğimiz gelişmeler oldu. Cins şirketlerinin varlığını fark ettik. Biz işletmeci olmadığımız için yaşayarak her şeyi öğrendik. Bu çeşit şirketleri, ne kadar fazlaca medya kanalları etkin olursa o kadar hayli ilgi göstermeye başladı. İnsanlarda muhakkak bir talep oluşturmaya başladılar. Bizim buradaki en başarılı şeylerimizden biri Karadeniz cinsleri. Bunlar hayli evvelden başlamış tiplerdi. Bu sefer Karadeniz cinsleri Erzurum üzerinden gelip, buradan Ovit’ten geçip Trabzon’dan geri dönen çeşitler haline geldi. Yani taraf, yol, trafik değişti. O açıdan hem iktisat birebir vakitte kültürel manada son derece büyük bir hareketlilik başladı.”
Bu hareketliliğin kendilerini daha yeterli algılamalarını sağladığını anlatan Koçan, “Örneğin, mahallî mutfak kavramı daha evvel bizim gündemimizde yoktu. Son vakit içinderda lokal mutfak kavramıyla insanları etkilemeye başladık ve mutfağımızın bir zenginlik olduğunun farkına vardık.” dedi.
“Turizmin bu bölgeye ağırlaşacağını düşünüyorum”
Koçan, Baksı Müzesi’nin bir marka olduğunu ve her kıtadan ziyaretçi ağırladığını tabir etti.
Bu yıl Kovid-19 salgını niçiniyle hedeflenen ziyaretçi sayısına ulaşamadıklarını kaydeden Koçan, “Hedeflediğimiz 100 bin kişiydi. Lakin bu yıl 35 bini aşacağımızı zannetmiyorum. Bunu da bulabilirsek uygun bir sayı. Önümüzdeki yıl her şey yolunda giderse 150 bin maksadından kelam edebiliriz. Birkaç sene içerisinde de bu 300 bin, 500 bine gerçek epey rahatlıkla gidebilir.” diye konuştu.
Koçan, müze ve etrafı için yeni projeleri bulunduğunu, bunun da ziyaretçi sayısına tesir edeceğini belirterek, “Burada karavanlarıyla gelenler için bir alan yaratmak istiyoruz. Turizm için coğrafyamız epeyce uygun. Pak hava, bozulmamış coğrafyamız var. O coğrafyanın nimetlerinden yararlanabilmesi için insanlara daha konforlar ve alternatifler sunmak lazım. Bir oburu çadır turizmi dediğimiz şey.” tabirini kullandı.
“Yerli ve yabancı turistlerin olağanüstü ilgisiyle karşı karşıyayız”
Kenan Yavuz Etnografya Müzesi’nin kurucusu Kenan Yavuz da Avrupa Müze Forumunca (EMF) 2021 yılı Avrupa Yılın Müzesi Silletto Ödülü’ne layık görülmenin bölgede turizminin gelişmesi ve yörenin külçeşidini, folklorunu, mimari dokusu ile lezzetini dünyaya tanıtmak için bir fırsat olduğunu söylemiş oldu.
Kentte ödüllü iki müzenin bulunmasının değerine vurgu yapan Yavuz, şunları söylemiş oldu:
“Türkiye’de memleketler arası ödüllü iki müzenin bulunduğu tek vilayet Bayburt. Bu da son derece değerli bir gelişme. ötürüsıyla bundan daha sonraki periyotta Bayburt’un tüm külçeşidini, tarihi yerlerini birebir fotoğrafın içerisinde buluşturarak, toplumsal hayat kalitemizi artırarak güzelliklerimizi daha fazla dünyaya tanıtabiliriz. Bu epey değerli bir fırsat. Bunu kıymetlendirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Valiliğimiz, belediyemiz, sivil toplum örgütlerimiz ve vatandaşlarımız müzemize karşı inanılmaz bir sahiplenme içerisinde.”
Yavuz, salgına karşın bu yıl yalnızca temmuz ve ağustos aylarında 25 bin ziyaretçi ağırladıklarına işaret ederek, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Bu hakikaten büyük bir sayı. Burası bir köy. Anadolu’nun fazlaca uzak noktalarında ve Türkiye’nin en küçük vilayetinde olan bir köy. ötürüsıyla pandemi olmasaydı bu yılki amacımız 50 bin ziyaretçi ağırlamaktı. Lakin dönemi 30 binin üzerinde ziyaretçiyle geçeceğiz. Pandeminin etkisinin devam ettiği tüm turizm yörelerinde bu olumsuzluk yaşanıyor. Fakat önümüzdeki yıl epeyce daha kapsamlı, tanıtıcı çalışmalarla toplumsal etkinliklerle buraya gelen her ziyaretçinin Bayburt’un kültür elçisi olarak kentten ayrılmasını temin etmeye çalışacağız.”
Yerli ve yabancı turistlerin olağanüstü ilgisiyle karşı karşıya olduklarının altını çizen Yavuz, “Bayburt’un kadim külçeşidini gerek ülkemize gerek dünyaya tanıtma noktasında üzerimize düşen sorumlulukları bu mükafatla bir arada daha fazla yerine getirmeye uğraş edeceğiz.” dedi.
Sizce Türkiye, parlamenter sisteme dönmeli mi?
— Haberler.com (@Haberler) September 30, 2021